Avrupa yakası

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Dünya ekonomisi küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü risklerin arttığı, enflasyon endişelerinin azaldığı, yüksek mali kaldıraç kullanan ülke ve sektörlerde sistemik risklerin büyüdüğü bir konjonktürde 2012 yılının ilk yarısını tamamladı.
Avrupa borç krizi küresel büyümeyi aşağı çekmeye devam ediyor. İmalat sanayi küresel PMI verisi Haziran ayında 48,9 ile Kasım 2011'den bu yana gördüğü en düşük seviyeye geriledi. Verilerdeki kötüleşmede ABD ISM imalat sanayi göstergesinin 3,8 puan düşerek 49,7 ile Temmuz 2009'dan bu yana en düşük seviyeye ulaşması etkili oldu.
Avro bölgesi PMI verileri 45,1 ile durgunluk sinyali vermeye devam ediyor. Bankacılık sistemine destek için Avrupa Birliğine baş vuran İspanya 41,1'lik PMI seviyesi ile Yunanistan'dan sonra durumu en çok kötüleşen ülke oldu. 
Lehman krizi sonrasında küresel büyümenin motoru konumuna gelen gelişmekte olan ülkeler cephesinde de işler eskisi kadar iyi gitmiyor. PMI seviyesi 50,2 seviyesine gerileyen Çin ihracata ve yatırıma dayalı büyüme modelini iç tüketimi güçlendirerek dengelemeye çalışıyor.
Küresel büyümenin yavaşlaması ve Çin ekonomisindeki dönüşüm emtia fiyatlarında uzun vadeli yukarı yönlü eğilimin tersine dönmesine neden oldu. Arap baharı sırasında yaşanan arz kesintilerinin sona ermesi ve talepteki zayıflama petrol fiyatlarında sert bir düşüşü tetikleyerek manşet enflasyonun dünya genelinde gerilemesine neden oldu.
Enflasyondaki gerileme borç - durgunluk sarmalından çıkmaya çalışan gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz oranlarını uzun süre düşük seviyelerde tutmasını ve miktarsal genişlemeye devam etmesini kolaylaştırıyor. Avrupa borç krizinin yıkıcı etkilerinden ekonomilerini korumaya çalışan gelişmekte olan ülke merkez bankalarının para politikalarını normale döndürmelerinin de önünü açıyor.
Borç yükünün yüksekliği ve/veya siyasi iradenin yetersizliği genişleyici maliye politikalarını uygulanabilir olmaktan çıkartıyor. Genişleyici para politikası ve regülasyon değişiklikleriyle kamu borçlanma faiz oranlarının düşük tutulduğu uzun süreli bir "mali baskılama" dönemi borçları eritmenin ve büyümenin önünü açmanın tek yolu olarak görülüyor.
Ekonomi cephesinden gelen kötü haberlere rağmen küresel risk iştahında ciddi bir bozulma görülmüyor. G4 Merkez Bankalarının (ABD, Avrupa, Japonya ve İngiltere) genişleyici para politikaları sayesinde gelişmiş ülkelerdeki durgunluğun kısa süreli ve hafif şiddette olacağına dair güven devam ediyor.
Avro bölgesi borç krizinin İtalya ve İspanya'ya yayılması riski nedeniyle piyasalarda zaman zaman satışlar görülüyor. Ancak işlerin kötüye gitmesi ve sistemik riskin artması durumunda Avrupa Birliği liderlerinin devreye girerek krizi kontrol alacağına duyulan güven sürüyor.
İspanya'da bankacılık sisteminde yaşanan mini krizde de bunun örneğini yaşadık. Haziran sonunda Avrupa Liderler Zirvesinde alınan - Avrupa İstikrar Fonunun (ESM) zor durumdaki bankalara doğrudan kaynak aktarabilmesinin ve yardım talep edilmesi durumunda devlet tahvili piyasasında alım yapabilmesinin önünü açan - prensip kararı piyasalarda kısa süreli bir iyimserlik dalgasını tetikledi.
Piyasalarda yaşanan yükselişin kısa soluklu olacağından endişe ediyoruz. Piyasalar ESM'deki para miktarının yetersiz olması ve fonun kullanımının üye ülkelerin onayından geçmesinin gerektiği gibi bizce hayati öneme sahip konuları göz ardı ediyorlar ve sorunu yanlış teşhis ediyorlar.
Avrupa'da yaşanan borç krizini sorunun nedeni değil sonucu olarak görüyoruz. Avrupa'nın güneyindeki ülkelerin küreselleşmeye ve özellikle Asya ülkelerinin rekabetine ayak uyduramaması sorunun özünü oluşturuyor. 
Avrupa, dünya nüfusunun %7'sini temsil etmesine ve milli gelirinin %25'ini üretmesine rağmen, küresel sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarının %56'sını yapıyor. Avroya katılım sonrasında Güney Avrupa'da bugün sorun yaşayan ülkelerin reel ücretlerinde %20-%40 arasında yükseliş yaşandı. Küresel emek arzına son on yılda Çin ve Hindistan'dan bir milyardan fazla ucuz ve çalışmaya istekli işgücünün katıldığı mevcut konjonktürde Avrupa'nın iş modelinin sürdürülemeyeceği ortada.
Avrupa'da  kalıcı bir çözüme varılması için parasal birliği, mali ve politik birliğe dönüştürecek güvenilir bir yol haritasının çıkartılması ve sürdürülebilir büyümenin önünü açacak yapısal tedbirlerin alınması gerekiyor. Zorlu pazarlıklarla geçecek ve zaman zaman iplerin kopma noktasına kadar gerileceği bu süreçte Avro bölgesi dünya ekonomisi için tehdit oluşturmaya ve risk iştahını baskılamaya devam edecek.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019