Ayağının tozuyla İran’dan dönen bir işadamından değerlendirmeler

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

5+1 Cenevre kararından sonra İran ambargosunun gevşetiliyor olması, dünyanın gözünü İran’a çevrilirken, ülkemizde de İran ile ilgili haberlerin sayısında önemli artışlar oldu. İran’la ambargo döneminde bile ilişkilerini kesmeden sürdüren bir iş adamı dostum, önceki gün İran gezisinden döndü. Ona bazı sorular yönettim. Ülke ve iş adamları olarak İran ilişkilerini geliştirmek için çabuk davranmamız gerektiğini belirtip, “Unutulmaması gereken husus ekonomik ilişkilerin siyasi süreçten etkilendiğidir” değerlendirmesini yaptı. Sorularıma verdiği yanıtlar şöyle: 

- Ambargo dönemindeki Tahran caddeleriyle, bugün gördüğün caddelerde ne fark gözledin?

-İlk tespitim canlılığın artmış olması. Bir kere insanların yüzü daha çok gülüyor. Bir tespitim de bu. Birçok yeni alışveriş merkezi açılmaya başlanmış. 6 ayda 4 mool açılmış. Bunlardan biri çok büyük olan Megamool. Bu alışveriş merkezlerinde vitrinler renklenmiş. Lokantalar açılmış. Hareketli bir ortam ortaya çıkmış, bunu hemen görüyorsunuz. 

- Siz yakından tanırsınız, İran’da ekonomik işleyiş nasıldır? 

-İran ekonomisinde Bonyad denilen vakıfların ve devletin ağırlığı var. Payları yüzde 80’lere ulaşıyor. Petro-kimya , otomotiv, tekstil ve gıda sanayi altyapısı batı ülkelerinden sağlanmış güçlü bir durumda. Lojistik sektörü özellikle demiryolları ve karayolları korumacılığın ve ambargonun olumsuz etkilerine rağmen gelişme gösterebilmiş. Otomotiv sektörü yılda 1.5 milyon üretim kapasitesine sahip. Şimdi birçok Batılı sektör temsilcileri İran’da işbirliği imkanlarını araştırma için çalışmalar yapıyorlar. 

- Bizim İran dış ticaretimiz nasıl, ne yönde gelişmesini bekliyorsunuz?

-Türkiye İran dış ticareti son yıllarda biraz daraldı. 2012’de 22 milyar dolar iken, 2014 yılında 14 milyar dolar kadar oldu. Bu dış ticaretin ağırlığı ithalata dayalı. Üç alan petrol, doğalgaz ve altın ticareti, dış ticaretimizde yüzde 80 payla etkili. Bundan doğan riskler söz konusu .Yeni alanlara ve imkanlara bakmalıyız. Öncelikle İran’da hem taahhüt alanından otel-avm inşaatları gibi alanlarda ve bazı sanayi ürünleri konularında, tekstil konfeksiyon, gıda sektörlerin de Türk müteahhitleri ve sanayicileri açısından yeni imkanlar ortaya çıkıyor. Bu yıl başında yürürlüğe giren gümrük tarifelerinde indirimler getiren Tercihli Ticaret anlaşması da olumlu gelişmeler ve yeni imkanlar yaratacaktır. Dış ticareti dengeye getirecek ihracatımızı artıracak imkanları da artıracaktır. 

-Tavsiyeniz ne, nasıl davranılmalı, hangi adımlar atılmalı ? 

-Yeni dönemde İran pazarında bizim için rekabet ambargo dönemine göre artacaktır. Türk firmalarına başta lojistik olmak üzere hizmet sektöründe alışveriş merkezleri, havaalanları, oteller, hastaneler yapım ve işletmeleri ile ilgili başarılı gelişmeler olacaktır. Bunun için bir yandan sektörel işbirliklerini artıracak ortak heyetler arası görüşmelere ihtiyaç vardır. Yeni dönemde ülkemize gelen yılda 1.5 milyon turistin sayısı artabilecektir ve turizm alanında karşılıklı önemli gelişmeler olabilecektir. Türkiye 2000’li yıllarda yürürlüğe koyduğu komşu ve çevre ülkeler stratejisini İran’da gündeme getirmelidir. Türkiye Eximbank’ı bu ülkeye yönelik milyar dolarlık bir krediyle iş adamlarımıza imkan ve fırsat yaratmalıdır. Süreklilik taşıyan bir işbirliğine girilerek, doğan fırsatlardan bir an önce haberdar olup bunlardan yararlanmak gerekir. Artık ambargo döneminden farklı bir durumdayız. Her alanda İran’da rakiplerimiz çoğalıyor, bunu göz ardı edemeyiz. Bunda siyasi ilişkilerimizin de önemli olduğunu ve dostluğu geliştirici siyasal çalışmalar yapmanın gerekliliğini unutmamalıyız. 

Koalisyon görüşmeleri durunca... 1.5 saatlik AK Parti-CHP son koalisyon görüşmesi bitti. Sonucun olumsuz olması hemen piyasalara yansıdı. BİS 100 76 bin 100'lere geriledi. Dolar 2.8130'a yükseldi. Sepet 2.96'yı aştı. Yani, olumsuzluklar bakımından yeni bir rekorlar dönemi yaşıyoruz. Bir şeyler yapılması gerektiği çok net ortada.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar