Avrupalı pahalılıktan kaçıyor, Türkler ucuz diye geliyor!
Hayli şaşkınım. Daha Türkiye’de bayram tatili başlamadan, ben Zagreb caddelerinde Türk turistlere denk gelmeye başladım. Kafede kulağıma çalınan “Dursun Özbek, Aziz Yıldırım, Ali Koç, Erdem Timur, enflasyon, Erdoğan, tatil, pahalı, ucuz” gibi kelimelerle anında memleket gündemine de vakıf oldum.
“Genel hareketlilik” bir yana, bunca yıldır Türkiye’den gelen tanıdık sayısı bir elin parmaklarını zor bulan ben bile, son 10 günde üçüncü ziyaretçilerimi uğurladım. İkisi de bayram tatilinde geldi. Yani trafik çok yoğun.
Bu aralar yurtdışında yan masada oturan Türk turistlere denk gelip, çaktırmadan kulak verdiğinizde duyacağınız şeyler aşağı yukarı standart: “Bu kahveye, yemeğe Türkiye’de iki katı para verirdik kesin… Ne kadar pahalandı memleket. Alenen kazık yiyoruz. Artık yurtdışında nereye gitsen ucuz geliyor; Avrupa bile!”
Merak edip meşhur Numbeo sitesinde İstanbul ile Zagreb’in fiyat kıyaslamasına baktım. Gerçi 16 milyonluk dünya metropolü İstanbul’u, 700 bini bulmayan nüfusuyla mütevazı bir Güney Avrupa-Balkan şehri Zagreb ile kıyaslamak pek doğru olmaz. Ama basit bir mantıkla, önce ortalama aylık gelire sonra birkaç ürünün fiyatına bakmak fikir verebilir.
Numbeo’ya göre, mesela bir fincan capuccino Zagreb’de 2 euro, İstanbul’da 2.77 euro hesaplanmış. Toplu taşımada tek yön bilet ikisinde de 50 cent civarı. Ucuz bir restoranda iki kişinin karnını doyurma maliyeti İstanbul’da 8.63 euro (300 lira), Zagreb’de 11.50 euro. Fark önemsiz. McDonald’s standart bir mönü fiyatları eşit. Benzinin litresi İstanbul’da 1.15 euro, Zagreb’de 1.49 euro.
Ama aylık ortalama kazanca gelince, İstanbul’un takkesi düşüyor, keli görünüyor: Aylık gelir Zagreb için bin 380 euro, İstanbul için 26 bin 340 lira (759 euro) olarak veriyor. Yani, Zagreb’in neredeyse yarısı.
Tabii kahve, yemek, benzin gibi turistleri ilgilendiren kalemleri seçtim öncelikle. Genel yaşam maliyetinde Zagreb, İstanbul’dan yüzde 23 daha pahalı. Pardon ama maaş da 1’e 2… Zagreb’in dünya yaşam maliyeti endeksinde en pahalı 232’nci şehir olduğunu da hatırlatayım!
Şimdi zurnanın “zırt” dediği yere geliyorum: Türkiye’den Hırvatistan’a yıllardır denk gelmediğim bir ‘turist akını’ gözlediğim şu günlerde, Avrupa’nın turizm cenneti Hırvatistan’da ana gündem maddesi şu:
“Hırvatistan son yıllarda çok pahalandığı, fiyat-hizmet kalitesi dengesi bozulduğu için turist sayısı azalıyor. Baharda yüzde 6 düşüş kaydedildi. Hırvatlar bile tatil için kendi sahillerine değil Yunanistan, Karadağ hatta İtalya’ya gidiyor. Bu kadar pahalılık katlanılır şey değil!”
Velhasıl tarihinin en pahalı günlerini yaşayan, Avrupalı turistin gelmekte imtina ettiği Hırvatistan, İstanbul’un pahalılığından kaçıp “makul bütçeli tatil” ayaran Türk turistlerin radarına giriyorsa, sözün bittiği yerde miyiz?