“Ayakkabıda yerli üretim için milli seferberlik yapalım”
Dünyada her yıl 28 milyar çift ayakkabı üretiliyor. Türkiye 357 milyon çift üretim ile Çin, Pakistan, Hindistan ve Vietnam gibi ülkelerle rekabet etmeye çalışıyor. Bir yandan üretim maliyeti diğer yandan ithalat baskısı nedeniyle sıkıntı yaşayan ayakkabı sektörünü, rekabeti önce ‘içeride’ sonra da ‘yurtdışında’ kazanmak istiyor.
İstanbul Fuar Merkezi’nde geçen hafta kapılarını açan Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı (AYSAF) sona erdi. Fuar öncesi sektörün sorun ve beklentilerini Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Sait Vakkas Salıcı ile değerlendirdik. Yerli üretim ve yerli malı kullanımının önemini vurgulayan Salıcı, yerli üreticinin ancak tasarımla kendini geliştirerek yurtdışı ile rekabet edebileceğini söyledi.
Türkiye'nin 500 milyon çift ayakkabı üretme kapasitesi olduğunu kaydeden Salıcı, geçen yıl 347 milyon adet üretim yapıldığını bildirdi. Dünyada ise 28 milyar çift ayakkabı üretiliyor. Ayakkabı üretimin son yıllarda Şanlıurfa'ya kaydırılsa da buradaki üretimin yetersiz ve yoğun istihdama dayalı olması nedeniyle verimsiz kaldığını not eden Salıcı, “2014'ten sonra kanun çıktı ithalata vergi kondu.
Birçok ithalatçı üretici oldu. Ama altyapı ve fiziki şartlar konması lazımdı. Önce kanun çıktı sonra Urfa'ya üretim altyapısı kuruldu. Önce altyapı kurulup istihdam için işgücü oluşturulup bundan sonra kanun çıkarılabilirdi. İthalatçılar içerde üretime başlayınca sayacı bulunamadı” dedi.
“Fiyat artırmaya çalışırlar”
Son yıllarda uygulanan referans fiyat uygulamasına dikkat çeken AYSAD Başkanı Salıcı, “Açık verilirse ve sektörü etkileyecek duruma gelirse yapılmalı ama fiziki şartlar da oluşturulmalı. Yan sanayi ürünü taban ve üst saya ithal geliyor. Bir tek işçilik burada oluyor.
Adam fabrikam var diyor ama...” diye konuştu. İthalata yönelik düzenlemelere değinen Salıcı, “Yetmedi bir daha yapalım deniyor. Ayakkabıda her seferinde böyle mi yapacağız? O zaman yerli üretici de nasıl olsa ithalat da gelmeyecek deyip fiyat artıracak. Kendini geliştirmeyecek alırsan al elimdeki bu mal diyecek.
Türkiye'den çekilen küresel markalara neden gittiniz diye sorduk; gitmelerindeki nedenler arasında fiyat yani maliyetler üçüncü sırada. Çünkü buradaki tedarikçi nasıl olsa geldiler diyerek kendini geliştirmedi. Ben bunu yapıyorum alırsan al dedi. Kapıların kapalı olması ve konteyner krizi vs. dönemi hep devam edilecek sanıldı. O tokluk döneminde ‘fırsatçılık yapmayın’ dedik. Kaliteli ürün yapamadık. O dönem öyle yapmayanlar şimdi ayakta duruyor.” ifadelerini kullandı.
Çin’in yerini Vietnam alıyor
“En korkulu rüyamız Çin'di. Şimdi değişti; Hindistan, Pakistan ve Vietnam'a geçti.” diyen AYSAD Başkanı Salıcı, “Vietnam üretimde yüzde 2'den yüzde 12'ye geldi son 13 yılda. Çin'in bir köyü gibi” bilgilerini verdi. Son dönemde Nike'a danışmanlık yapan bir iktisatçı profesörün ekranlarda ve köşe yazıların da ithalata yönelik kısıtlamalara ilişkin eleştirilerini sorduğumuz Salıcı, “Yerli üretim için milli seferberlik yapalım. Özellikle ayakkabıdan başlayıp herkes dişini sıksın; ben yerli ayakkabı giyiyorum, desin. Yani ayağımız yere yerli bassın; ben yere yerli basma zamanı diyorum. Kamu otoritesi ise STK'lara da iş düşüyor, ithalatçılar da bize baskı yapıyor diyor...” diye konuştu.