Ayak senin karbon benim!
İllere göre vergi sıralamasında İstanbul önde. İstanbul’dan sonra genel olarak sıralama Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Mersin, Tekirdağ, Hatay, Adana, Antalya olarak şekilleniyor. İlk sıralarda değişiklik olmasa da zaman zaman bazı şehirlerin yerleri değişebiliyor.
Bunlardan ilk 4’ü, toplam vergi gelirlerinin yüzde 10’undan fazlasını yaratan iller. Daha sonra gelenleri ise vergi gelirlerine yüzde 1-2’ler düzeyinde katkıda bulunuyorlar. İllerin bazıları Türkiye ortalamasının üzerinde, bazıları ise Türkiye ortalamasının altında vergi üretiyor. İllerin bütçeden aldıkları payın sıralamasına baktığınızda ise kimi iller açısından tartışmalı bir durum ortaya çıkabiliyor.
Sonuçta Türkiye ortalamasının üzerinde vergi geliri üreten iller, Türkiye ortalamasına yakın veya daha aşağıda gelir tahsisi aldıklarında buna tepki gösteriyorlar. Bütçeden daha fazla gelir alarak kalkınma altyapısını geliştirmek istiyorlar. İllerin gelirleri nasıl oluşuyor? İl özel idareleri ve belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden ayrılacak paylar yasayla belirleniyor.
Birkaç husus belirtecek olursak;
-Genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 1,50’si büyükşehir dışındaki belediyelere, yüzde 4,50’si büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ve yüzde 0,5’i il özel idarelerine ayrılıyor.
-Belediye payının yüzde 80’lik kısmı belediyelerin nüfusuna ve yüzde 20’lik kısmı gelişmişlik endeksine göre İller Bankası tarafından belediyelere dağıtılıyor.
-Büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamının yüzde 6’sı ile genel bütçe vergi gelirleri tahsilâtı toplamı üzerinden büyükşehirlerdeki ilçe belediyelerine ayrılan payların yüzde 30’u büyükşehir belediye payı olarak ayrılıyor.
-İl özel idare payının; a) Yüzde 50’lik kısmı illerin nüfusuna, b) Yüzde 10’luk kısmı illerin yüzölçümüne, c) Yüzde 10’luk kısmı illerin köy sayısına, ç) Yüzde 15’lik kısmı illerin kırsal alan nüfusuna, d) Yüzde 15’lik kısmı illerin gelişmişlik endeksine, göre İller Bankası tarafından dağıtılıyor. Çok kaba olarak dağılımın öncelikle nüfusa, daha az bir oranda da gelişmiş kriterlerine göre yapıldığını görüyoruz.
Peki ilin vergi gelirleri içinde payı olan işletmelerin durumu ne? Örneğin bir şirketin merkezi bir ilde, kendisine bağlı olan fabrikaları başka illerdeyse durum nasıl oluyor. O şirket vergisini merkezin olduğu şehirde ödüyorsa, üretim yaptığı ile herhangi bir vergi katkısı olmuyor.
Havasını soluduğu, suyunu kullandığı, zaman zaman çevresini zorladığı şehre katkısının olmamasının bir memnuniyetsizlik yarattığı ortada. Hatta söz konusu üretim tesislerinin herhangi bir performansı varsa, örneğin üretim, ihracat vb. yine üretimin yapıldığı il dikkate alınmıyor, performans şirket merkezinin olduğu ile yazılıyor. Bir süredir Ticaret Bakanlığı’nın TÜİK ile birlikte yürüttüğü bir çalışma var.
Bu çalışmanın 1 Ocak 2024 tarihi itibariyle uygulamaya girmesi bekleniyor. Buna göre bir şirketin ihracat performansı belirlenirken hangi ilde faaliyet gösterdiğine bakılacak. Yani şirket merkezinin nerede olduğuna değil, faaliyetin nerede gerçekleştirildiğine.
Bu uygulama gerçekleştiğinde muhtemelen İstanbul’un ihracattaki payı gerilecek, çünkü merkezleri İstanbul’da olan şirketlerin ihracat performansları, üretimi yaptıkları illere yazılacak.
Bu anlayış genelleşir ve bir gün vergi gelirleri bakımından da uygulanır mı? “Nerede üretiyorsan vergini de orada öde” gibi bir değişiklik sadece istatistik değil, gelir açısından da farklılıklar yaratır. Belki de İstanbul dışındaki bazı iller için daha hızlı kalkınma şansı. Zaten çevre ve iklim ayrı bir performans haline gelir insanlar, ‘ayak sende, karbon bende’ye razı olmak istemiyor.