Babacan'dan "temkinli iyimser" tablo
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ı Hürriyet Gazetesi'nin iş dünyasının temsilcilerine ve ekonomi yazarlarına yönelik düzenlediği bir toplantıda dinlemek fırsatını bulduk.
Başbakan Yardımcısı Babacan konuşmasında 2012 yılında dünya ekonomisi için temkinli Türkiye için ise göreceli iyimser bir tablo çizdi. Babacan Türkiye'nin güçlü konumunu "G20 toplantısında Başbakan ile benim dışımda yüzü gülen lider yoktu" diye anlattı.
Babacan'ın konuşmasında çarpıcı bulduğumuz mesajlarını aşağıda özetliyoruz.
"Avrupa'nın borç sorununu ve yapısal problemlerini çözmek için siyasetçilerin cesur adımlar atması ve halkı ikna etmeleri gerekiyor. Arkasında halk desteği olmayan teknokrat hükümetlerle bu süreci yönetmek çok zor."
Avrupa dünya ekonomisini tehdit edecek boyutta bir krizle karşı karşıya. Türkiye ise çok güçlü bir konumda. Orta Doğu ve Kuzey Afrika da yaşanan gelişmelerde Türkiye'nin tek başına etkisi 27 ülkeli Avrupa'nın etkisinden daha fazla oldu.
"Türkiye 2001 krizi sonrasında arkasına halk desteğini alarak tarihi bir dönüşüm gerçekleştirdi. Yapısal reformlar, mali disiplin, güçlü bankacılık, dalgalı kur sistemi ve düşük borçluluk oranları sayesinde ekonomimiz dışsal şoklara karşı eskisinden çok daha dayanıklı."
"Güçlü olmamız Avrupa'da yaşanan gelişmelerden etkilenmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. İhracatımızın yarısını, yurtdışı borçlanmalarımızın üçte ikisini sağlayan Avrupa ekonomisinde yaşanan gelişmeler bizim için çok önemli."
"Orta Vadeli Programda 2012 yılı için %4 sonraki yıllarda %5 olarak belirlenen büyüme hızı Avrupa ekonomisinin %1-%2 gibi bir hızla büyümesi varsayımına dayanıyor. Avrupa ekonomisinin durduğu ya da küçüldüğü bir ortamda büyüme rakamı program hedeflerinden sapabilir. Önlem olarak Avrupa dışı pazarları geliştirmeye çalışıyoruz. Ekonomi bakanımız şu anda Hindistan'da. Çin ile görüşmelerimiz devam ediyor."
Cari açık konusunda alınan önlemler sonuç vermeye başladı. Cari dengede tedrici bir düzelme başladı. Kalıcı bir düzelme olması için Türkiye'nin tasarrufunu artırması, enerji alanında dışa bağımlılığını azaltması ve rekabet gücünü artırması gerekiyor. Bunun için zamana ihtiyacımız var.
"Cari açığın finansman tarafında da olumlu gelişmeler var. Kısa vadeli borçlanma ve portföy hareketleriyle finanse edilen kısım azalırken uzun vadeli finansman ve doğrudan yatırımların aldığı kısım artıyor.
"Türkiye Avrupa'da yaşanan sorunlara rağmen büyüme için ihtiyaç duyduğu dış kaynağı temin etmekte zorlanmaz. Küresel sermaye yatırım kararlarını verirken ülkenin istikrarlı olmasına ve elde edeceği getiriye bakıyor. Bizde ikisi de mevcut."
"Güven ve istikrarın sağlanmasında Türkiye'nin sorunu yok. CDS oranlarımız çoğu Avrupa ülkesinden daha düşük seviyelerde işlem görüyor. Faiz oranlarındaki yükseliş sonrasında getiriler de cazip seviyelere geldi."
Toparlayacak olursak Başbakan Yardımcısı Babacan Avrupa'daki kaygı verici gelişmeleri ödevini iyi yapan bir teknokratın soğukkanlılığıyla izliyor. Babacan Türkiye'nin yere sağlam basan "deve adımlarıyla" yoluna devam edeceğine inanıyor. Ne diyelim! Biz de inanmak istiyoruz. Başarmak için inanmamız ve çok çalışmamız lazım.