Azmettirici sorunlar ve kusursuz fırtına!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Son bir hafta içinde yaşananlar, hem küresel düzeydeki ve hem de içerideki kırılganlığın öngörülenden çok daha yüksek olduğunu açığa çıkardı. Beklentiler bir kademe daha bozulduktan ve panik eğilimler sebebi ile güvensizlik iyice arttıktan sonra, sakin olma gayretleri ön plana çıkar oldu. Kusursuz fırtınanın tasarımcıları da, kendi tuzaklarına düşmekten kurtulamadı. 

Geride bıraktığımız haftanın son iş gününde ABD sermaye piyasalarında belirleyici olmaya başlayan satış baskısı, bu hafta başında neler yaşanabileceğinin habercisi olmuştu. Küresel ölçekte olumsuz baskıların hızla artması ve söz konusu ekonominin normalleşme masallarını unutmak zorunda kalması gündeme gelmişti. Beklenen oldu: zaten kırılgan olan küresel dengeler oldukça sert bir şekilde sarsıldı. Gelişen ve gelişmiş tüm ekonomiler, birbirine baka baka kızardı! Artan büyüme endişeleri, hayal dünyasındakileri yanına çekti! 

Sermaye piyasaları oldukça sert bir şekilde geriledi; eriyen varlık değerleri hem bilançoları yıprattı ve hem de beklentileri olumsuzlaştırdı. Altın dışındaki emtia piyasaları gerilemeye devam etti, makyajı silerek gerçeklerin açığa çıkmasına yardımcı oldu. Döviz piyasalarındaki dalgalanmalar ise olumsuz gelişmeler üzerinde belirleyici olmayı sürdürdü. Telafisi olanaksız kayıplar, eski ezberleri anlamsızlaştırdı. 

Yaşanan gelişmeler, muhtemelen küresel ve bölgesel büyüme tahminlerinin yeniden aşağı çekilmesine sebep olacak. Beklentiler bozulmasın diye gerçekçi olamayan ve hala küresel eğilimleri yönlendirmeye çalışanlar, kredilerini tüketmeye devam edecek; riskten kaçınma eğilimi sınırlı bir duraklamanın ardından yeniden hareketlenecek. Bu süreçte işsizlik oranları artacak ve küresel talep kademeli olarak daralacak; dengesizlikler büyüyüp sorunlar ağırlaştıkça, devreye girecek finansal fırtınaların tahribatı artacak. Gerçeklerin dayanılmaz ağırlığı çok daha yoğun bir şekilde hissedilecek. Olumsuzlukların faturasını tepkisel bir şekilde birilerine çıkarmaya çalşmak, akışı değiştiremeyecek. 

Ekonominin kuralları bellidir ve gerçeklerden hesapsızca uzaklaşmanın bedeli ağırdır. Olası talebi şişirerek arzın dengesiz bir şekilde artmasına izin verirseniz, evdeki hesaplarınız çarşıya uymaz. Veya riskleri olduğundan düşük ve getirileri yüksek gibi göstererek risk almayı teşvik ederseniz, sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız. Günü kurtarmak adına sürdürülebilir olmayan eğilimler rotasına girmek, sistemi bu tür yanlışlara bağımlılaştırarak yozlaştırır ve meçhule yolculuk hızlanır. Gerçeklerden kaçmak zorlaştıkça kırılganlık artar, yapay olarak yaratılan saadet zincirleri er veya geç kırılır. 

Son bir hafta içinde yaşadıklarımız, kesinlikle sürpriz niteliğinde değildir. Yaklaşık bir yıl önce yapılan G-20 Zirvesindeki uyarıları hatırlayın: kur savaşlarından mutlaka kaçınılması, enflasyona ve iç talebi öne çıkaracak yapısal reformlara öncelik verilmesi öneriliyordu. Fakat bugün tam aksini yaşıyor ve sonuçları ile tanışmaya başlıyoruz. Belli ki bu uyarıları yapanlar arasında olmayan koordinasyon nedeniyle, olmaz ise olmaz niteliğindeki eğilimlerin tam aksini tetiklemekten kaçınamıyorlar! Rusya’ya diz çöktürmek ve direncini kırmak adına petrol fiyatı çökertilmese idi, kur savaşları bugünkü boyutuna tırmanabilir miydi? Veya faiz yükseliş beklentileri ile riskten kaçınma eğilimi uyarılmamış olsa, devamında yaşananlar daha farklı olmaz mıydı? 

Sürdürülebilir olmayan eğilimlere rağmen derinleşen durgunlaşma, hemen yukarıdaki soruları önemsizleştiriyor. Zira çözümü tetikleyiciler yerine, azmettirici sorunların kalıcı olarak yok edilmesinde aramak gerekiyor; böyle olamadığı için krizler kronikleşiyor ve daha yıkıcı oluyor. Günü kurtarmak adına sorunların ağırlaştırılması ve dengesizliklerin büyütülmesinin bedelini ödemekten kaçmak mümkün olamıyor. Bu durumun farkında olanların sayısı arttıkça dengeler olması gereken yönde ve hızla değişiyor!
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar