Bakan Yıldız'ın biyoyakıtçıya müjdesi...
Geçen cuma günü İzmir'deydik...
Kısa adı ENVER olan Enerji Verimliliği Derneği'nin organize ettiği kampanya için...
Kampanyanın adı "Enerji Hanım"...
ENVER organize ediyor, kampanya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı inisiyatifi ile yürütülüyor...
***
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Enerji Hanım" projesini anlatırken "ev hanımlarına büyük iş düştüğünü" söyledi...
Ve şöyle devam etti:
"Enerjiyi ithal ediyoruz. Her yerden... Nijerya'dan bile enerji geliyor. Ve verimsiz kullanıyoruz. Her bin dolarlık mili hasılayı oluşturmak için Türkiye'nin harcadığı enerji yüksek. Japonya ve Almanya
daha az enerji tüketerek bu miktarı karşılıyor. Bu alanda yapacağımız her tasarruf çok önemli. Enerjiyi hanımlar ve iş adamları daha verimli kullanmalı. Sadece evlerde 4 milyar dolar tasarruf edebiliriz..."
***
Enerji Hanım projesi etkinliği öncesinde, bir grup ekonomi gazetecisi Bakan Yıldız ile sohbet etme imkanı bulduk...
ENVER Başkan Yardımcısı Adnan Ersoy Ulubaş da bizlerle birlikteydi...
Bakan Yıldız sohbette pek çok konuya değindi...
Enerjide merak edilen konularla ilgili söylediklerine kısa kısa değinmek istiyorum...
Sonra da bir konunun altını özellikle çizmek istiyorum...
İlk sorulardan biri ‘Nabucco' projesi oldu...
Biliyorsunuz, bu proje, dört yıl önce yine bir temmuz ayında Orta Asya'dan Avrupa'ya doğalgaz taşımak üzere kurulması planlanan boru hattının anlaşmasının adı...
Avrupa'nın en büyük doğalgaz tedarikçisi Rusya'ya alternatif oluşturacağı için AB ve ABD tarafından da destekleniyordu..
Ancak Rusya'nın projenin en büyük gaz sağlayıcıları olan Kazakistan ve Türkmenistan ile büyük miktarda alım sözleşmeleri yapacağını duyurmasıyla kısmen rafa kalkar gibi olmuştu...
Şimdi Şahdeniz Konsorsiyumu'nun tercihini, Trans-Adriyatik Boru Hattı Projesi (kısa adıyla TAP) yana kullanmasıyla iyice gözden düştü...
***
Bakan Yıldız, bu tercihten ötürü Türkiye'nin herhangi bir kaybı olmadığını belirtiyor...
"Bilakis" diyor "Kazanımlarımız arttı. Nabucco'da yüzde 16 olan payımız, TAP'ta yüzde 20'ye çıktı. Biz sonuçtan memnunuz..."
Peki, bundan sonra Nabucco'da ne olacak? Projeden vazgeçilecek mi?
"Hayır" diyor Bakan Yıldız, "Nabucco'nun profilini biraz daha düşürebiliriz. Ancak fesh etmeyi düşünmüyoruz. BOTAŞ da projeden ayrılmaz. Zira, Avrupa'nın doğalgaz talebini karşılayacak pek çok projeye ihtiyaç var. Bugün olmazsa, yarın yine gündeme gelebilir..."
***
Bakan Yıldız, sohbetimiz sırasında, Avrupa'nın en düşük fiyatlı doğalgazının Türkiye'de kullanıldığını söylüyor. Hem evlerde, hem sanayide...
Hemen soru geliyor:
Avrupa Birliği'nin 27 üyesinin tamamı doğalgazı bizden daha mı pahalıya alıyor?
"Yoo" diyor, Enerji Bakanı, "Bizden pahalı alan da var, ucuz alan da..."
Öyleyse, nasıl mümkün oluyor?
"HES'lerle" diyor Bakan Yıldız, "O beğenmediğimiz, karşı çıktığımız HES'lerle... Tüm santrallerden elde edilen enerjiyi bir havuzda toplanmış gibi hareket ediyoruz. Bizim elde ettiğimiz elektriğin yüzde 25'i HES'lerden. Avrupa ortalamasının iki katı...
