Ayna ayna söyle bana

Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım

Kötümserliğin doruk noktalarda dolaştığı şubat sonlarında, ekonomilerin kötüleşme hızındaki yavaşlama sinyalleriyle birlikte küresel hisse senetleri borsalarında bir yükselişin başlayabileceğini öne sürmüştük.

Mart başlarında küresel borsalarda başlayan bu yükseliş neredeyse soluksuz gerçekleşti ve tarihi olarak da en keskin rallilerden biri halini aldı.

Geçen hafta da, ABD'de bankacılık stres testlerinden daha önce basında yer alan haberlerden ve rakamlardan çok farklı bir sonuç çıkmaması ve açıklanan ekonomik verilerin (örneğin ABD'de tarım dışı istihdam, Çin'de PMI) ekonomide toparlanmayı destekler bir resim çizmesiyle, borsalar yükselmeye devam etti.

Bazı yönlerden içinde bulunduğumuz durum mart başındakinin benzeri fakat aynadaki görüntüsü gibi. Bugüne geldiğimizde ise şubat-mart başı gibi gördüğümüz kötümserliğin yerini iyimserliğin aldığını ve ekonomilerin kötüleşme hızındaki yavaşlamanın borsalar tarafından belli ölçüde fiyatlandığını düşünüyoruz.

Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde piyasalardaki yükselişin aynı hızla devam etmesi için verilerin kötüleşme hızında düşüşün yeterli olmayacağını ve piyasaların aynı hızda yükselmesinin zorlaştığını düşünüyoruz.

Mart diplerinden itibaren yükselişe öncülük eden Nasdaq endeksinin performansının son bir haftada kötüleşmesi dikkat çekici ve küresel piyasalar açısından bizce bir risk teşkil ediyor. Ayrıca ABD tahvil faizlerinin ciddi bir yükseliş göstermiş olması, özellikle mortgage faizlerindeki gerilemeyi sınırlayabilir ve ABD emlak piyasasındaki toparlanmayı geciktirebilir. Dolayısıyla borsaları da bu kanaldan etkileyebilir.

İç tarafta ise IMF ilişkileri ana gündem maddesi olmaya devam ediyor. Basında yer alan son haberlere göre IMF ile pazarlığın para miktarı ve ödenecek faiz üzerinde yoğunlaştığı, anlaşmanın 20-30 milyar dolar arasında olabileceği ve müzakerelerde belediye harcamalarının kısılmasının yeniden gündeme geldiği ifade ediliyor. Haftasonu yer alan haberlerde ise özellikle bütçedeki gelir ve giderlerle ilgili rakamlar konusunda IMF ile mutabakata varılamadığı gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.

Hafta geneline baktığımızda iç tarafta dikkatler PPK'nın perşembe günü açıklayacağı faiz kararında olurken, bütçe ve işsizlik oranları da bizce önemli olacak.

Yurtdışında ise haftanın genelinde ABD'de enflasyon (Perşembe ve cuma) ve perakende satışlar (Çarşamba) önemli. Bu arada, New York Fed Endeksi (Cuma) üretim görünümü açısından bir sinyal verebilir. Avrupa'da ise Euro Bölgesi'nde 1. çeyrek GSYH (Cuma) önemli. Ayrıca, Wall Mart başta olmak üzere perakende şirketlerin bilanço rakamları da takip edilecek.