Babacan gözden düştü mü?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

 

 

Başbakan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan arasında günlerdir süren "gaz-fren" polemiğinde bir anlamda Çağlayan'ın yanında yer alınca, zihinlerde "Acaba Babacan gözden düştü mü" sorusu oluşuverdi. Başbakan, Kanal 7'de katıldığı İskele Sancak programında Babacan ve Çağlayan'ın zıt açıklamaları hatırlatılarak yöneltilen "Siz nerede duruyorsunuz? Frene mi basmalı, gaza mı, yoksa arayı mı bulmalı" şeklindeki soru üzerine, "Ben şu anda kaptan köşkündeyim" yanıtını verdi. Yeri gelince frene, yeri gelince gaza basmak gerektiğini, maharetin bu dengeyi kurmakta yattığını belirten Erdoğan, "Arkadaşlarımızın bu gaz-fren diyaloğu, herhalde sempati toplamadan kaynaklanıyor" diye konuştu.

Mali disiplini baştan beri savunduklarını ve bu disiplinden taviz vermelerinin söz konusu olmadığını vurgulayan Başbakan, Türkiye'nin AB ülkelerinden beklediğini alamayınca yeni pazarlar oluşturma gayretine girdiğini belirterek, "Orada da Zafer Bey'in dediği gibi gaza yüklenmek durumundasınız ki ta gideceksiniz Latin Amerika'dan, Afrika ülkelerinden kendinize pazar bulacaksınız. Bu pazarı bulduğumuz için de ihracatta artış devam ediyor" dedi.

"Bakanlar arasında nüans var"

Başbakan Erdoğan, konuya ilişkin değerlendirmesinde, Babacan ve Çağlayan arasında çok büyük bir yaklaşım farkı olmadığını dile getirerek, görüşler arasında bir nüans bulunduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Ben şu andaki faiz oranını hala yüksek buluyorum. Bu faiz oranının daha düşmesi lazım. Merkez Bankası bağımsız karar verme yetkisine sahip. Fakat bu, devamlı korunduğu içindir ki o fren rahatsız edici olabilir. Zafer Bey'in deyimiyle orada balata aşınıyor. Ali Beyler de piyasa faizleri üzerinden daha çok şey yapıyor. Bütçe disipliniyle onu ilintili hale getirirsek, yanlış yaparız. Bizim ağırlıklı olarak yatırıma ihtiyacımız var. Kredi faizleri yüksek olduğu sürece yatırım yapmayı başaramayız. Piyasa faizlerinde bu artış devamlı olacak olursa, vatandaşın borçlanmadaki sıkıntıları ciddi manada artıyor. Faiz oranını iyi bir yerde tutamazsak, enflasyon sıkıntısını da aşamayız. Benim bir tezim var. Faizle enflasyon bir sebep netice ilişkisidir. Enflasyon neticedir, faiz ise sebeptir. Faizi ne kadar yüksek tutarsanız, enflasyon o kadar yüksek olacaktır. Bunu ters orantılı olarak düşünenler bizi sıkıntıya sokuyorlar. Bizim faizi düşürmemiz lazım."

Babacan haklı, ama Çağlayan daha da haklı!

Başbakan Erdoğan'ın açıklamasından çıkan yorumu bu şekilde özetlemek herhalde yanlış olmaz. Hem Başbakan'ın bir televizyon programında bakanlarından birine tümüyle sırtını dönen bir yaklaşım sergilemesi de zaten beklenemezdi.

Hükümete yakınlığıyla bilinen bir gazetenin geçtiğimiz günlerde attığı "Yanlış yönet, halka ödet" manşeti de hükümet içindeki ayrışmanın en somut göstergelerinden biriydi. Bu haberle bir tarafa Ali Babacan ve Erdem Başçı konuluyor; Babacan ve Başçı'nın "hatası"nı kapatmak için Maliye Bakanı Şimşek'in vergiye sarılmak zorunda kaldığı belirtiliyordu. Yani ekonomi yönetiminde saflar çok keskin hatlarla belli olmuştu; hükümete yakın medya da Başbakan'ın hangi tarafa yakın olduğunu gözeterek bu kutuplaşmada yerini çoktan almıştı.

Bundan sonra ne olur?

Başbakan Erdoğan'ın faize karşı olduğu sır değil; Başbakan faizin daha da düşmesi gerektiği görüşünü ilk kez dile getiriyor da değil. Merkez Bankası, önümüzdeki dönemde arkasında Ali Babacan desteğini eskisi kadar hissetmeyebilir. Kaldı ki, Babacan'ın desteği sürse bile, Başbakan tavrını somut olarak ortaya koyduktan sonra bu desteğin de pek kıymeti kalmış sayılmaz.

Para Politikası Kurulu'nun son toplantısıyla ilgili açıklamada ölçülü faiz indiriminin devam edebileceği, bir "olasılık" olarak dile getirilmişti. Başbakan'ın son açıklamasından sonra, faiz indirimi olasılık olmaktan çıkmış ve kesinleşmiş sayılır. Artık indirim ılımlı bir oranda mı olur, yüksek bir düzeyde mi yapılır, onu da 18 Ekim'deki Para Politikası Kurulu toplantısında göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar