Avrupa sağ siyaseti sosyal devlete ket vurdu

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Geçen asrın son çeyreğinde Avrupa’da sosyal devlet olgusu, sol liderlerin yönetimde olduğu dönemde gelişiyordu. Asrın sonundan başlayarak, sosyal devletin getirdiği yük Almanya’dan başlayarak, kısıtlamaya başladı. Avrupa’da art arda gelen sağ iktidarlar, sosyal devlet olgusunu daraltmada adeta birbirleriyle yarıştılar.

Avrupa’da geçen asrın sonundaki liderler Olof Palme, Willy Brandt, Francois Mitterrand, Papandreou sosyal devlet olgusuna önem veriyorlardı. Bundan ilk geri adımı Almanya attı.

1999’da Almanya’da Schröder- Fischer ikilisi sosyal demokratlarla yeşiller piyasaya canlılık getirmek için, bir politika uygulamaya başladılar. İstihdamı genişletmeyi amaçlayarak, işsizlere yardım parası ihtas ettiler. Hartz IV isimli proje ile istihdam arttı. Bunun üzerine sosyal harcamaları kısan politikalar başlattılar.

Bu İngiltere’de zaten Thatcher döneminde başlayan kısıntıyı Cameron döneminde Muhafazakarlar tarafından devam ettirildi.

Fransa’da Macron, 36 bin merkezde, ancak kendi araçlarıyla hareket edebilen ve bunun için motorinli araçlardan yararlanan halkın ucuz motorin kullanımını çevre sorunları nedeniyle değiştirme kararı aldı. Ancak Fransa’da kamu taşımacılığı bu insanların ucuz bir şekilde bir yerden bir yere gitmelerine fırsat vermiyordu. Ayrıca, bir merkezden bir merkeze doğrudan gidebilmek yerine Paris’e uğrayıp geçmek gibi sorunlar da söz konusuydu. O yüzden Macron’un çevreyi korumak için almaya çalıştığı bu karar ciddi tepkilere yol açtı. Sarı Yelekliler hareketi kendiliğinden hızla bütün ülkeye yayıldı. Bu olaylar geçen hafta sonunda Paris’te yoğun katılımla yapılan gösterilerde önemli çatışmalara, otomobil yakmalara kadar varınca, G20’den dönen Macron, o ana kadar taviz vermeyecek göründüğü kararını Başbakanı devreye sokarak geri aldı.

Bakalım bu geri alış, bu hafta sonu yapılması planlanan gösterilerin önüne geçecek mi?

Eylemlerde bir sonlanma yaşanacak mı?

Ama işin temelinde, Fransa’da da artan gelir eşitsizliğine karşı ciddi önlemler alınmaması görünüyor. Fransa’da sosyal devletin işlerliğini kaybetmesi bu direnişlerin en önemli nedeni. Fransız entelektüelleri bu konuda raporlar yayımlıyorlar.

Son dönemde İsveç’te de sağın yükselmesi orada da sosyal devlet adına verilen birçok hakkın art arda geri alınmasına neden oldu. Emeklilerin elde ettikleri birçok hak, artık söz konusu değil.
Zaten Avrupa’da Macaristan ve Bulgaristan gibi AB’nin küçük ortaklarında da sağ yönetimler sosyal devletten uzak bir yönetim izliyorlar.

İtalya’da ise imkanların çok kısıtlı olmasıyla sosyal devlet uygulamalarını sürdürmek istedilerse de şimdi çok ciddi bir bütçe sorunu ile karşı karşıyalar. Avrupa Birliği İtalya’yı bu bütçe nedeniyle denetime almış durumda.

Görüldüğü gibi, bütün Avrupa’da, geçen asrın son çeyreğinde esen sosyal devlet rüzgarı bu asrın ilk çeyreğinde geriye dönmüş durumda. Sosyal haklar bir bir daraltılıyor. Sağ iktidarların bu tutumlarının daha ne kadar devam edeceği bilinmiyor.

Konuya iyi niyetle yaklaşanlar, yeni dönemde sol ve yeşillerin daha yüksek oy alarak iktidara gelmesiyle bu dönemin sona ereceği ve Avrupa’da yeniden sosyal devlet olgusunun gelişeceği olgusunu öne sürüyorlar.

Bakalım, bekleyip görelim, önümüzdeki dönem bize ne gösterecek?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar