Ayaklarımız biraz yere bastı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

EKO ANALİZ / Alaattin AKTAŞ Enflasyonun mayıs ayında geldiği düzeyi değerlendirdiğimiz dünkü yazımızı, "Bu oranların nelere yol açacağını ise daha sonra ele almakta yarar var" diye bitirmiştik. Çünkü yıllık bazda TÜFE'nin bir yıl aradan sonra yeniden çift haneye çıkarak yüzde 10.74'e ulaşması, ÜFE'nin ise füze gibi tırmanarak yüzde 16.53'ü bulması, mutlaka bir takım sonuçlar doğuracaktı. İlk sonuç da, enflasyon verilerinin açıklanmasından birkaç saat sonra ortaya çıktı ve bir süre önce havlu attığımız 2008 enflasyonundan sonra, gelecek yıllar için de fazla iddialı olduğumuz gerçeğini kabul etmek zorunda kaldık. Merkez Bankası Hükümete önümüzdeki üç yılın enflasyon hedefinin revize edilmesini öneren bir mektup gönderdi, Hükümet de çok kısa sürede bu öneriyi yerinde bulduğunu ifade etti ve 2009, 2010 ve 2011 yıllarının enflasyon hedefleri değişti. Temel gerekçeyi artık bilmeyenimiz yok; gıda maddeleri ve enerji fiyatları buna yol açıyor. Bu gerekçede haklılık payı da yok değil tabii ki. Ayrıca, gıda ve enerji kaynaklı olmak üzere tüm dünyada bir fiyat artışı yaşardığı gerçeği de ortada. Ama bir noktayı gözden kaçırıyoruz gibi geliyor. Gıda ve enerji fiyatlarında çok hızlı artışlar yokken, dün de belirttiğimiz gibi ÜFE neredeyse yerinde sayıyorken, yani maliyet enflasyonu ne demek unutmuşken bile biz TÜFE'yi istediğimiz orana çekemedik, bu başarıyı gösteremedik. TÜİK'in önceki gün açıkladığı rakamlarla gördük ki enflasyon ezip geçiyor ve halen yüzde 4'lerde ısrarcı olmanın bir yararı yok. Bunun üzerine, 2009 ve 2010 için yüzde 4, sonrası için yüzde 3 olan enflasyon hedefi 2009 için yüzde 7.5, 2010 için yüzde 6.5, 2011 için de yüzde 5.5 olarak revize edildi. Peki, "Enflasyon hedefini revize etmek kredibilite kaybına yol açar" görüşünü savunuyorken, neden revizyonu tercih eder duruma geldik? Merkez Bankası'nın Hükümete yazdığı mektuba bakalım: "...Merkez Bankası bünyesinde yapılan çalışmalar, enflasyon beklentileri oluşturulurken giderek artan oranda geçmiş enflasyona ağırlık verildiğine ve mevcut enflasyon hedeflerinin beklentileri şekillendirmedeki gücünün son dönemde belirgin olarak azaldığına işaret etmektedir. Bu gelişmede, bir dizi arz şoku nedeniyle 2006 yılından bu yana enflasyonun hedeflerin üzerinde kalmış olmasının etkili olduğu tahmin edilmektedir. İktisadi birimlerin fiyatlama davranışlarında enflasyon hedefi yerine geçmiş enflasyonu referans almaya başlamaları, enflasyonla mücadelenin maliyetini artırma potansiyeli taşımaktadır. Enflasyon hedeflerinin mevcut şokları göz önüne alacak şekilde güncellenmesi, hedeflerin iktisadi birimlerce yeniden referans olarak algılanmasına da katkıda bulunacaktır..." Yani; "Ey iktisadi birimler, siz geçmiş enflasyona bakıyor, gelecek için öngördüğümüz yüzde 4'leri ciddiye almıyordunuz, peki öyleyse, biz de hedefimizi bir anlamda geçmiş enflasyon düzeyine çekiyoruz, artık hedefe bakın" denmiş olmuyor mu? Ya şimdi de o iktisadi birimler, "Resmi hedef de yükseldi, biz şu beklentimizi biraz daha yukarı çekelim" diye düşünürlerse... Şunu kabul edelim ki, enflasyonda yüzde 4'lük hedefleri, ne piyasanın profesyonel oyuncuları, ne geniş halk kitleleri gerçekleşebilir buldu. Hem zaten gerçekleşmeler, bu hedeflere dudak bükenleri haklı çıkardı. Şimdi tehlike daha büyük. Bir kere, enflasyona karşı yenildiğimizi itiraf etmiş olduk. Bu yenilgi, oranları tutturamamaktan öte, psikolojik bir yenilgi, "Ben dememiş miydim" diyenlerin sayısını artıracak bir yenilgi. Aslında 2008 hedefini yüzde 9.3'e revize ettiğimizde yenilgiyi kabullenmiştik ama gelecek üç yılı ve hatta sonrasını kapsayacak bir revizyonla çok daha geniş bir zaman diliminde bu işin üstesinden gelemeyeceğimizi açıklamış oluyoruz. Gerçeği görüp, bunu açıklamak elbette hata değil, ama keşke başta yüzde 4 gibi tutturulması çok zor oranlarla yola çıkılmamış olsaydı. Umarız bu gelişmeler, ekonomik dengelerin kağıt üstünde oluşturulacak kadar basit olmadığını göstermiştir. Hiç olmazsa belki bu yönden bir ders çıkarırız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar