Bakanın skoru

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Dün Meclis'te icracı bakanlarımızdan biriyle sohbet ederken söz, gezilerin yoğunluğuna geldi.

"Farklı şehirlerdeki toplantılara katılmak için inanılmaz efor harcıyoruz." dedi, sayın bakan.

"Bütün toplantılara katılımınız gerekli mi?" diye sorunca, yanıtıyla sorusu gecikmedi "Muhalif tarafın çalıştı yine, yanlışı söyle de bilelim!"

* *

Evet, gazeteci muhaliftir.

Muhalif olmalıdır.

Daha iyisi olsun diye boşlukları doldurmaya çalışmalıdır.

Bu nedenle bardağın boş tarafını görmekle mükelleftir.

* *

Toplantı ve gezilere dönersek:

Gazetecilikte 15'inci yılın içindeyim.

Katıldığım toplantı sayısı binin üzerindedir; dokümanlar aracılığı ile sonuçlarını takip ettiğim toplantı sayısı ise onbinin…

Çıkardığım sonuç:

Toplantıları çözüm üretmek için değil, sorun anlatmak için düzenliyoruz.

Sorunlara kalıcı ve dengeli çözümler üretmiyoruz.

Çalışma saatlerinde toplantılar düzenleyerek zamanı boşa harcıyoruz.

Aynı şeyleri dinlemekten, dinletmekten ve oturmaktan sıkılmıyoruz.

Sorunu dinlemek ve anlatmak için rahatlıkla bir araya gelirken, çözüm geliştirmede ve çözümün uygulamasında o birlikteliği sağlayamıyoruz.

Bu nedenle de, "Toplantılara harcadığımız vakti işe harcasaydık, kronik hale gelmiş sorunlarımız devam eder miydi?" sorusuna yanıt veremiyoruz.

* *

Siyasetçinin sorunları dinlemesi önemli.

Yani madem toplantıya katıldı, açılış konuşmasının ardından "programım yoğun" deyip gitmemeli.

Siyasetçinin çözüme yönelik karara vesile olması ve kararı uygulatması çok daha önemli.

Yani madem toplantıya katıldı, katıldığı toplantının hakkını vermeli.

* *

Gezilere dönersek:

90'lı yıllarda da gezilere giderdik.

Pazartesi günü düzenlenecek 1 saatlik toplantının takibi için devlet erkanıyla cumadan gittiğimiz gezileri bilirim.

Sırf gazeteci muhalif diye:

Son 7 yılda katıldığımız gezilerin, önceki gezilerle uzaktan yakından benzerlik taşımadığını söylememezlik edebilir miyim?

Devlet Bakanı Babacan ile 5 günde, 14 saat uykuyla, 6 ülke dolaşıp, Türkiye'nin anlatıldığı 17 toplantıya katıldığımızı nasıl unutabilirim?

Babacan'ın o gezi sonrasında bir gece Türkiye'de kalıp, aynı programla 5 Doğu Avrupa ülkesi gezisine çıkmasını, 'insan üstü çaba" cümlesi dışında, hangi cümleyle açıklayabilirim?

Aynı şekilde son 2 aydır Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun sabah Irak, öğlen Rusya, ikindi Zurih, akşam Fransa şeklinde süren dayanılması güç görüşme trafiğini ve performansını nasıl görmezden gelebilirim?

Son dönemde Devlet Bakanı Çağlayan'ın, Sanayi Bakanı Ergün'ün, Tarım Bakanı Eker'in, Ulaştırma Bakanı Yıldırım'ın, Enerji Bakanı Yıldız'ın harcadığı enerjinin hakkını yiyebilir miyim?

* *

Ama görüyorum ki gezilerde de sıkıntılar başladı.

En büyüğünü söyleyeyim: "Kilometre skoru"

Bakanlar artık yaptığı işten ziyade, yaptığı kilometreyi konuşuyor kulislerde.

Toplantı enflasyonunu sevenlere, önemli bir 'toplantı' konusudur, duyurulur…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks (2) 27 Ağustos 2024
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024