Avustralya'da Atatürk sevgisi
Avustralya'nın başkenti Canberra'da son görüşmelerimizi yaptıktan sonra, Sidney'e gitmeden önce kalan bir kaç saatimizi iyi değerlendirmek istiyoruz. Bunun için öğlen yemeğinden vazgeçtik.
İlk olarak Meclis binasının tam karşısındaki Avustralya Savaş Hatıraları (Australian War Memorial) Müzesi'ne doğru yola çıkıyoruz. Tamamen yeşil ve çok farklı ağaçların yer aldığı doğal bir park görünümündeki müzeye giden geniş caddenin sağında ve solunda, ülke tarihine damga vuran gelişmeleri yansıtan heykeller, anıtlar var. Çok özel bir yer olduğunu daha başlangıçta hissediyorsunuz.
Müzenin hemen sol tarafındaki devasa ağaçların bulunduğu bahçenin girişindeki "Atatürk Memorial Garden" tabelası önünde arabadan iniyoruz. Burası Türkiye değil, Avustralya. Başkent Canberra'nın en saygın yerinde Atatürk Anı Bahçesi var. Atatürk'e yakışır sadelikte ve insanı gururlandıran, onurlandıran bir anıt.
Daha önce gittiğim Yeni Zelanda'da olduğu gibi Avustralya'da da Atatürk'e karşı büyük bir sevgi var. Her iki ülkenin müzelerinde, anılarında Atatürk'e özel yer veriliyor. Son yıllarda Türkiye'de unutturulmaya çalışılan Mustafa Kemal Atatürk'ün bir dünya lideri olduğunu burada görüyor ve yaşıyorsunuz. Yaşadığımız duyguyu sözcüklerle anlatmak gerçekten çok zor.
Düşmanı dost yapan sözler ve anıtlar
Çanakkale savaşının 70.yılında, Türkiye Hükümeti, Gelibolu'da müttefiklerin çıkarma yaptığı koya "Ancak Koyu" adını verdi. Avustralya Hükümeti buna karşılık bir jest olarak bir Atatürk anıtı yapılmasını kararlaştırır. Çanakkale'de savaşmış ve yenilgiye uğramış bir ülke kendisini bozguna uğratan askerin anıtını yaptırıyorsa, bu Atatürk'e olan saygıyı ve O’nun gerçek bir dünya lideri olduğunun göstergesidir.
Geniş bir bahçede yer alan anıt, hilal şeklinde bir duvar, üzerinde bayrağımızın simgesi olan ay ve yıldız kazılmış. Bu duvarı çevreleyen granitten 5 yüksek sütun bayrağımızdaki yıldızı temsil ediyor. Tam ortadaki sütunun üzerinde Atatürk büstü (rölyef) yer alıyor. Anıtın etrafında dikilen biberiye bitkisinin kokusu bizi oradan alıp Çanakkale'ye götürdü. Avustralya' ya gelmeden 1 ay önce arkadaşlarımızla ailece gittiğimiz Çanakkale'nin anısını, duygu yüklü havasını burada daha derinden ve gururla yaşıyoruz.
Büstün hemen altında Atatürk'ün Çanakkale'de yaşamını yitiren Anzaklar ve ailelerine söylediği ve her okuduğumuzda bizleri gözyaşına boğan o ünlü sözleri İngilizce olarak yer alıyor.
Atatürk'ün unutulmaz sözleri şöyle:
"Bu yurdun toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
Bu sözleri "düşman" olarak savaştığı askerlere ve onların ailelerine söyleme büyüklüğüne sahip bir liderin gerçekten de anıtı dikilir. Avustralyalılar da bunu yapmış. İki ülke arasında "düşmanlığı" dostluğa dönüştüren sözler ve o sözleri söyleyen liderin anıtı. Bütün dünyaya örnek olmalı.
Aborjinler'in ülkesi
Avustralya denilince akla Aborjinler gelir. Aborjinler, tarihi 50 bin yıl öncesine dayanan Avustralya yerlileri. Bugün nüfusun yüzde 2'lik kısmını oluşturuyor. Her milletten insanın yaşadığı ve ülkeye uyum sağladığı, ancak Aborjinler'in aynı uyumu sağlamaması da tartışılan bir konu. Aborjinler arasında işsizlik, çocuk ölüm oranı, uyuşturucu ve alkol tüketiminin yaygın olması sosyal bir sorun olarak görülüyor.
Sidney, Melbourne ve Canberra'da kaldığımız süre boyunca hiç Aborjin göremedik. Aborjinler yoğun olarak ülkenin Kuzey'inde yaşıyorlar. İşçi Partisi Lideri Kevin Rudd, başbakanlığı döneminde 2008 yılında tarihi parlamento oturumundaki konuşmasında beyaz göçmenlerin 200 yıllık yönetimi sırasında yapılan tüm haksızlıklar ve işlenen suçlar için Aborjinler'den özür dilemesi ülkede hala tartışılıyor. İktidardaki liberaller özür dilenmesini kabul etmiyor.
Avustralya'daki Türkler
Avustralya'da çok sayıda Türk yaşıyor. Sidney'de bir Türk Mahallesi bile var; Auburn. Bir haftalık gezimizde farklı kesimlerde Türklerle karşılaştık. Sidney'den Merlbourn'e gitmek için bindiğimiz taksinin şoförü Özgür, 16 yıl önce bir arkadaşının önerisi ile Sidney'e geldiği o ilk günü hatırlıyor.
"Arkadaşım havalimanında beni karşılayınca , 'Dünyanın en büyük açık hava hapishanesine hoş geldin' dedi. Çok şaşırdım. Beni niye hapishaneye çağırdın dedim. Burası hem çok güzel olduğu için hem de çok uzak olduğundan gelen bir daha dönmüyor. Onun için hapishane diyoruz. Özgür, geleli 16 yıl olmuş gerçekten de bir daha dönememiş.
İlk gün ziyaret ettiğimiz Western Üniversitesi'ndeki teknolojik seraları gezerken İstanbul'dan buraya doktora için gelen Alihan Katlan ve Çankırı'dan yine doktora çalışmasına gelen Yağız Alagöz ile tanıştık. İki idealist genç burada bilimsel çalışmalar yapıyor.
Gazeteci arkadaşımız İsmail Kayhan 25 yıldır Merlbourne'de SBS Yayın kuruluşunun Türkçe servisinde radyo programı yapıyor. İsmail ile 25 yıl sonra buluşmanın sevincini yaşarken, benimle bir röportaj da yaptı. Melbourne'de tanıştığımız gazeteci Nejat Başar ise yakın zamanda buraya gelmiş.
Victoria Eyaleti'nde ziyaret ettiğimiz Agribiyo Araştırma Kurumu'nda ise 26 yıldır burada görev yapan Biyolog Ayfer Koçak ile tanıştık. Çok saygın bilim insanlarımızdan birisi...
Çocukluğumun geçtiği Tunceli Mazgirt'e bağlı Kayaçı Köyü'nde komşumuz olan Mehmet Gül ile yıllardır görüşmemiştik. Sosyal medyadan Sidney'de olduğumu öğrenince eşi ve kızı ile birlikte kaldığımız otele geldi. Türkiye'de görüşemediğimiz Mehmet Gül'ü burada görünce dünyanın aslında ne kadar küçük, iletişim araçlarının ne kadar etkili olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
Avustralya hakkında yazılacak daha pek çok konu var. Öncelikle pazartesi, salı ve çarşamba günü yayınlanacak yazı dizisinden sonra belki diğer konuları da yeri geldikçe paylaşırız.