Az gittik uz gittik
Gri listeden çıktık diye seviniyoruz, ancak 2021 yılında nasıl listeye girdik konuşmuyoruz. Tıpkı 2014 yılında listeden çıkarken, 2011 yılında nasıl listeye girdiğimize bakmadığımız gibi. Enflasyon düşmeye başladı diye seviniyoruz, ancak seçimlerden sonra %40 altına inen enflasyon nasıl oldu da iki katına çıktı diye analiz etmiyoruz.
BIST 100 Endeksi 10.800’e yaklaştı diye seviniyoruz, ancak tüm dünyada endeksler tarihi zirveler test ederken, biz hangi sürecin yönetiminde sınıfta kalarak, 11.088-9.958 düşüşünü yaşadık diye sorgulamıyoruz. Yani masal tekerlemelerinde de denildiği gibi çok uzun yol gittiğimizi düşünüp pek de başta olduğumuz yerden farklı bir yere gidememe hali söz konusu.
Yapısal reformlara öncelik vermeliyiz
Bu kısır döngüden çıkmamız adına, içeride faiz farkından faydalanma amaçlı gelen yabancı yatırımcı ve turizm sezonu ile artan döviz likiditesi ortamında yapısal reformlara öncelik vermemiz şart. Yabancı yatırımcı görüldüğü üzere swap kanalından geliyor, bono tarafında dezenflasyon sürecine belirli bir kredi tanıyarak geliyor. Ancak ülkemize daha orta ve uzun vadeli bakan, esas ihtiyacımız olan yatırımlar daha yavaş ilerliyor. Hisse senedi tarafında son haftalardaki geri çekilme yakından izlenmeli, çünkü bir adım ötesinde ülkede fabrika kuracak, kalıcı yatırım yapacak, istihdam yaratacak yabancı yatırımcıyı bekliyoruz.
AB'ye tam üyeliğin önemi
Son olarak da hepimizin gururu olan A Milli Futbol Takımımıza başarılar dilerken, ekonomik açıdan baktığımızda ilk 8 içinde bizden sonra kişi başına milli gelir olarak en zayıf ülkeler olan İspanya ve Portekiz’in bile iki katımızdan fazla bir noktaya ulaştığını görüyoruz. Hibe ve doğrudan yatırım olarak Avrupa Birliği’nden aldıkları büyük yardımlar şüphesiz 20-30 sene önce bizden pek farkı olmayan bu ülkelerin geldiği noktada etkili. Böylece AB tam üyelik hedefine bağlı kalmanın önemini bir kez daha görmüş oluyoruz. Zira çok yakın zamanda birliğe dahil olan Romanya’nın bile aldığı yardımlarla nasıl bir ivme yakaladığını yakından izliyoruz. Umarım futbol sahasında olduğu gibi ekonomik olarak da başarıya ulaştığımız günleri görürüz, çünkü bu büyük millet çok daha fazlasını hak ediyor.