Avrupa'da bulutlar dağılmıyor...

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Serhan Yenigün / Finansinvest

Önceki ay Avrupa'nın büyük bölümünü saran kül bulutlarını takip eden yatırımcılar, son günlerde ise Avrupa'yı saran kara bulutları takip ediyor. Yunanistan'ın, AB ve IMF'den 110 milyar EUR kaynak bulması ve önümüzdeki birkaç yıl için borç çevrimi konusunda elinin rahatlaması sonrasında, Portekiz ve İspanya dikkat odağı oldu. Bu iki ülkenin göreceli olarak daha sınırlı bir bütçe açığı ve borç yükü olmasına rağmen, kritik makro koşullarının sürmesi endişeleri beslemeye devam ediyor. Geride bıraktığımız iki haftada artan kredi notu spekülasyonları, gerçek dışı destek paketlerine ilişkin spekülasyonlar, olumlu ve olumsuz haber ve yorum akışının artan yoğunluğu ise varlık değerlerinin de aşırı volatilite kazanmasına neden oluyor. Bu yüksek dalgalı ve kara bulutlu sularda güvenli liman arayışının artması ise yatırımcıların Dolar'a yelken açmasına neden oluyor. Yakın vadede piyasalarda yüksek volatilitenin sürmesi, risk algılamalarının zayıflığı, yeni ve negatif gelişmelere karşı hassasiyetin sürmesi ise, yatırımcıların da mümkün olduğu kadar temkinli ve defansif kalmasını gerektiriyor.

Bu fırtınalı, dalgalı, bulutlu ve kasvetli resme rağmen, dünyanın geri kalanında çok daha nahif bir makro görünüm olması piyasalar dengeliyor. ABD'de şirket bilançoları 2010'a güçlü bir başlangıç mesajı verirken, makro veriler de ekonomide düzelme ve toparlanma senaryolarını destekliyor. Asya'da parasal sıkılaşma mesajları soru işaretleri yaratsa da, ekonomik düzelmenin hızını koruması yüzleri güldürüyor. Yurtiçine baktığımızda ise, son birkaç günde değer kazanan Dolar ve satış gören İMKB dışında yatırımcı ilgisinin gücünü koruduğunu, siyasi tansiyonun yüksek seyrine rağmen TL ve TL cinsi varlıklar üzerindeki baskısının sınırlı kaldığını görüyoruz. Önümüzdeki haftadan itibaren, iç gündemde daha fazla yer işgal etmesi beklenen referandum, erken seçim vb. senaryoların piyasalarımız üzerinde ne derece baskı yaratabileceğini izleyeceğiz.

Yatırımcıların bu dönemde alması gereken en uygun aksiyon, bireysel risk - getiri tercihlerine göre en uygun defansif seçeneklere yönelmeleri olacaktır. Örneğin, faiz getirisine duyarlı bir yatırımcı bu dönemde uzun vadeli iskontolu tahvil-bono pozisyonlarını azaltarak mevduata yönelebilir. Birikimlerini Dolar bazında değerlendiren bir yatırımcı ise, bu dönemde portföyündeki Dolar ağırlığını artırabilir. Piyasalar istikrar kazanana, volatilite kısmen azalana ve temel algılamalar stabilize olana kadar yatırımcıların temkinli kalmaya devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017