Avrupa'dan 'Men'in Türk futboluna etkisi
UEFA'nın geçen hafta Fenerbahçe ve Beşiktaş'a vermiş olduğu Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi organizasyonlarına katılımdan men kararı orta ve uzun vadede Türk futbolunu olumsuz etkileyecek gibi görünüyor.
Anımsanacağı üzere, UEFA ülkemizde baş gösteren 'Şike Krizi' nedeniyle Fenerbahçe'ye 2+1 yıl, Beşiktaş'a da 1 yıl UEFA organizasyonlarına katılımdan men cezası vermişti. Bu hafta, bu kararın Türk futboluna, futbol pazarına ve söz konusu kulüplerimize etkilerini incelemeye çalışacağız.
Öncelikle belirtelim ki, bu kararların Türk futboluna üç ana konuda etkisi olacaktır.
Bunlar:
1) Türk futboluna prestij etkisi
Bu iki kulübümüze verilen bu ceza ile Avrupa nezdinde hem bu kulüplerimizin, hem de ligimizin saygınlığı önemli ölçüde erozyona uğrayacaktır. Zaten, ikinci sınıf bir futbol ülkesi olan ülkemiz ligi ve bu kulüplerimizin saygınlıkları sorgulanmaya başlanacak, futbolumuz hakkında olumsuz bir algının doğmasına neden olacaktır. Bu olumsuzluğun giderilebilmesi kısa süre içinde çok da kolay olmayacaktır. Türk futbolunun moralitesi bu anlamda olumsuz olarak değerlendirilecektir. Bu olumsuzluğun etkisini önümüzdeki sezonlarda daha çok hissediyor olacağız. Bu durum özellikle yabancı futbolcuların ülkemizi tercih etmelerinde sıkıntı yaratabileceği gibi UEFA nezdinde de ülkemiz futbolu önemli bir kredibilite kaybı yaşayacaktır. Son yıllarda kazanmaya çalıştığımız saygınlığa gölge düşecek, futbolumuzun Avrupa elitleri arasına girmesinin önünde önemli bir engel oluşturabilecektir.
2) Maddi ve parasal etki
a) Kulüplerimize parasal etkileri
İki kulübümüzün Avrupa'ya gidememesi başta bu iki kulübümüzü parasal olarak ciddi etkileyecektir. Özellikle, günümüzde Şampiyonlar Ligi'nde olamamak Fenerbahçe'ye önemli parasal bir külfet yaşatabilecektir. Şampiyonlar Ligi'nin her yıl artan bütçeyle kulüplere dağıttığı parasal gelirler bugün neredeyse Süper Lig'de bir sezon boyunca elde olunan gelirlerden daha fazla olmaktadır. Geçen sezonu şampiyon tamamlayan Galatasaray Süper Lig havuz gelirlerinden 2012-13 sezonunda toplam 66.210.000 TL kazanırken, 2012-13 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nden yaklaşık 32 milyon euro, maç günü gelirleri dahil 35 milyon euro'ya yakın (89 milyon TL) para kazanmıştır. Bu tutar, Galatasaray'ın Süper Lig'den kazandığı tutardan %35 daha fazladır. Buradan da görüldüğü gibi Şampiyonlar Ligi gelirleri, bu turnuvaya katılan takımlar için çok önemli bir tutarı ifade ediyor.
Fenerbahçe 2012-13 sezonunda Süper Lig havuz gelirlerinden 59.1 milyon TL, Beşiktaş da 48.640.000 TL parasal gelir kazanmıştır. Bu bağlamda bakıldığında, her iki kulübümüzün Avrupa Kupalarına gidememeleri, bu kulüplerimize önemli maddi kayıplara yol açacaktır. Bu kayıplara gelin birlikte bakalım.
Fenerbahçe'nin 2 yıllık kaybı 153 milyon TL
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gidememesi nedeniyle uğrayacağı tahmini minimum gelir kaybı: Şampiyonlar Ligi'nde ortaya koyacağı sportif performanstan doğacak sportif bonus, gruplara kalma bonusu ve havuz gelirlerinden %35'lik paya ilaveten, maç günü gelirleri, reklam ve medya gelirleri, logolu ürün satım gelirlerinden elde olunabilecek olası gelirler toplamı 30 milyon euroya (76.5 milyon TL) ulaşabilecektir. Bu tutar, Fenerbahçe'nin 2012-13 sezonunda Süper Lig'den elde ettiği 59.1 milyon TL'lik gelirden yaklaşık %30 daha fazladır. Fenerbahçe'nin 2 sezon bu kupaya katılamayacağını dikkate alırsak, bu kayıp 153 milyon TL'ye yükselebilecektir.
Beşiktaş'ın kaybı tahmini 44 milyon TL
Beşiktaş'ın Avrupa Ligi'ne gidememesinin kulübe maliyeti ise 13.5 milyon euro, Avrupa Ligi'nden ve 2.5 milyon euro da maç günü, reklam-medya gelirleri ile logolu ürün satışından olmak üzere 17 milyon euroya (44 milyon TL'ye) ulaşabilecektir.
