“Avrupa’da kalan son efsane Türk tur operatörü”

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER [email protected]

Neler vardı, ne şirketler… Özellikle Türkiye turizminde “all inclusive”i uygulamaya başladığımızda Oger’ler, GTI’lar… Türkiye’ye milyonlarca turist taşıyan efsane olmuş Türk kökenli tur operatörleriydi. O günlerin turizm hamlesinde çok faydaları olmuştu. Belki biraz kendi hatalarından fakat ağırlıkla diğer Avrupalı şirketlerin yoğun baskısından piyasadan çekilmek ya da küçülmek zorunda kaldılar. Onların dönemlerindeki kuşaktan gelen Corendon bunlar arasında kalan son temsilcilerden biri… Şu anda Avrupa’daki en büyük Türk tur operatörü… Ağırlıkla Belçika ve Hollanda çalışıyor ve burada 1 numara. Başka ülke operasyonları ile birlikte yılda 3 milyon tatilciyi transfer ediyor. 3 bayraklı, 17 adetlik uçak filosunun yanında Türkiye’de de 4 oteli var. Yıllık cirosu 1 milyar euroya ulaşan Corendon Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, “Türk kökenli tur operatörlerinin koruma altına alınması lazım ve desteklenmesi lazım. Türkiye turizmine katkıları büyük. Krizde herkes yüzünü dönerken biz pazarı tek başımıza zorluyoruz. Destekler veriliyor ama önemimizin iyi anlaşılması gerekiyor” diyor. Yıldıray Karaer ile onların öykülerini, Türk tur operatörlerini ve Türkiye turizmini konuştuk.

Öncelikle kalan son efsanelerden Corendon’un öyküsünden bahsetmesini istedim Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer’den. Tanıyorum ama sohbet etme fırsatımız çok olmamıştı.
“Hollanda ve Belçika pazarı Türkiye için önemli pazarlar. 1997 yılında biz operasyonlarımıza burada başladık. Ben Hollanda’ya 1994 yılında gittim. Daha önce Onur Havayolları’nın Frankfurt temsilcisiydim. Sonradan turizme girdim. Benim esas mesleğim maden mühendisliği… İş hayatına da ilk Eczacıbaşı Grubu’nda başlamıştım. Bir ortağım daha var o da Türk, Hollanda’da doğma büyüme onunla birlikte yönetiyoruz”. Hemen şunu soruyorum:

Şu anda en büyük Avrupa’daki Türk kökenli tur operatörü siz misiniz?

“Çok fazla operatör kalmadı en büyük sanıyorum biziz… İskandinav pazarında Detur var. Bir de Rusya’dakiler var. Biz Avrupa pazarında en büyüğüz. Ama Rusya pazarında 4 tane büyük Türk kökenli operatör var. Biz onları bu şekilde tanımlıyoruz. Avrupa tarafında bizden büyük Türk bayraklı operatör kalmadı. Öger ve GTI vardı. Onlar operasyonlarını durdurunca şu anda Avrupa’da en büyük Türk bayraklı operatör biziz… Hollanda’da Belçika’da bir numarayız. Ama biz Türkiye’nin dışında 22-23 farklı destinasyona da tur operatörlüğü yapıyoruz. Bütün Yunan Adaları, İspanya, Bulgaristan var. Yine Hollanda ve Belçika’dan oralara turist taşıyoruz. Yani biz Hollanda ve Belçika bölgesinde de biz 2’nci veya 3’üncü büyük operatörüz. Avrupa’da biz 3 bayrak altında da havayolu işletmeciliği de yapıyoruz. Bir Türk Bayraklı havayolu, bir Hollanda Bayraklı hava yolu, bir de Malta Bayraklı havayolu… Yani 3 bayraklı hava işletmeciliğimiz var. Türkiye’ye uçmanın ötesinden Avrupa’nın herhangi bir ülkesinden diğer bir ülkesine turistik destinasyonlara da uçabiliyoruz. Almanya’dan örneğin Mayorka’ya gidebiliyoruz. Marakeş’den Almanya’ya uçabiliyoruz. Avusturya’dan Mısır’a uçabiliyoruz. 2018 yılında 3 bayraklı 17 adet uçağımızla bunları yapıyoruz. Boeing’in 737-800 tipini kullanıyoruz. Boeing’in yeni model Max 8 uçağını, yani Türkiye’nin ilk Max’ını mayıs ayı içinde getiriyoruz. Corendon logosu altında uçacak. Tabii daha sonra Türk Hava Yolları ve diğer şirketler de bu uçakları filolarına katacaklar”.

Operasyon boyutu 3 milyon

Corendon’un operasyonlarının boyutunu da Corendon Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer şöyle anlatıyor: “Tüm operasyonlarımızı birlikte düşündüğümüzde yılda 3 milyon tatilci taşıyoruz. Bu sadece Türkiye değil, anlattığım toplam trafiğimiz içinde gerçekleşiyor. Tur operatörlüğü ve taşımacılığın yanında bir de otelcilik yapıyoruz. Şu anda 4 tane otelimiz var. Otelciliğe Bodrum’da başladık, daha sonra Finike’de otel işletmeciliği yaptık. Bugün ise Solto Alaçatı otelimiz var. Bu daha çok iç pazara yönelik 88 odalı butik bir otel. Bunun yanında Antalya-Kundu’da 900 odalı 3 bin yataklı bir otelimiz var. Her şey dahil sistemiyle çalışıyor. Kemer Bölgesi’nde yine 340 odalı bir otelimiz var. Bir de Bodrum’da yine 300 odalı bir otelimiz var. Türkiye’de kısaca 4 tane otelimiz var. Bunun yanında uçtuğumuz destinasyonlarda da otel işletmeciliğine gidiyoruz. Bunlardan bir tanesi İspanya’nın Ibiza Adası… Burada da bir otelimiz var. Hollanda’da bir 40 odalı Amsterdam merkezde butik bir otelimiz var. Onun yanında 260 odalı bir şehir otelimiz var. Yine bu ay içinde açmayı planladığımız 780 odalı bir havaalanı otelimiz var. 3-4 Yıldızlı iki otel ve bir apart projesi var bunun içinde… Şu anda ciromu, 1 milyar euroyu çevirmeye çalışıyoruz”.

“Kendimizi zor anlatıyoruz"

Sohbet sırasında Yıldıray Karaer, “Türkiye’de kendimizi çok zor anlatıyoruz, Hollanda ve Avrupa’da aslında kendimizi daha kolay ifade ediyoruz” diyor. Ben de hemen soruyorum:
“Neden anlatamıyorsunuz? Türk bayraklı operatörler olması çok önemli… Şöyle yanıtlıyor:
“Her bulunduğumuz ortamda, Turizm Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve diğer organizasyonlarda kurumlarla bir araya geldiğimizde devamlı belirttiğimiz bir şey var. Türk kökenli tur operatörlerinin koruma altına alınması lazım ve desteklenmesi lazım… Çok fazla Türk kökenli tur operatörü kalmadı ve bunlar Türkiye turizminin lokomotifiler. Çok uzun yıllar alıyor pazarda insanları ikna etmeniz… Devlet tarafında farklı başka yabancı operatörlere destekler verildiğini görüyoruz. Bunun doğru tarafları da olabilir ama tamamen yönünü yüzünü oraya dönmek hatalı… Herkes bunun önemini bildiğini ve göz önünde bulunduracağını söylüyor. Ama bazı konularda Türk kökenli tur operatörleri olarak derdimizi anlatmakta zorlanıyoruz. Şimdiye kadar destekler aldık mı? Aldık… Desteklendik mi? Desteklendik… Ama Türk turizminin çıkarları için biraz daha öne çıkarılmamız gerekiyor. Çünkü kriz anında o gördüğünüz büyük yabancı tur operatörleri hemen yüzünü başka ülkeye dönüyor. Onlar sadece olayı kağıt üzerinde bütçe olarak görüyor. Ama Türk bayraklı tur operatörleri zorlamaya devam ediyor. Kendi otellerimiz var, beraber çalıştığımız oteller var. Kendi persolenimiz var bütün şartları zorluyoruz”.
Yani bütün her alanda Türk bayraklı bir şirket olarak destek olmaya, yeniliklerde öncü olmaya gayret ediyoruz”.

“Turizmin sorunu siyasi konjonktür"

“Türk turizmi için yeni planlama çalışmaları var. Özellikle destinasyonlar bazında gelecek 50 yıla hazırlanmak için… Siz neler düşünüyorsunuz? “ diye sorduğumda Carendon Başkanı Yıldıray Karaer şöyle diyor: “Her türlü planlama yapılabilir tabii… Fakat kararı sonuçta müşteri veriyor. Pazarlar kendi kararlarını kendileri veriyor. Biz bunu böyle yapalım yönlendirelim diye bir şansınız olmuyor. Bir İspanya’ya bakın bizden 20 sene ilerdeler ve 80 milyon turist alıyorlar. Ibizası da var. Barselonası da var. 12 ay turizmin yapıldığı Kanarya Adaları da var. Her türlü turiste hitap ediliyor. Bunlar arasında her şey dahil sistemler de var. Aslında Türkiye’den farklı bir şey yapılmıyor. Aslında öyle bir şeye ihtiyacımız ilk sırada değil… Herkes ana sorunun etrafında dolaşıyor. Türkiye’nin turizmde ana sorunu Türkiye’nin imajı… Türkiye’nin ilişkileri ve siyasi konjonktür. Bu siyasi konjonktürde, 2 yılda başımıza gelmeyen kalmamışken sorunu başka yerde aramamak gerekiyor. İstediğin kadar yapılandır. Adam gelmeyince yapacak bir şey yok. Uçakları altınla kaplasanız, otelleri en lüksle donatsanız, en iyi hizmeti verseniz turist gelmeyince ne yapacaksınız?”

“Bu yıl daha iyi, 2019 planları yapılıyor"

Turizmin son durumunu şöyle anlatıyor Yıldıray Karaer: “Turizmde son duruma bakarsanız 2018 iyi görünüyor. Ne düzeldi derseniz? Aslında çok fazla da değişen bir şey yok. Siyasi gerginlikler devam ediyor özellikle Batı ülkeleriyle… Misafirlerimiz Almanya’dan örneğin siyasi tansiyon düşmedi diyorlar. Örneğin gazetecilerin tutuklanması çok olumsuz imaj olarak yansıtıldı. Fakat salıverilme sonunda rezervasyon artışları oldu. Alman operatör ve şirketler Türkiye için hem 2018 hem 2019 için planlar yapmaya başladılar. Bunlar önemli gelişmeler diye düşünüyoruz. Biz Almanya pazarına sadece havayolu şirketimizle çalışıyoruz. O pazara yılda 500 bin koltuk tahsis ediyoruz. İrili ufaklı 20-25 operatör-acente ile çalışıyoruz. Bazı modelleri orada uygulayamıyoruz. Bizim Hollanda’da direkt satış modellimiz online… Hollanda online’a çok iyi yanıt veriyor. Almanya henüz o kadar hazır değil”.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar