Avrupa’da Deutsche Telekom, ABD’de T-Mobile
Amerika’da telekomünikasyon sektörü hisseleri son aylarda en çok tercih edilen hisseler olmaya devam ederken Avrupa’nın 3. en büyük telekom şirketi Deutsche Telekom AG yerlerde sürünüyor. Daha 3 ay önce €115 Milyar’lık piyasa büyüklüğü ile piyasanın devleri arasında bulunurken şimdi €98 milyar ile sıralamada normal bir 3.lük elde ediyor. Sormayın başına geleni…
Amazon’un geliştirdiği teknolojilerden birisi de uzun ve kısa mesafeli telefon konuşmalarını ücretsiz hale getirebiliyor. Tam paket aldığınızda, diğer hizmetlerin yanında bu da geliyor ve telefon konuşmalarınız bedavaya geliyor. Bu durum, yaygın uygulamaya geçildiğinde doğal olarak özellikle ABD’de telekom sektöründe oyunun kurallarını değiştirecektir. Hatırlayacağınız üzere T-Mobile, Deutsche Telekom’un ABD’deki şirketi ve hissesinin fiyatı bu gelişmeden oldukça ciddi bir şekilde etkilenmiş vaziyette; son 3 ayda %17 düştükten sonra yeni yeni alıcı buluyor. Avrupa’da ise Deutsche Telekom aynı nedenden dolayı, ve aslında bence son derece haksız bir şekilde %18’den biraz daha fazla düştü. Ancak piyasa olan biteni sindirdi ve özellikle Avrupa’da risklerin T-Mobile için olduğundan çok daha az olduğunu fark etti. Bu nedenle de şimdilerde Almanya’nın telekom şirketi olan Deutsche Telekom’a ciddi para girişi var. Okuduğum analiz raporlarında Amazon’un bu yeni çıkışı T-mobile ve diğer ABD’li telekom şirketleri için zorluk oluşturacak olsa bile T-Mobile’ın bu durumu savuşturacak alt yapıya sahip olduğu söyleniyor. Deutsche Telekom için ise bu durumun gerçekte risk bile oluşturmaması gerektiği anlatılıyor. Bence bu iki hisseye, özellikle de Avrupa’daki ana hisseye dikkat etmekte fayda olacaktır.
Türkiye ETF’i
Gerçekten son derece ilginç bir ülkede yaşıyoruz. İnsanımız son derece pratik zekalı ve gelişmiş ekonomilerin ürettiği sistematik sosyal davranıştan son derece uzak, herkesin kendi ürettiği çözümün peşinden koştuğu ve sistemsel davrananların aslında geride kaldığı, etikten ziyade uyanık davrananların daha kazançlı çıktığı bir ülke düzeninde yaşıyoruz. Ekonomimiz de, borsamız da aynı şekilde. Son senelerde, dönemsel olarak belki de borsanın en hızlı yükseldiği dönemlerden birisindeyiz. Oysa kazançlara dolar bazlı baktığımızda bambaşka bir yerdeyiz. Yurt içi piyasaları, yurt dışını takip ettiğim kadar profesyonel anlamda takip etmediğimi hepiniz bilirsiniz, sonuçta deneyimin ve ilgi odağım yurt dışı piyasalar. Ama Türkiye’de yaşadığım için kaçınılmaz bir şekilde TRY long’um; hepiniz gibi. Ara sıra da yerli hisselerde kısa süreli long olur, sonra çıkarım. Dolayısıyla yurt içi piyasaları takibim bu boyutta, yani sizlerle aynı sayılır.
Ama yine de dikkatimden kaçmayan bir nokta var. 25 Mayıs’ta başlayan hisse rallisinin ardından TL olarak BIST 100 endeksi bu sabah itibarı ile neredeyse %30 prim yapmış durumda. Teknik olarak 100 endeksi USD bazlı takip eden ve ABD’de işlem gören TUR etf ’i ise aynı süreçte %1,95 değer kaybetmiş durumda. Bunun yegâne nedeni TL’deki değer kaybı. Yani aslında yurt içi borsada “enflasyon rallisi” ve “dolar rallisi” adıyla bilinen yükseliş hareketleri aslında küresel bazda bir işe yaramamış hatta portföylerin Dolar karşısında erimesinin önüne geçememiştir. Bahsettiğim gibi, bu konuda sosyal medyada benim ve bir sürü insanın bir sürü paylaşımı oldu ama en yapıcı yorumlardan birisini sevgili dostum Süleyman Levent Makineci yaptı. Twitter mesajından aktarıyorum: “Endeks 100 ortalamalarından oluşmuş bir portföyünüz varsa Ocak başındaki 5700 deki paranızdan şu an dolar bazlı yüzde 36 dolar bazında daha aşağıdasınız . Başka bir bakış açısından bakarsanız 5700 değil 4200 seviyesinden hisse alıyorsunuz şu an. Geçmişte kalmayın anksiyete yapar.”
Buna ek olarak bir not daha düşeyim; TUR etf ’inde fiyat düşüşü (kura bağlı olarak) devam ediyor. Ancak fonun hisse fiyatının düşmesine rağmen fon değerinin artmasının tek nedeni fona olan para girişi olmalı. Nitekim fon büyüklüğündeki değişimi grafiklere eklediğimde görüyorum ki haftalık bazda fon büyüklüğünde yukarı doğru bir dönüş var. Bu durumda, adil piyasa koşullarının varlığını farz edersek; yani etf ’i takip edenlerin görüşünü manipüle etmek için alım yapılmadığını düşünürsek Türkiye’deki hisse rallisinin devam edebileceğine inanmak için iyi bir nedenimiz olabilir. Henüz fiyatın alımlara tepki vermediğini de düşünürsek ilgi çekici bir durum var orad