Avukatlar acil servis nöbetinde
Ülkemiz birçok sigorta branşında ne yazık ki geride. Bizde varsa yoksa otomobil sigortaları, sağlık bile değil. Henüz pek tanınmayan sigorta branşlarından biri de mesleki sorumluluk sigortaları. Sorumluluk sigortaları bir ülke için gelişmişlik göstergesi. Üçüncü şahıslara verilecek zararlara teminat sağlıyor.
Tam Gün Yasası ile birlikte gündeme bomba gibi düşen "zorunlu sigorta" sözcüğü hekimlerin bir kez daha tepki göstermelerine neden oldu. Konunun dört tarafı var, Sağlık Bakanlığı, hekimler, tüketiciler ve sigorta şirketleri. Konuyu bu dört köşeden bakmadan önce şunu söylemem gerekir ki bu işten ne hekimler ne de sigorta şirketleri memnun olmadı. Alan memnun değil, satan da hiç memnun değil. Hatta sektörden bir şirket yöneticisi "biri bizi bu beladan kurtarsa" dedi bana. Birçok sigorta şirketi yetkilisi bu konuda görüş bile bildirmek istemiyor. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, "başarılı örnekler baz alınmışsa bir sorun yok" diyordu demeçlerinde. Sigorta şirketlerinin endişeleri çok. Belki bir iki yıl para kazanmış görünecekler ama ya sonrası… Uzun süren davalar, mahkeme masrafları astarı yüzünden pahalı bir durum ortaya çıkıyor. Geçen yazımda yazmıştım, "durup dururken Sağlık Bakanlığı böyle bir uygulamayı yürürlüğe neden koydu ?" Evet birçok dostum aradı ve bu iş hayra alamet değil dedi. Söz konusu endişeler Sağlık Bakanlığı'nın Devlet Hastanelerini acil olarak bilgi işlem altyapısı ile donatmaya başladığı belirtiyorlar. Gelen hastalara geçmişte bir trafik kazası geçirip geçirmediği sorulacak ve hasta beli bile ağrıyorsa bununla bir ilişki sağlanıp bundan sonraki tedavilerini de trafik poliçelerin teminatları ile karşılama yoluna gidebileceği konuşuluyor. Zaman aşımının da 15 yıl olursa artık gerisini siz düşünün. Devletin sağlık sisteminin açığını sigorta şirketlerine kapattırılmak istenecek neredeyse. Hekim sorumluluk sigortaları da bu işin bir yönü olarak kabul edilmeli deniliyor. Bu belki bir komplo teorisi olarak algılanabilir, ama Sağlık Bakanlığı'nın geçtiğimiz yıl keyfi bir uygulama ile geriye dönük sigortacıları 500 milyon TL borçlu göstermek istediğini unutmamak gerekir. Sigortacılar şimdi doktor kapılarında bu pastadan pay alabilme uğraşında. Bu arada Hazine'nin son açıklamasında sigorta primlerinin peşin olarak ödeneceğinin de altı çiziliyor.
Ya "ihale" yöntemi uygulansaydı
Sigorta şirketlerinin diğer bir şikayeti ise primlerin düşük olmasıydı. Fakat Ankara'da kulislerde konuşulanlara göre Sağlık Bakanlığı'nın sigorta şirketlerinin temsilcileri ile bir görüşme yaptığı şeklinde. Burada sigorta şirketlerinin Bakanlığa "ihale" yöntemi önerdiği fakat acente temsilcilerinin "bu işten bizler de ekmek yemeliyiz" demeleri nedeniyle bu yöntemi seçtiği konuşuluyor. Bu arada bir Hazine yetkilileri "ihale yönteminin sonuçlarını özel sağlık sigortalarında görüyoruz. Şayet ihale yöntemi kabul görseydi primde alt limit olan 150 TL'nin 50 TL'lere kadar düşebileceğini tahmin etmek zor değil" diyor. Yetkililer, sağlık sigortalarında yaşanan karsızlığın daha ilk senesinde bu branşta da görüleceğinin altını çiziyorlar.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ise Tebliğ'in geç yayınladığını iki ayaklarının bir pabuca sokulmak istendiğini belirtiyor ve ekliyorlar 'bu işten birilerine yeni bir gelir kapısı yaratılmak isteniyor'. TTB bu primlerin bu miktarlarda kalmayacağını ABD'lerinde bir genel cerrahın yıllık 70 bin dolar prim ödediğini belirtiyor. Bir dostum ise ABD'lerinde diş hekimi olarak çalışan arkadaşının bu tazminatlardan kurtulmak için Türkiye'ye kaçtığını söyledi. ABD'lerinde çekilen dişi alıp doktorları mahkemelere veriyorlarmış ve mahkeme kurtarılabilecek dişi çektiği için diş hekimini 20-30 bin dolar tazminat ödemeye mahkum ediyormuş. Ülkemizde bu durumu düşünebilir misiniz? 2-3 bin TL alacağını bilse eline dişini alan mahkemelerde kuyruk olur. TTB'nin açıklamalarında bir konu daha var ki bence en önemlisi bu. "Uygulama asıl hastalara zarar verecek" Riskli olaylara müdahale edilmeyecek, raporlar gerçeği yansıtmayacak. Hasta yakınlarının eline bir koz verilmemeye çalışılacak. "Çekinik Tıp" bu olaylara değişik boyut kazandıracak. TTB ayrıca bazı kötü sonuçların doktor hatalarından kaynaklanmayıp sistemin aksaklıklarından kaynaklandığını belirtiyor. "Bir hastaya müdahale için bir cihaz gerekiyor ve o cihaz o hastanede yoksa ne olacak ? Başka bir yöntem kullanıldığında ve hasta kaybedildiğinde hekim neden suçlu sayılacak diye soruyorlar. "Sanki ülkemizde sağlık sisteminde herşey tamdı da bir sigortamız eksikti" diyorlar
Acil avukat bekleniyor !
Bu sistem sonucunda acil servislerin kapılarında doktorlarla birlikte nöbet tutan avukatların da olduğunu göreceğiz. Yurtdışındaki uygulamalarda bunlar yaşanmış. Nöbetçi avukat hastasını kaybeden bir yakınının yanına yaklaşıp "Başınız sağ olsun, olayı anlatın ?. Sonra da bu olay neticesinde şuraya bir imza atarsanız dava açayım alınacak tazminatın yarısını ben alırım sizler de yaklaşık bilmem kaç bin lira alacaksınız" dendiğinde hemen imza atılacak. Bu arada doktorlardan şikayetlerin bir çığ gibi arttığına tanık olacağız. Sigorta sektörü bu güne kadar, özel hastaneleri, otomotiv plazalarını, servisleri zengin etti şimdi sıra avukatlarda…..