Doğalgazda yüksek olan maliyeti HES'lerle aşağıya çekebiliyoruz..."
***
Sohbette, yıllanmış konular da konuşuldu...
Doğu ve Güneydoğu'daki elektrik kayıp-kaçakları...
Özelikle Dicle, Aras ve Van Gölü dağıtım bölgeleri...
Bazı rakamlar verdi Bakan Yıldız:
"Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ faaliyet raporuna göre, kayıp kaçak oranı Dicle bölgesinde yüzde 72. Aras'ta yüzde 56..."
Yani, Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak'tan oluşan Dicle bölgesinde 100 birim elektriğin sadece 28 lirası tüketiciden tahsil edilebiliyor...
Van, Bitlis, Hakkari, Muş'tan oluşan Van Gölü bölgesinde ise 48 lirası...
Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Iğdır, Kars'tan oluşan Aras bölgesinde ise 44 lirası...
***
Ya bu bölgeler dışında?
"Bu bölgeleri çıkardığınızda, Türkiye'de kayıp kaçak ortalaması yüzde 9.4" diyor Enerji Bakanı, "Bu da pek çok AB ülkesinden düşük bir oran..."
Sorun yılların sorunu...
Bugüne kadar çözülemedi...
Peki, bundan sonra ne yapılacak?
"Bu bölgelerde elektrik faturalarını ödememeleri için PKK'nın telkinleri oldu. ‘Sizin zaten devletten alacağınız var, ödemeyin' diyorlardı. Ne yazık ki, bir kesim bu telkinlere kandı. Son 3 yılda kayıp-kaçak büyük artış gösterdi. Şimdi inanıyoruz ki, çözüm süreci buna da çözüm olacak. Bizce, bölgede ödeme kabiliyetiyle ilgili bir sorun yok. Ödeme alışkanlığı ile ilgili bir sorun var. Bu alışkanlıklarından vazgeçmeliler. Ben, bizzat açıkça söyledim. Elektrik parasını ödemeyenler bu yaz tarlalarını ekmesin. Yazın ortası da olsa elektriği kesebiliriz..."
***
Dicle bölgesinin işletme hakkını satın alan Dicle Enerji, her yıl kayıp kaçak oranını yüzde 10 azaltmayı kabul etmiş...
Bakan Yıldız, "Bölgenin özelleştirme bedeli 385 milyon dolar civarındaydı. Eğer yüzde 10'luk tasarruf sağlarsak bu 385 milyon liranın tahsili demek.."
21 elektrik dağıtım bölgesinin özelleştirmesi tamamlanmak üzere...
Son olarak, Dicle ve Aras bölgelerinin devir töreni yapılacak...
24 Temmuz'da Diyarbakır'da...
Doğalgaz Kanunu'nda hazırlıklar son aşamada. Yaz sonunda Meclis'e sunabiliriz" dedi Bakan Yıldız... Borsa İstanbul Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan ile görüştüğünü, BIST'in Enerji Borsası'na yüzde 30 ortak olacağını ve teknolojik destek vereceğini söyledi...
***
Dediğim gibi, pek çok şey konuştuk Enerji Bakanı Taner Yıldız ile...
En önemsediklerimden birini sona sakladım...
3 Temmuz'da gazeteniz DÜNYA'da manşetti:
"Aspir fırsatı kaçıyor"
Kısaca konuyu hatırlatayım:
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, bir süre önce çıkardığı tebliğde akaryakıta yerli tarım ürünlerinden elde edilen biyoyakıt katılması zorunluluğu getirmişti. Buna göre, 1 Ocak 2014'ten itibaren motorine artan miktarda yağ asidi
katılacaktı. Katılması zorunlu kılınan miktar ilk aşamada yüzde 2 olarak belirlendi. Daha sonra bu oran binde 2 seviyesine indirildi. 25 Haziran tarihli yeni tebliği ile bu karar kaldırıldı. İlk tebliğe göre, yerli katkı şartını dikkate alarak biyodizel üreticileri çiftçilerle sözleşme yapmıştı. Birçok çiftçi de çorak arazide de yetişebilen yağ oranı görece yüksek yerli aspir bitkisinin ekimini yapmıştı.
Son karar, biyoyakıt üreticilerinin de, çiftçilerin de planlarını altüst etti...
***
Konuyu, Enerji Bakanı Taner Yıldız'a sordum...
"Son derece haklı bir eleştiri" dedi ve arkasından çiftçileri ve biyoyakıt üreticilerini sevindirecek müjdeyi verdi:
"Bu konuda çok yeni bir çalışma içindeyiz. Tarım Bakanlığı, EPDK ve Enerji Bakanlığı olarak geçen hafta bir araya geldik. Ve bu konuda yeni bir karar aldık. Biyoyakıtın akaryakıta karıştırılma oranını yüzde 5'e çektik. Yakında açıklayacağız..."
***
Doğru olan da bu...
Yanlıştan dönmeyi bilmek güzel...
Madem yeni düzenleme geliyor, çok da sorgulanacak bir şey yok diye düşünmek de mümkün...
Ama yine de dayanamayıp sordum:
"Peki, neden önce katkı payını sıfırladınız da şimdi yüzde 5'e kadar yükseltiyorsunuz?"
Önce piyasanın ürün bakımından yetersizliğine değindi Bakan Yıldız, sonra da Maliye Bakanlığı'nın kaygılarına:
"Maliye Bakanlığı akaryakıttaki vergi gelirlerini olumsuz etkileyeceğini düşündü" dedi ve ardından kendi değerlendirmesini yaptı: "Doğru ithalatımızı azaltacak. Ancak, vergi gelirleri düşmesin, hatta artsın diye hep enerji mi ithal edelim? Bu tabii ki, bir yol olamaz. Aspir bizim yerli ürünümüz. Nadasa bırakılan boş tarlalarda yetiştirilebiliyor. Çiftçinin başka bir üründen vazgeçip aspir ekmesi gerekmez. Fazla masraf da istemiyor. Biyoyakıt için çok uygun bir ürün. Böylece, üreteceğimiz biyoyakıt da bizim yerli kaynağımız olacak..."
***
Biyoyakıt işine giren işadamlarına da bir mesaj verdi
Bakan Yıldız:
"Çekinmeyin. Çiftçilerle sözleşmeli tarıma yönelin. Alım garantisi verin ki, çiftçi de biyoyakıtı anlamlı bir büyüklüğe ulaştıracak miktarda aspir ekimine sıcak baksın. Biz destekleyeceğiz ama piyasanın da sahip çıkması lazım... Bu iş Türkiye'nin yararına.. Biyoyakıtı akaryakıta karıştırma oranını yüzde 7'ye kadar çıkaran ülkeler var. Brezilya gibi... Bizim de biyoyakıtı sonuna kadar değerlendirmemiz gerekiyor..."
***
Bakan Yıldız'ın verdiği bilgiye göre, Türkiye'nin son enerji ithalatı faturası 59.1 milyar dolar...
Türkiye büyüdükçe bu fatura da büyüyor...
Enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 70'ini ithalatla karşılayan Türkiye'nin, önümüzdeki dönemde dışa bağımlılığını azaltması şart.
Enerji sağladığı kaynakları çeşitlendirmesi de..
Bunu sağlayacak temel kaynak ise yerli ürün ve kaynaklar...
Yerli kaynaklara yönelmekten başka çare yok...
Dünyada son dönemde bu konuda çok önemli gelişmeler var. Enerjide yepyeni sayfalar açılıyor. Ve bütün projeksiyonlar gösteriyorki, önümüzdeki 10 yılda yenileri açılacak...
Enerjideki bu büyük dönüşüm hiç şüphesiz Türkiye'yi de etkileyecek...
Bu süreci, güneş enerjisinden kızgın kayalara Türkiye'nin önündeki fırsatları ve Enerji Bakanlığı'nın konuya yaklaşımını da size anlatacağım...
İzninizle haftaya...