Aziz Hoca ve Adalet Bakanı…
Dün bilimsel bir verimiz açıklandı…
O veriye göre, Ağustos ayında sanayi üretimimiz yüzde 2.9 arttı…
Yine o veriye göre, dayanıklı tüketim mallarındaki üretim artışı yüzde 11.6 oldu…
* * *
Son bir ayda da bilimsel verilerimiz vardı…
Karşılıksız çeklerin sayısı yükselmiş, kredi geri dönüşlerinde sorunlar artmıştı…
Bankaların kredileri çağırdığı ayyuka çıkmıştı…
Döviz yükselince, iç talep azalmıştı…
FED ve Çin beklentileri, dünyada da talebi düşürmüştü…
* * *
Çok daha bilimsel olan veriler de açıklanmıştı…
Güven azalmış, yüzyılın dibine gerilemişti…
İhracatta düşüş sürmüştü…
Kapasite kullanımındaki gerileme devam etmişti…
İşsizlik artmıştı…
* * *
Olumsuz verilerin dumanı üstündeyken, ne oldu da sanayi üretimi arttı?
* * *
Veri için, üretim yapanlardan, “Şaşırdık” diyen var, “Açıklaması zor” diyen var…
Yine iş dünyasının önde gelenlerinden, “Geçtiğimiz ay kötü bir resim çizmiştik ama üretimin arttığını / artacağını görebiliyorduk…” diyenler de var…
* * *
Birkaç açıklaması var…
Ya, iş dünyası ne ürettiğini bilmiyor!
Ya, iş dünyası ne ürettiğini biliyor ama nazardan korkup alenen açıklamıyor!
Ya, ekranlarda iş dünyasını temsilen konuşanlar, iş dünyasının temsilcisi değil!
Ya da bilimsel çalışmaları doğru düzgün yapamıyoruz!
* * *
Bilimsel çalışmaları doğru düzgün yaptığımızı, bilimsel verilere hakim olduğumuzu daha dün Prof. Dr. Aziz Sancar hocamız kanıtladı!
Kendisi de açıkladı!
“Bugünlere gelmemde Türkiye’de okuduğum ortaokulun, okuduğum lisenin, okuduğum üniversitenin çok büyük payı var” dedi…
Daha ne desin!
* * *
Aziz Hoca, “Ben yaptım, siz de yapabilirsiniz” de, dedi…
* * *
Sağolasın Aziz Hoca…
İnsanların sağlığı için, geleceği için 35 yıl kapanacaksın…
İnsanlık için katlandığın bu kadar sıkıntıya rağmen TV’lerde, gazetelerde boy göstermeyecek, hariçten gazel okuyup köşklerde / yalılarda oturmayacak, bir milletvekili dahi olamayacaksın…
Kalsaydı, bu çalışmaları nedeniyle kendisine ‘deli’ dahi diyebilecek potansiyele sahip, bu nedenle dışa bağımlılıktan kurtulamayan bir topluma, “Çalışırsak başarırız” dersini verip o toplumu belki de ataletten uyandıracaksın…
* * *
Önceki gün Adalet Bakanı Kenan İpek ile sohbet ederken, tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların, iş yurtlarında üretmiş oldukları ürünleri ihraç etmeye başladıklarını dile getirdi.
1997 yılında 3 bin hükümlünün çalıştığı işyurdu sayısının 242’ye, çalışan hükümlü sayısının ise 37 bine ulaştığına dikkat çekti…
En önemlisi ise…
1997 yılında cezaevleri genel müdürlüğü görevine getirildiğinde mesaisinin tamamını asayişi sağlamak için harcadığına vurgu yaptı…
Şimdi mi?
Şimdi, mahkumlar üretiyor…
İhracat da yapıyor…
Para da kazanıyor…
Asayişi bozmaya da zamanları kalmıyor…
Bu bilimsel girişim dünyaya da model oluyor…
Demek ki bize, ‘konuşmak’ hariç her alanda bilimsellik / üretkenlik gerekiyor!