“Ayak izi olmayan çocuklar”ın gelecek umudunu AB’ye anlattılar
Maya Vakfı’nın travma geçirmiş Suriyeli mülteci çocuklara yönelik olarak 2014 yılında başlattığı “Project Lift - Tut Elimi” adlı program, Avrupa Birliği’nin merkezi Brüksel’de tanıtıldı. Suriyeli çocukların sanat terapisi yoluyla rehabilitasyonuna odaklanan ve Turkcell tarafından desteklenen program Avrupa Parlamentosu’nda anlatıldı.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk geçtiğimiz günlerde International New York Times’a yaptığı açıklamada Suriyeli mültecilere şu çağrıda bulundu: “Avrupa’ya gelmeyin. Evinizde kalın. Hayatınızı ve paranızı riske atmayın. Hiçbir işe yaramaz. Yunanistan ve diğer Avrupa ülkeleri artık geçiş ülkeleri değil.” Suriyeli mülteci çocukların hikayesini fotoğraflayan sanatçı Kaan Çuhacı, Suriyeli çocukları “ayak izleri olmayan çocuklar” diye tanımlıyor.
Bugün Türkiye’de yaklaşık 3 milyon Suriyeli göçmen var. Kamplarda yaşayanların sayısı 270 bin. Geri kalan nüfus şehirlere dağılmış durumda. Suriyeli göçmen nüfusun 1.2 milyonunu çocuklar oluşturuyor. Onlar, geleceği ellerinden çalınan çocuklar.
Türkiye’nin mülteci kamplarına yaptığı yıllık yardım 9 milyon dolara ulaşıyor. Fakat bugün en büyük sorun, vatanından kopmak zorunda bırakılan bu halkın, Türk toplumuna entegrasyonunu sağlamak.
Avrupa Birliği, evlerini terk etmek ve ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan Suriyelilere kapıları ne kadar açacağını tartışırken, Türkiye’de sadece devlet değil, sivil toplum ve özel sektör de, Suriyeli göçmenlerin yaralarını sarmak ve hayatlarına sağlıklı biçimde devam edebilmelerini sağlamak için kolları sıvamış durumda. Suriyeli çocukların yaşadığı travmaları iyileştirmek amacıyla yola çıkan Maya Vakfı’nın, “Project Lift – Tut Elimi” projesi ile Turkcell arasındaki işbirliği bunun güzel bir örneği. Project Lift’in, Avrupa Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu’nun davetiyle Brüksel’de Avrupa Parlamentosu çatısı altında örnek proje olarak tanıtılması da, bu girişimin tüm dünyaya duyurulması açısından çok önemli bir gelişme oldu.
Parlamentodaki konferansta dinlediğimiz Avrupa Parlamentosu Üyesi Azfal Khan “Teknoloji gibi bir çok alanda harikalar yaratırken, hala kıyılarımıza vuran çocuk cesetleri olması kabul edilemez” yorumlarını yaparken, “Bu savaşı bitirmezsek, sadece Avrupa Birliği’nin değerlerine zarar vermekle kalmayız, geleceğimizi riske atarız. Hepimiz aynı gemideyiz. Bu çocuklar büyüdüklerinde ne yapacaklar? Tüm bir nesil bize düşman olacak. El ele verip bu savaşı durdurmak zorundayız” dedi.
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu’nun da dediği gibi, “Bu süreçte nasıl hareket ettiğimiz, ortak geleceğimizin nasıl olacağının bir göstergesi olacak. Bugünkü Suriyeli göçmenlerin aralarından gelecekte bir astronotun veya bir girişimcinin çıkması bizim elimizde. Umuda, desteğe ihtiyacı olan bu insanların duvarlara değil entegrasyona ihtiyacı var.”
Zorlu yolculuğun ayak izleri Brüksel’de
Projeye destek veren Turkcell, bu süreçteki ilk adımını, travma terapisi gören çocukların resimlerinden ve sanatçı Kaan Çuhacı’nın fotoğraflarından oluşan “Bir Çocuğun Gözünden: Suriyeli Mülteci Hikâyesi ve Empati” sergisini Brüksel’de izleyicilerle buluşturarak attı.
Fotoğraf sanatçısı Kaan Çuhacı’nın çocuklarlarla yaptığı fotoğraf çalışması 3-23 Mart tarihleri boyunca Brüksel’de Güzel Sanatlar Merkezi Bozar’da sergileniyor olacak. Fotoğraflar Suriyeli çocukların ayak izlerinden oluşuyor, kat ettikleri mesafelere, evlerinden ne kadar uzak olduklarına dikkat çekiyor. Geri dönmelerinin mümkün olup olmadığını sorguluyor. Sergi, Brüksel’den sonra Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerine de taşınacak.
Kalpten gelen bir fikir ve bir vakfın kuruluşu
2014 yılında henüz 16 yaşında olan Emir Özsüer’in girişimiyle başlayan Project Lift travma rehabilitasyon programı ve programın Suriyeli Mülteciler için geliştirilen “Tut elimi Projesi” zaman içinde gelişerek Maya Vakfı’nın kurulmasına yol açtı. Vakfın hayali, çocukluk ve gençliklerini özgür, güvenli ve üretken bir ortamda yaşamış, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplum yaratmak. “Project Lift – Tut Elimi” travma rehabilitasyon programında, Suriyeli çocukların yaşadıkları travmaların etkilerini azaltmak için uzman klinik psikologlar aracılığıyla sanat terapileri metodu kullanılarak çocuklara psikolojik iyileştirme becerileri öğretiliyor. Çocuklar resim, müzik ve dans aracılığıyla kendilerini ifade etme ve yaşadıkları travmalarla başa çıkma yöntemlerini öğreniyorlar.
Maya Vakfı Kurucu Başkanı Esra Özsüer hedeflerini “İki sene önce mülteci konusunda fazla bilgi sahibi olunmayan, konudan uzak durulan bir dönemde projeyi başlatarak çocukların geleceklerini değiştirmek adına bir seçim yaptık. Uzman travma terapistleri ile geliştirilen programla mülteci çocukların kendilerine ve geleceğe güvenmeleri, hayata bağlanmaları ve yeniden hayaller kurabilmelerini sağlayabilmeleri için destek oluyoruz” sözleri ile özetliyor.
Project Lift projesi kapsamında haziran ayından bu yana Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (UNCHR) ile işbirliği içinde olan vakıf, önümüzdeki günlerde ise UNICEF’le travma terapisi konusunda önemli bir işbirliğini açıklayacak.
Turkcell’in, Project Lift’e destek vermesi, “başkasının derdine dertlenmenin” sadece devletin işi olmadığını ve herkesin işbirliği içinde hareket etmesi ile daha güzel bir dünyanın mümkün olacağını kanıtlamak açısından önemli bir örnek.
“Duvarlara değil entegrasyona ihtiyacımız var”
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “İnsanlık olarak varlığımızı göçe borçluyuz, insanlık böyle gelişti. Biz Türkiye’de hem göçün yarattığı travmayı, hem de yeni bir başlangıçtan doğacak imkanları çok iyi biliyoruz; çünkü hemen hepimizin ailesinde bir göç hikayesi var. Bugün Suriye’nin karşı karşıya olduğu trajedide, zaman insanlara ‘gelmeyin’ deme zamanı değil, onları kucaklayarak toplumdaki varlıklarının değerli kılma zamanı. Maya Vakfı’nın projesi tam da buna odaklanıyor ve bu özelliğiyle başta Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünyaya örnek oluyor. Umarız bu proje örnek olur ve dünyanın her yerinden başka Emirler de çıkar” diyor.
1.2 milyon Suriyeli’ye Turkcell hizmet veriyor
Kaan Terzioğlu’nun verdiği bilgiye göre, Turkcell’in Suriye’den kaçışın başladığı günlerden bu yana sınır bölgesindeki altyapı hizmetleri önemli boyutta artmış. Bugün Türkiye’deki 2,7 milyona yakın Suriyeli’nin 1,2 milyonuna Turkcell hizmet veriyor. Terzioğlu, mobil iletişimin Suriyeli göçmenleri hayata, sevdiklerine, yeni iş imkanlarına ve hayata yeniden başlama fırsatlarına bağladığını söylüyor. Terzioğlu’nun dikkat çektiği bir diğer konu da Turkcell’in Türkiye’de Arapça çağrı merkezi hizmeti veren tek şirket olduğu. Siirt’teki bu merkezin ve bayilerdeki Arapça konuşan çalışanların, Suriyeli mültecilerin sorunlarını çözmek için seferber olduğunu anlatan Terzioğlu, önümüzdeki dönemde Suriyeli mülteciler için yeni bir eğitim programına imza atmaya hazırlandıkları haberini de veriyor.