Ay’da son yürüyüş ve günümüzde mobilite
ABD'nin Ay'a yaptığı mürettebatlı uzay uçuşu Apollo 17’nin 7 Aralık 1972'de fırlatılmasıyla ve 19 Aralık 1972'de başarıyla gerçekleşti. Apollo programının son uçuşuydu ve Apollo 17 astronotları Eugene Cernan ve Harrison Schmitt, Ay'a ayak basan son insanlardı.
Tarihte Ay’a ilk adım
Apollo Projesi olarak da bilinen Apollo programı, 1968 ile 1972 yılları arasında Ay'a ilk insanı hazırlamayı, göndermeyi ve indirmeyi başaran ve Amerikalı astronotların toplam 11 uzay uçuşu yaparak ayda yürümelerini sağlayan NASA programıydı. İlk dört uçuşta ekipmanlar test edilirken, diğer yedi uçuşun altısı aya indi. İlk Apollo uçuşu 1968'de ve ilk aya iniş 1969'da, programın son aya inişi ise 1972'de gerçekleşti. Bu süreçte Ay'da toplam 12 astronot yürüdü. Apollo 11, 16-24 Temmuz 1969 tarihlerinde Ay'a ilk ayak basan mürettebat Armstrong, Aldrin, Collins’i taşımıştı.
Uzayda rekabet ve getirdikleri
Önümüzdeki 50 yıl boyunca uzay araştırmaları, küresel siyasetin çehresini önemli ölçüde değiştirecek. Yakında uzayda yaşanacak gelişmeler, dünyadaki insanlığın yaşam biçimini ve tarihini hızlı şekillendirecek. Uzayda güç dengeleri ve politika, dünyamızı değiştirecek gibi gözükürken, bu adımlar bize bu noktaya nasıl geldiğimizi ve nereye gittiğimizi gösterecek. Yeni uzay yarışını anlatırken, kilit oyuncular, ülkeler ve hedefleri incelememiz gerekiyor. Hâlihazırda yarışta yer alan ülkeler arasındaki adımlarda iş birliğini teşvik etmek için nelerin değişmesi gerektiğine çalışmamız gerekiyor.
E-mobilite ve otonom araçlar hızlanıyor mu?
Artemis görevleri sırasında astronotlar, Ay'ın Güney Kutbu bölgesini keşfederken yeni Ay Arazi Aracı sayesinde daha uzağa gidebilecek ve her zamankinden daha fazla bilimsel araştırma yürütebilecek. Ay yüzeyinde seyahat etmek, bilimsel araştırmalar-çalışmalar yürütmek ve insanlı uzay yolculuğuna hazırlanmak amacıyla kullanacakları bu ay arazi aracının yeteneklerini geliştirmek için toplamda 4,6 milyar dolarlık bir proje yer alıyor. Projenin temel amacı, Ay'da öğrenilen ve elde edilen bilgileri ilerletmek, astronotların ay yüzeyinde araştırma yapma, bilimsel çalışmaları yürütme yeteneğini büyük ölçüde artırmak ve mürettebatlı görevler arasında bir bilim platformu görevi de görmek.
Ay'ın Güney Kutbu'ndaki zorlu koşullarla başa çıkabilecek şekilde tasarlanan araç, gelişmiş güç yönetimi, otonom sürüş ve son teknoloji iletişim ve navigasyon sistemleriyle donatılacak. Bu araç, astronotları ve bilimsel ekipmanları taşımak, keşif yapmak ve yürüyerek gidebileceklerinden çok daha uzaklara giderek ay yüzeyinden örnekler toplamak için kullanılacak ve bu da bilimin geri dönüşünün artışına katkı sunacak. Günümüzün mobilitesine ve otonom araçlara da ışık tutan bu adımlar, astronotların Ay'ın etrafında dolaşmasına yardımcı olmak için basınçlı ve basınçsız mobilite araçları geliştirilirken, yeni bir çağa ve yeni bir dünyada e-mobiliteye yol gösterecek.
Mars'a yolculuk yakın mı?
İnsanlığın en büyük hayallerinden biri, bir gün Mars'a insan gönderebilmek. Her ne kadar bir Mars gezisi ufukta görünmese de Mars'a ilk başarılı görev olan Viking 1, 20 Ağustos 1975'te fırlatıldı ve yaklaşık 10 aylık bir yolculuğun ardından 19 Haziran 1976'da yüzeye indi. Daha sonraki yıllarda 2003, 2011, 2020'de fırlatılan araçlar ise yaklaşık altı aylık yolculuklarla Mars’a ulaşmayı başardı.
NASA'nın Artemis Misyonu ile insanlığın Mars'a ilk yolculuğu tekrar gündem olurken, insanlı yolculuğun şu anki teknoloji ile gidiş-dönüşünün yaklaşık üç yıl sürmesi ve bir insanın uzayda tek yolculukta geçirdiği en uzun süre olan 437 günü kırmış olması, süreci zorlaştırıyor. Farklı ülkelerin uzay ajansları Kızıl Gezegen’e insanlı bir görev için çalışırken, dokuz aylık bu yolculuğu altı aya indirmeyi umuyorlar. Dünyadan Kızıl Gezegen’e ulaşmak için gereken süre, esas olarak kullanılan itme yöntemine bağlıdır. Şu anda bu yolculuğu sadece üç güne indirebilecek bir sistem üzerinde çalışmalar devam ediyor.
Gelecekte hareketlilik ve mobilite
Uzayda yapılan çalışmaların tamamı büyüyen şehirler, ülkeler ve medeniyetler için bir temel oluşturuyor. Yeni medeniyet geliştikçe, rekabet artacak ve kaçınılmaz olarak daha güvenli ve konforlu seyahat ile konaklama seçenekleri ortaya çıkacak. Sonunda Mars’da, Güneş sistemimizdeki bilinen en büyük seyahat noktalarına doğru giderken, dünyada da hareket biçimimiz ve mobilitemiz hızlanacak. Düşündüğümüzden çok daha hızlı olacak bu gelişmeler, artık çok yakın.
Uzun uçuşlar ve seyahatler saat bile sürmezken, şehir içi ulaşım daha da kolay olacak. Tatile gidiş şeklimiz ve kullandığımız araçlar tamamen değişirken, insanların Kızıl Gezegen’de ne kadar yavaş hareket edebileceğini hesaba katmak için Mars'a yolculuğumuzu planlayacağız. Asıl mesele, bütün bu araştırmalarla yaşadığımız çağın, kullandığımız ürünlerin, öğrenme biçimimizin, yeni ekosistemin ve e-mobilitenin tamamının farklı bir hale gelecek olması.