Aynalardan utanmadı

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Hepimizin yaşamını derinden etkilemiş insanlar vardır. Benim yaşamımda babam ve annemden sonra anımsadığım ilk insan Burhan Cahit Büyükispir'dir. Tokat Gazi Osmanpaşa Lisesi'nin karşısında küçük kırtasiye dükkanında okumayı, yazmayı, siyasi bakış açısını, başkaldırmayı, direnmeyi ve kendim olmayı ondan öğrendim.

Sonra YÖN Dergisi gelir: Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal ve daha nice yürekli aydının yazılarını sabırsızlıkla beklediğim günlerin heyecanı. Derken Çetin Altan ve İlhan Selçuk'un yazılarına takılıp zihinsel beslenmeye çalışma zamanı… Bu arada Osman Nuri Torun, Atilla Karaosmanoğlu ve Nejat Erder'i izleme… Osman Nuri Torun hayatın ciddiyetini öğreten hocam oldu… İlhan Tekeli'nin çalışkanlığı ve entelektüel üretkenliğini hayranlıkla izleyen bir uzak öğrenci oldum, ilham veren ve saygı uyandıran kişiliğinden etkilendim. Kemal Kurdaş'ın Ortadoğu Üniversitesi'nin kuruluşundaki sessiz ama derinden çalışması hiçbir zaman gözümden kaçmadı; rol modelim oldu.

Bana ilham veren ve saygı uyandıran insanlardan bir başkası olan İlber Ortaylı'yı her zaman alıcı ruhla okudum, dinledim:

"Bazı büyük adamların büyüklüğü anlaşılmaz. Bu doğaldır, insanlar ve toplumlar çok önde giden olayları ve liderleri kavrayamazlar. Fakat Kemal Kurdaş gibi bir idarecinin kanun ve düzen çerçevesinde kurum yaratan bir insanın unutulması Türkiye'ye has noksanlıklardandır. Maalesef bizim toplum sabah olan iyi ve kötü şeyi öğleden sonra unutan takımdır. Kötüler ve iyiler pek hatırlanmaz"

Yakından bir kez gördüğüm halde Kemal Kurdaş'ın zihnimde yerleşen çok olumlu bir imajı vardı. Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği, gerçekliğin sadece kendi bildikleri olmadığının farkında olma aydınlığı o dönemin önde gelenlerinde gözlediğim bir özellikti. Aykırı düşüncenin korunmasının bir zenginlik olduğu konusunda gizli bir uzlaşma sezmişimdir onlarda. Büyük öğretmen boykotunda en sert bildirileri yazdığımı bildiği halde Vali Mustafa Karaer'in frenleyici öğütlerini unutmam mümkün değil. Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde toplumun bütün renklerini temsil eden öğretim üyelerinin bir arada bulunması da Kemal Kurdaş gibi "tek yolcu" olmayan yöneticilerin sağlam anlayışlarının zenginliği idi.

Kahramandı

Kemal Kurdaş'ta bir "proje peşinde sonuna kadar gitme iradesi" de görürdüm. Ankara'nın kıraç topraklarında kocaman bir orman yaratması, başkentin nefes borusu armağan etmesi unutulabilir mi? Şimdi o ormanlık alan, Kurdaş'ın insanı iradesinin anıtı olarak orada öylece duruyor.

Kemal Bey'in bir başka özelliği de içerik kazandırılmış kurum yaratmadaki iddiası idi. Eğer ODTÜ hala bugün ülkemizin en prestijli üniversitelerinden biri ise Kemal Kurdaş' ın başlangıçta oluşturduğu doğru yapı, doğru işlev ve yaşayabilir kültürün etkisini görmezden gelebilir miyiz?

Cumhuriyet döneminin o kuşağının çok net bir bakış açısı vardı; kendilerini açıklayabilen netlikleri…O nedenledir ki, yaranmak için yamulmadan kendi bildikleri yolda ilerlemesini bildiler. Üstlendikleri görevi, güçlerinin yettiğince en iyi biçimde yapmanın izinden çok büyük sapmalar yapmadan yürüdüler…

Çetin Altan kahraman kavramını bilinmez olanla özleştirir. Şöhretli olandan kahraman olamayacağını söyler. Kemal Kurdaş' ın bir başka özelliği de küsmeden, darılmadan, yıkmadan, kırmadan ve dökmeden yaşama iradesini yerli yerine oturmuş biri olarak ömrünü tamamlaması oldu…İnandığı gibi yaşamıştır; doğru bildiğinin arkasında durmuştur. Toplumun çok önde gideni olmanın aynı zamanda "anlaşılmama" riski olduğunu bildiğinden eminim.

Kurnazlığın tuzağına düşmeden 90 yıl ömür sürmek kolay değil…Hayatın öz gerçeğini önde tutan, kendi gerçeğini abartmayan tutarlı bir liderdi…Ne yaptıysa iyi yaptı. Ne düşündüyse onu söyledi. Hiçbir işinde "…miş gibi" yapanların yürek tırmalayan iki yüzlülüğünün sıkıntılarını yaşamadı; uykularını bölmedi;aynalardan utanmadı.

Kemal Kurdaş adam gibi adamdı…Adam gibi işler yaptı…Sessiz sedasız dönüşü olmayan yoldan geçip gitti…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar