Bakanlığın penceresinden bakınca…

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Muhaliflik, yanlışı görme ve eleştirme gazetecilik mesleğinin özünde var. Aldığımız eğitim ve ustalarımızdan öğrendiklerimizden benimsediğimiz bir gazetecilik anlayışı var. Bu anlayış, kişileri hedef almadan, konulara eleştirel ve kuşkulu bir gözle bakarak, doğruya ve gerçeğe bağlı kalarak kamuoyu yararını gözeten gazetecilik anlayışıdır.

Yaklaşık 15 yıldır bu anlayışla tarım yazıları yazıyoruz. Hiç kimseye karşı önyargılı değiliz, olamayız. Tarım konusunda görüşü olan, sözü olan herkesle diyalog içerisinde olmayı çok önemsiyoruz. Çünkü, amacımız doğru bilgilere ulaşmak ve o bilgileri eğip bükmeden, çarpıtmadan okurlarımıza sunmaktır.

Arşive dönüp bakıldığında hiç bir yazımızda kişilere yönelik, hakaret içeren, küçümseyen, hor gören, yok sayan bir gazetecilik anlayışı yoktur. Sansasyonel gazetecilik anlayışı bu sütunda asla yer almaz. Tek bir hedefimiz var, doğru bilgiyi en yalın biçimde siz okurlara sunmak. Zaman zaman  yazdıklarımızdan rahatsız olan, şikayet eden, eleştirenler olduğu gibi, beğenilerini, övgülerini bildirenler de çok olur.

Son zamanlarda katıldığımız pek çok toplantıda "Tarım Bakanı ile aranız nasıl, düzeldi mi" diye soruyorlar.

Tarım Bakanı ile bir sorunumuzun olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Gerçekten de bir sorunumuz yok.

Herkes işini yaparsa niye sorun olsun ki!

Ayrıca hatırlatmakta yarar var. Bakanlık koltuğunda oturanlar, koltukta otururken yazdıklarınızdan hoşlanmaz, eleştiri yapmanızı istemezler. O koltuktan ayrıldıktan sonra takdirlerini de esirgemezler.

Keşke bakanlık koltuğundayken eleştirileri takdir etme, eleştirilerden yararlanma alışkanlığı olsa.

Yanlış anlaşılmasın buradan mevcut Tarım Bakanı'na bir mesaj verme kaygımız yok. Bizim yaptığımız genel bir durum tespiti. Dostlarla yaptığımız sohbetlerde bunları konuşuyor tartışıyoruz. Nitekim, geçen hafta İstanbul'da yapılan EastAgri toplantısında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ferhat Şelli ile bütün bunları konuştuk.

Bakanlık yetkilileri ile her konuşmamızda aşağı yukarı hep aynı sözlere muhatap kalıyoruz.

Diyorlar ki; "Bakanlık olarak sizi çok yakından takip ediyoruz. Yazılarınızı düzenli okuyoruz. Çok yararlanıyoruz. Fakat, çok eleştiriyorsunuz. Doğru yaptığımız hiçbir şey yok mu?"

Bizim yanıtımız da hep aynı olur.

Siz kendi bakış açınızla her şeyi doğru yaptığınızı zannediyorsunuz. Bunu da her fırsatta dile getiriyorsunuz. Televizyonlarda, gazetelerde, kendi internet sayfanızda, yayınlarınızda başarılarınızı ballandıra ballandıra anlatıyorsunuz. Pek çok gazeteci arkadaşımız sizin her yaptığınızı, her söylediğinizi doğru kabul ederek bunları kaleme alıyor. Bırakın da bir kişi de eleştirsin ne olacak?

Bu genel değerlendirmeden ve karşılıklı yakınmalardan sonra Ferhat Şelli, et krizi ile ilgili bakanlığın yaptığı çalışmaları anlattı.

Ferhat Şelli'nin anlattığına göre, bakanlık, et konusunda besici, üretici ve tüketici açısından piyasa dengesini koruyacak çalışmalar yapıyor. Bu amaçla toplantılar yapılıyor. Tarafların görüşleri alınıyor. Günlük olarak et fiyatları yakından izleniyor. Dengeler gözetilerek önlemler alınıyor.

Bakanlık, et fiyatının yükselmesinde birkaç büyük firmanın etkili olduğu görüşünde ısrarcı. Üreticiden danaları alan büyük firmalar, belli bir sayıya ulaştıktan sonra hayvan pazarlarında bilinçli olarak fiyatı yükselterek ellerindeki çok sayıda danayı yüksek fiyattan satarak çok iyi para kazanıyorlar. Fakat bunu yaparken et fiyatının yükselmesine neden oluyorlar.

Ferhat Şelli diyor ki, "biz en baştan doğrudan et ithal edebilirdik. Fakat amacımız piyasadaki dengeleri koruyarak hem üreticiyi destekleyen hem tüketiciyi memnun eden bir politika uygulamaktır. İthalat yapmak için canlı hayvan ithalatını gündeme getirerek büyük besicilerin yarattığı spekülasyonu önlemeye çalıştık. Fakat bu tam gerçekleşmedi. Bu nedenle aşamalı olarak ithalat politikasını devreye soktuk. Amacımız üreticiyi zarara uğratmadan tüketicinin en uygun fiyatla et tüketmesini sağlamak. Bakan Bey, her zaman üreticiden yana tavrını koyar. Bunun için ithalat politikası yürürken, üretimi artırıcı önlemler aldık. Yaklaşık 14 bin üreticiye 1 milyar lira kredi verdik. Fakat, kredi vermek yetmiyor. Moral vermek lazım. Sizin gibi duyarlı yazarlardan, gazetecilerden üreticilere, girişimcilere moral vermenizi bekliyoruz. Biz konuya hakimiz ve verdiğimiz sıfır faizli kredinin olumlu sonuçlarını 6 ayda alacağımıza inanıyoruz. Üreticiye moral, bize de 6 aylık bir zaman tanıyın."

Tarım Bakanlığı'nın penceresinden bakılırsa hayvancılıkta  endişe edecek bir durum yok. Elbette bu görüşe katılmıyoruz, ama şimdilik moralinizi bozmayalım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar