Avrupa'da stres sürüyor…

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Banu Eriş / Finansinvest

Kriz döneminde mali sektördeki sorunlara çözüm sağlanması ve ekonominin desteklenmesi amacıyla küresel çapta yüksek hacimli önlem paketleri uygulamaya konmuştu. Krizden çıkış aşamasında ise çok sayıda ve farklı ekonomilerden oluşan Avrupa'nın bazı sıkıntılara neden olabileceği konusunda endişe duyuluyordu. 2009 yılı Mart ayından beri "krizin geride bırakılmasına" dair sinyaller piyasalarda olumlu fiyatlamalara neden oldu. Son dönemde ise endişe edildiği gibi Avrupa'da yüksek bütçe açıkları ve yüklü borç ödemeleri olan ülkeler nedeniyle tedirginlik arttı. Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve IMF'nin anlaşarak kredi desteği sağlamasına dair yapılan açıklamalara rağmen tedirginlik tam olarak yatışamadı. Son günlerde ise kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin ard arda not indirimleri piyasalarda sert bir satış baskısına neden oldu. Son gelişmeler dikkate alındığında not indirimi sürpriz olmamasına rağmen, indirimin miktarı ve zamanlaması piyasa tepkisinin artmasına neden oldu. Önümüzdeki dönemde, kredi sıkıntılarının ve not indirimlerinin diğer ülkelere yayılması veya diğer kredi derecelendirme kurumlarından yeni not indirimleri gelmesi olasılığı risk iştahını sınırlamaya devam ediyor.

Bu dönemde varlık değerlerinin sıkışık seyir izlemesi, yatay/aşağı yönde hareket etmesi olası gözüküyor. Öte yandan sorunlu ülkelere sağlanan desteğin artırılması, uzun süre desteğin sürdürüleceği vaadi ve görüşmelerin sonlanmasına dair sinyaller kısmi toparlanmalara neden olabilir. Ancak verilecek desteğin beklentileri karşılamaması, ülkelerin istenen mali disiplini gösterememesi gibi olumsuz haber akışı dönem dönem baskı yaratmaya devam edecektir. Avrupa konusu gündemde kalmayı sürdürse de, önümüzdeki dönemde makro gösterge ve bilanço sonuçları ile merkez bankalarının adımları da piyasalarda farklı hareketlere neden olabilir.

Yurtiçi piyasalarımız önümüzdeki günlerde de yurtdışı gelişmelere paralel seyrini sürdürecektir. Türkiye'nin güçlü büyümesi, sağlam bankacılık sistemi ve göreceli yüksek getiri potansiyeli nedeniyle TL varlıklar göreceli olarak bir miktar destek bulabilir. Merkez Bankası'nın yıl sonuna doğru faiz artırımlarına başlayacağına dair algılamalar özellikle TL'de değer kayıplarını sınırlayacaktır. Öte yandan şimdiye kadar baskı yaratmamış olsa da siyasi risk faktörü akılda tutulmalıdır. Kısa vadede yüksek volatilite ortamı sürecektir. Bu nedenle piyasalar denge bulana kadar yatırımcıların risklerini düşük tutmaları ve temkinli kalmaları gerekmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017