Bu tutar Beşiktaş'ın Süper Lig'de 2012-13 sezonunda kazandığı 48.6 milyon TL'lik parasal gelirin yaklaşık yüzde doksanına karşılık geliyor. Bu haliyle bakıldığında, finansal darboğazdaki Beşiktaş için bu parasal gelir son derece yaşamsal bir öneme sahiptir.
b) Türk futbol pastasına etkisi 300 milyon TL'ye ulaşabilecektir
İki kulübümüzün uğrayabileceği tahmini parasal kayıp önümüzdeki iki sene içinde 197 milyon TL'ye kadar çıkabilecektir. Yaklaşık 200 milyona yaklaşan bu tutar, diğer parasal büyüklükleri de etkileyebilecektir.
Bu kararın etkisiyle Avrupa'ya gidemeyecek kulüplerimiz başta transfer bütçeleri olmak üzere önemli gider kalemlerinde kısıntılara gidebilecektir. Avrupa'ya gidememenin pratikteki en önemli etkisi takım maliyetlerinde kendisini gösterebilecektir. Yüksek maliyetli takım kadrolarında maliyet tasarruflarına yönelmek, doğal olarak takımların bütçelerinde önemli küçülmeleri de beraberinde getirebilecektir.
Bu kararın bir diğer etkisi de, transfer harcamalarında daralmaya gidilecek olunması olasılığıdır. Özellikle, Türk futbolunda toplam transfer harcamalarında Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın transfer harcamalarındaki payı dikkate alındığında önümüzdeki 2 yıl içerisinde ülkemizde transfer giderlerinde önemli bir daralmanın yaşanması Türk futbol pazarını da olumsuz etkileyebilecektir. Transfer harcamalarındaki bu daralmanın kulüplerin özellikle logolu ürün satımı ile tribün gelirlerinde dikkate değer düşüşlere neden olabileceğini burada sizlerle paylaşalım.
Yine, lokal ligde rekabeti de olumsuz etkileyecek bu faktör izlenilirliği, dolayısıyla decoder satışlarını da olumsuz etkileyebilme potansiyeline sahip görünüyor.
Yukarıdaki tüm olası gider kayıplarını dikkate aldığımızda, Türk futbol pazarının önümüzdeki iki yıl içerisinde kayıplarının 300 milyon TL'ye ulaşabileceğini tahmin edebiliriz. 1.5 milyar TL'ye ulaşan Türk futbol pastasının yaklaşık yüzde yirmisine karşılık gelen bu tutar, futbol pazarımızda da bir daralmaya da neden olabilir.
3) Rekabetçi denge açısından etkisi
a) Takımlar arasında rekabetçi denge bozulabilir
Fenerbahçe'nin ve Beşiktaş'ın Avrupa'ya gidememeleri nedenleriyle Galatasaray'ın önümüzdeki 2 seneyi şampiyon tamamlaması halinde, süreç içinde bu kulüpler arasında mali ve sportif dengenin bozulması söz konusu olabilecektir. Rekabetçi denge Galatasaray'ın lehine, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın aleyhine bozulabilecektir.
b) UEFA sıralamasında sıra kaybedebiliriz
Galatasaray ile Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki sportif ve mali dengenin bozulması başlangıçta Galatasaray'ın lehine olacakmış gibi görülse de, süreç içinde Süper Lig'de düşecek rekabet, lokal ligde rekabetçi dengeyi bozacağı için Türk futbolunun kalitesini olumsuz etkileyebilecektir. Bozulacak rekabet nedeniyle izlenilirlik ve reytingin düşmesi, zaman içinde Türk futbolunun toplam kalitesini olumsuz etkileyebilecektir. Rekabet gücü düşen Ligimizde eğer Avrupa Kupalarına gidecek diğer takımlarımız beklenen sportif performansı gösteremezlerse, UEFA ülke katsayımız düşebilecek, buna bağlı olarak Avrupa Kupalarına göndereceğimiz takım sayılarında azalmalara neden olabilecektir.
4) Marka değerimiz düşebilecektir
Yukarıda dile getirdiğimiz olumsuzlukları toparlayacak olursak, tüm bunların sonucunda, Avrupa'da saygınlığı azalan, futbol kalitesi düşen, rekabet gücünü yitiren ve reyting kaybeden bir futbol ülkesinde futbolumuzun marka değerinde bir düşüşün yaşanması beklenebilir. Bu olumsuzlukların etkisini minimize edebilmek için Türk Futbol otoritesinin ve kulüplerinin mutlaka alternatif çözüm arayışları içine girmeleri gerekiyor.
Sonuç
Yukarıda çizdiğimiz senaryo da şüphesiz ki, Süper Lig'de diğer takımlarımızı ve onların bu süreçte ortaya koyabilecekleri potansiyel performansı göz ardı etmedik. Aksine, bu olumsuzluklar diğer kulüplerimiz için bir fırsat da olabilir. Biz sadece adı geçen kulüplerimizin Türk Futbol pastasındaki mevcut büyüklüklerinden, tarihselliklerinden, yaygın taraftar tabanlarından ve sahip oldukları bütçe ile Süper Lig'den aldıkları paylardan hareketle karşılaşabileceğimiz muhtemel olumsuzlukları sizlerle paylaşmaya çalıştık.
Ümit eder ve dilerim ki, Türk futbolunun geleceğine ilişkin bu öngörülerimiz gerçekleşmez ve ülkemiz futbolu Avrupa'da irtifa kaybetmez.