Avrupa rüyası kabusa dönüşebilir

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Haziran ayında Draghi’nin açıklamalarıyla başlayan yaz gecesi rüyası kısa sürdü. Bankacılık sektöründe yaşanan sorunlar ve zayıf sanayi üretimi verileri sonrasında Avro bölgesi borsaları Temmuz ayının ilk yarısında %3’e yakın değer kaybetti. Yaşanan sorunlara ve alınan önlemlere rağmen avronun değer kaybetmemesi piyasaların Avrupa Merkez Bankası’nın oyun planına olan güveni azalttı. 

Avrupa Merkez Bankası’nın açıkladığı yeni programın iki temel amacı vardı: 

• Ekonomileri zayıf Avrupa ülkelerinde tıkanan borçlanma kanallarının açılması; 

• Avroya değer kaybettirerek dış ticaret açığı yüksek ülkelerin rekabet gücünü artırmak. Paketin açıklanmasının üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen iki cephede de olumlu bir gelişme yok. 

Düşük faize rağmen krediler zayıf 

Açıklanan paketin faiz indirim bacağı başarılı bir şekilde devreye girdi. Açıklanan paket sonrası Avro bölgesinde faiz oranları tarihi olarak gördüğü en düşük seviyeye indi. Söz konusu gerileme devlet tahvili ve büyük şirketler ile sınırlı değil. Küçük ve orta boy işletmelerin borçlanma oranlarında da önemli gerilemeler görüldü. 

Kredi cephesinde ilk gözlemler ümit verici değil. Küresel kriz sonrasında borçluluğunu önemli ölçüde azaltan ABD ekonomisinde kredi büyümesi hızlanmaya başladı. Ancak Avro bölgesinde borç yükünün yüksekliği faiz oranlarındaki gerilemeye rağmen kredilerin canlanmasını engelliyor. Kaldıracı yüksek Avrupa bankaları kredi arzını artırmakta isteksizler. 

Bankalar temkinli davranıyor 

Erste ve BES’in yaşadığı sorunlar bankaları daha da temkinli davranmaya teşvik ediyor. Düşük büyüme ve yüksek işsizlik hane halkının harcamalarını kısıtlıyor ve kredi talebini düşürüyor. 

Avronun güçlenmesi oyun planını bozuyor 

Düşük faizlere, zayıf sanayi üretimine ve bankacılık sektöründe yaşanan sorunlara rağmen avronun güçlenmesi ECB’nin oyun planını iki kanaldan bozuyor: 

• Borç - deflasyon tuzağı, 
• Ekonomide yeniden dengelenme. 

Borç-deflasyon tuzağı 

Avronun değer kazanması enflasyonu aşağı çekerek ve büyümeyi yavaşlatarak Avro bölgesindeki ülkelerin borç deflasyon sarmalına düşmesi ihtimalini artırıyor. Avronun değer kazandığı bir ortamda yüksek dış ticaret açığı veren ülkeler maaşlarını indirerek ve fiyatları aşağı çekerek rekabet güçlerini artırmaya çalışıyorlar. Ancak bu strateji borçluluğun yüksek olduğu ülkeleri durgunluk defl asyon sarmalına davet ediyor. 

Ekonomide 'yeniden dengelenme'den uzaklaşma 

ECB tarafından açıklanan paketin amaçlarından birisi avroya değer kaybettirerek avro bölgesinde dış talep lehine bir yeniden dengelenmeyi sağlamaktı. Orta vadede kamunun ve özel kesimin eşanlı olarak borçlarını azaltabilmesi için ekonomide dış ticaret lehine sürdürülebilir bir dönüşüm sağlanmak zorunda. Bunun yolu orta vadede yapısal reformların hayata geçirilmesinden, kısa vadede ise avronun değer kaybetmesinden geçiyor. 

Buz dağının görünen yüzü 

Portekiz bankasında yaşanan sorunlar nedeniyle piyasalarda yaşanan dalgalanma uzun sürmez, durulur. Portekiz bankası BES sistemik riske yol açacak kadar büyük değil. Asıl sorun Avrupa’nın sorunlarını yapısal tedbirlerle ve piyasa mekanizması içinde çözmek yerine halının altına atmasında. Yapısal sorunları para politikasıyla çözmeye çalışan mevcut yaklaşım Japonya benzeri bir borç durgunluk sarmalına yol açarak Avrupa rüyasının kabusa dönmesine yol açabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019