Ayrıntı dinamikleri daha kolay mı?
Canlı yaşamda ayrıntı dinamiklerinin önemli olduğunu kanıtlayan değişik gözlemlerimiz olmuştur.
Entelektüel anlamda ayrıntı dinamiklerini belirleyici rolünü Şerif Mardin'in bir incelemesinden öğrendim: Olguların ayrıntıdaki dinamiklerini kavramayanların, "olumlu" ya da "olumsuz" yönde "komplo teorileri" üreteceklerini söylüyordu.
"Şeytan ayrıntı da saklıdır" anlatımını, çok değişik ortamlarda, çok değişik konular için kullanıyorum.
Barabassi 'nin "Bağlantılar" adlı kitabı dilimize aktarılınca, 20'inci yüzyılda bilim yaklaşımın bölmeye, parçalara ayırmaya, parçalardan bütüne gitmeye ağırlık veren yaklaşımının "indirgemeci mantığı" beslediğini, insanların " Ağacı görürken, ormanı gözden kaçırarak" kaynak israf ettiğini fark ettim.
Einstein'den Hawking'e en küçükle en büyüğü kapsayan iki kuram yerine, bütün evreni açıklayabilen "tek kuram" arayışı için bilim insanlarınınharcadıkları entelektüel çabayı da bu alanda uzman olanların yazılarında öğreniyorum.
Geçenlerde iki deneyimli gazeteci, bir şirketin üst düzey yöneticisi ile yemekli söyleşide, "…ekonomide ayrıntıyı gözleme fırsatları yaratan teknoloji, iş süreçlerini kontrol altına almada giderek artan fırsatlar yaratıyor. Ben yıllardır Şişecam'da çalıştığım, bu konularla ilgili olduğun halde, cam şişenin analiz edildiğinde bin 959 adımdan oluştuğunu bilmiyordum" dedim.
Bin 959 adım çok abartılı mı?
Deneyimli gazeteciden itiraz geldi; "…haydi elli yüz adım olağan da, bin 959 adım çok fazla, abartılı …" dedi.
Sofra nezaketi nedeniyle yanımda olan bilgisayarımı ve arşivimi açıp kaynak göstermedim.
İşe döner dönmez arşive baktım: Daniel Goldman'la ilgili haber Radikal Gazetesi'nin 5 Hazirana 2010 günkü sayısında yer almıştı. İnsanlığın kentler oluşturup kültür inşa ederken kullandığı zekasını yeni bir uygarlık yaratabilmek için kullanabileceğini söylüyordu. Yaşam içinde kullandığımız tüm ürünlerin "…onları bizzat üreten kişiler üzerindeki etkileriyle ilgili bir mirasa" sahip olduğunu belirtiyordu.
Bir ürün, dönüştürülmeye başlandığı andan çöp haline gelinceye kadar bütün süreçte varlığını koruyor.Tüm teknolojilerin kullanıldığı "yaşam dönüsünün analizi" şimdi çok geniş bağlamlarıyla izlenebiliyor.
Goldman süreçte iki noktaya gönderme yapıyor: Birincisi yaşam döngüsü analiz sürecinin herhangi bir noktasındaki aylak izinin çok ötesine gidebiliyor. Örneğin bir cam şişe analiz edildiğinde bin 959 adımdan oluştuğu saptanıyordu. Her adımın çevre, sağlık ve insanla karşılıklı bağımlık ilişkisi var.Bu etkileşimin boyutlarını şimdi daha ayrıntıda, daha geniş alanlarda ve daha yoğun biçimde analiz edebiliyoruz. İkincisi de, bilgiye sadece "dönüştürme sürecinde" değil, satış aşamasında da erişebiliyoruz
Bilinçli yurttaşlık
Çoğu kez ilgi alanımızda olmayan, temel kavramlarını bilmediğimiz, bileşenleri hakkında net bir fikre ulaşamadığımız, bağlamları üzerinde hiç düşünmediğimiz bir şey söylendiği zaman, onu küçükseme eğilimi vardır.Bu eğilim sıradan insanlarda sakınca yaratmaz; ama topluma yön verme iddiasını taşıyan ya da toplumu yönlendiren bir işte konumlanmış birinin yakasına yapışmışsa, kitleler adına bir "ayıplı tutum" vardır.
Ayrıntıdaki dinamikleri anlamamıza yardımcı olacak araçlar hızla gelişiyor… Ama genel doğruların yarattığı eğilimleri bir erken uyarı mantığı ile algılama, eğilimleri daha belirgin hale gelmeden kavramak olan "bilinçli yurttaşlık" daha zor gibi…Bu nedenle yönetim kalitesi ilgili olanlar,yeni eğilimlere dikkat etmezlerse, eksik iş yapmış olurlar.
Diyorum ki, "akla nazar değseydi" de herkes kendini akıllı sanma paranoyasına yakalanmasaydı…Belki dünyanın sorunları bugünkü kadar olmazdı!