Ayrışan dinamikleri

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Hazıra dağ dayanır mı, dayanmaz. Bize de dayanmıyor. Dış kaynak bağımlılığını azaltıcı üretim politikalarına odaklanmak, kullanımını etkinleştirmek adına yapılması gerekenleri ihmal edip işin en kolayına kaçıyoruz. Üretim finans köprülerimizi sadece dışardan sağlanan kaynak üzerinde inşa ediyoruz. En önemlisi 2013 Mayıs – Haziran’da başlayan süreçse eğer, ki öyle; gelişmekte olan ülkeler arasında piyasası, ulusal parasıyla ayrışan ülke olmamız boşuna değil. Bunun dört temel nedeninden söz etmek mümkündür.

1) Makroekonomimiz krize girerken iyi olan özelliklerinin yanına birkaç kötüyü ekledi.

2) Kriz yönetim politikalarımız esnek olmasına esnekti ancak, tamamen farklı bir fazda eksende yakalanma akıbetinin de önüne geçemedi. Yüksek dış bağımlılık bu gelişimin temel tuğlalarını koyuyor.

3) Yapısal reform gereksinimlerimiz Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya, Japonya, Almanya’dan çok daha fazla olmasına rağmen, hep geri planda kalmış ve sürece bu alanda çok daha hazırlıklı girebilecekken, girilemedi.

4) Toplumsal gerginliklerle mücadelede siyasi otorite gerekli esnekliği sağlayamadı. Türkiye’nin küresel algısı, hızla bozuldu.

Sermaye kaçışı başladığı mayıs aylarında dış finansman bulmada zorlanıyor ve rezervlerimizi harcıyoruz. Bu iki ayın sermaye kaçışı, ocak-nisan döneminde biriktirdiğimiz rezerv miktarı denktir. Fizikteki hız, bilinen bir mesafenin aşılma çabukluğunu ölçer. Muhasebe ve finansta uygulanan hızlar, stok devir hızı; hammadde ya da yarı mamul stokunun üretim sürecine dahil edilmesini, alacak devir hızı ise alacakların tahsil edilmesi sürelerini ölçer. Ocak-nisan dönemindeki 4 ayda 14.7 milyar dolar biriktirmişiz. Rezerv edinme hızımız 3.7 milyar dolar/ay. Mayıs-haziran dönemindeki 2 ayda 7.3 milyar dolar harcamışız. Rezerv harcama hızımız 3.7 milyar dolar/ay. Ayasofya’dan toplayıp, Sultanahmet’te dağıtıyoruz.

İyiyi kötü addetmek (saymak) cinayet, kötüyü iyi gaflet (aymazlık), kötüyü kötü ya da iyiyi iyi dirayettir (zeka). Burada bir de zaman parametresi girer ki devreye, bunu başarabilmekse en zorudur. Kötüyü kötü ya da iyiyi iyi değerlendirebilmek dirayetini gecikmesiz, çarçabuk gösterebilmek de cevvaliyettir (çabukluk). Para politikamız kriz süresince doğru adımlar attı. Ancak zamanlama olmadı. Dış bağımlılık, bu alandaki yapmak istediklerimize önemli ayak bağı oldu.

Öncü göstergelerin son dönemde önemi arttı. Merkez Bankası’nın tanımında kullanılan öncü göstergelerin yıldan yıla % değişimlerinin yıllık ortalamalarına 2007’den bu yana baktığımızda, iki kez eksi alana girdiğimizi görüyoruz. İlki Eylül 2008’de, ikincisi Ekim 2011’de. Önlem hataların tekrarını durdurabilmenin en geçerli yoludur. Öngörülerden sapan gerçekler kaçınılmaz bir maliyet yükler. İyiyi kötü öngörmenin maliyeti fırsat, kötüyü iyi görmenin maliyeti iflastır.

Piyasalar sivri ucu; makroekonomi, yapısallar, politikalar ve yönetimde sabit, diğeri beklentilerde bir kötü döngü içinde, pergel gibidir. Tasarruf, kamuyla özeldeki israf, kayıt dışılık, rekabet, dış bağımlılık, verim, yatırım ortamı, ar-ge, katma değer, pazar çeşitliliği, işgücü, eğitimle yakından ilgilenir.

“Altını mihenk taşında, insanı iş başında denemeli” der eskiler. FED tahvil alımlarını azaltıp, faizlerini artıran çıkışın parametrelerini tanımlandığında, koşullara ulusal tepkimiz; 1990 Rusya moratoryum ilanı sonrasındaki kırılganlığımızdan farksız oldu.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar