Avrupa'daki gelişmeler etkili olmaya devam edecek
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım
Avrupalı yetkililerin borç sorunlarının çözümü konusundaki ümitlerin artması ile çoğu piyasa olumlu bir haftayı geride bıraktı. Böylece Euro son ayların en yüksek seviyelerine geldi.
Son yapılan toplantılarda da somut ve detaylı bir plan üzerinde uzlaşı olup olmadığının netleşmediğini söyleyebiliriz. Liderler arasında görüş farklılıklarının devam ettiğine dair bazı işaretler de var. Dolayısıyla piyasalarda iyimserlik devam edecek olsa bile dikkatli olunması gerektiğini düşünüyoruz.
Nitekim geçen haftayı Avrupa ile ilgili olumlu kapatan küresel piyasalar, yeni haftaya Japonya'nın yene müdahalesi sonrası değer kazanan bir dolar ile başladı.
Ayrıca hafta sonu Avrupa'dan gelen bazı haber ve yorumlar, geçen hafta alınan kararların sihirli bir değnek olmadığı gerçeğinin yavaş yavaş anlaşıldığını ortaya koyuyor. Örneğin bizim aktardığımız görüşlerin benzerinin Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble tarafından dile getirilmesini ilginç buluyoruz. Hatırlanacak olursa, daha önce de Schaeuble, 23 Ekim'de yapılacak Avrupa Birliği zirve toplantısında, Avrupa'nın borç krizi için nihai bir çözüm beklenmemesi gerektiğini ifade etmişti.
Çin'in Avrupa'ya, bonolarını alarak, yardım yapacağına dair beklentilerin de daha gerçekçi bir seviyeye gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili çabalar ve gelişmeler olsa da, Çin gibi ülkelerin hem desteği net değil, hem de olası desteğin hangi şartları içereceği bilinmiyor. Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'nin olası şartlar ile ilgili olumsuz yorumunu ve Çin Maliye Bakanı Zhu Guangyao'nun, G-20 zirvesi gündeminde Avrupa tahvillerinin satın alınmasının bulunmadığını söylediğini de not ediyoruz.
Bu haftanın önemli olayları arasında 3-4 Kasım tarihlerinde Cannes'da yapılacak olan G-20 zirvesi var. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'nin, G-20 ülkelerine Avrupa'daki borç krizinin çözümünü açıklamak ve gelişmeleri bildirmek üzere bir mektup hazırladığını de belirtmek isteriz.
Daha önce ifade ettiğimiz gibi konuyla ilgili haber akışının piyasalarda olumlu hava yaratması doğal, fakat orta vadeli bir bakış açısıyla, bu oluşturulan iyimserliğe temkinli yaklaşılması gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz.