Avrupa Parlamentosu Üyesi Van Orden: "AB, Türkiye'yi görmezden
"Ekonomik olarak, Türkiye AB'de fakir bir ülke olarak tanınıyor. Ancak Türkiye şu anda birçok AB üyesinden daha iyi bir ekonomik performans sergiliyor. Türkiye'yi AB'nin dışında bırakmak gerçekten çok saçma" diyen AP Üyesi Van Orden, tüm olumlu ve olumsuz gelişmeler ışında ilişkilerin geleceği için 'temkinli bir iyimserlik' taşıdığını ifade ediyor.
Avrupa Parlamentosu üyesi, Muhafazakar ve Reformcular grubu başkan yardımcısı İngiliz parlamenter Geoffrey van Orden geçtiğimiz günlerde İktisadi Kalkınma Vakfı'nın düzenlediği "Türkiye-AB İlişkilerinde Yapıcı İyimserlik: Yeni bir İvmeye Doğru" isimli panele katıldı.
Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen bir isim olan Geoffrey van Orden, Türkiye'nin bugünkü siyasi ve ekonomik durumu ile AB'nin görmezden gelemeyeceği bir ülke olduğunu söylüyor. Türkiye'nin üyeliğine karşı olan bazı AB ülkelerinin, her zaman bir engel bulmayı başaracaklarını, ama Türkiye'nin değiştiğini; AB'nin de değişmeye devam ettiğini ifade ediyor. "Ekonomik olarak, Türkiye AB'de fakir bir ülke olarak tanınıyor. Ancak Türkiye şu anda birçok AB üyesinden daha iyi bir ekonomik performans sergiliyor" diye devam eden van Orden, "Türkiye'yi AB'nin dışında bırakmak gerçekten çok saçma" diyor.
Tüm olumlu ve olumsuz gelişmeler ışında ilişkilerin geleceği için 'temkinli bir iyimserlik' taşıdığını ifade eden van Orden, şu yorumları yapıyor:
. Türkiye bugünkü siyasi ve ekonomik durumu ile AB'nin görmezden gelemeyeceği bir ülke ve AB karşısında güçlü bir konumda. Türkiye'de ekonomik göstergeler doğru yönde gidiyor. Kıskanılacak bir büyüme oranınız var. Yabancı yatırım çekiyorsunuz. Özgüven yüksek. Siyasi gücü hızla artan bir ülkesiniz. Komşularınızla ilişkileriniz çok iyi. Fakat tüm bunlara rağmen bazı AB ülkeleri Türkiye'ye o derece karşı ki, her zaman bir engel bulmayı başaracaklar. Ama Türkiye değişti. AB de değişiyor. Fransa'da Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin yerini François Hollande'a bırakması ilişkilere esneklik getirecek. Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı Türkiye'nin üyeliği konusunda Sarkozy'e kıyasla daha olumlu. Türkiye'yi AB'nin dışında bırakmak gerçekten çok saçma.
. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı öne sürülen nedenlerden birisi Türkiye gibi büyük bir ülkenin AB'ye üyeliğinin AB'yi yıkacağı iddiası. Türkiye'nin AB'ye girdiğinde belki de nüfusu en fazla olan üye devlet olacak. Bu durum Almanya gibi bir ülke tarafından endişe ile karşılanıyor. Türkiye üye olduğu takdirde, AB Konseyi'nde Almanya'dan daha fazla oy ağırlığına sahip olacak ve Avrupa Parlamentosu'na en fazla sayıda vatandaşını temsilci olarak gönderecek.
. Ekonomik olarak, Türkiye AB'de fakir bir ülke olarak tanınıyor. Ancak Türkiye şu anda birçok AB üyesinden daha iyi bir ekonomik performans sergiliyor. AB üyesi olmak tabii ki insan hakları, ifade özgürlüğü gibi ilkelerde tam anlamıyla kararlı olunmasını gerektiriyor. Türkiye'nin AB süreci yavaşlamaya rağmen tamamen durmayaca. İlişkilerin geleceği için 'temkinli bir iyimserlik' taşıyorum.
. Bugünün AB'sinde en fazla endişe ile karşılanan konuların başında göç konusu geliyor; fakat göç konusunda ileri sürülen rakamlar oldukça abartılı ve gerçeği yansıtmıyor. Bulgaristan'ın AB üyesi olmasından önce, 8 milyon Bulgarın AB'ye göç edeceği gibi rakamlar ileri sürülmüştü; oysa, Bulgaristan'ın toplam nüfusu 7 milyon. Ülke AB'ye girdikten sonra gerçekleşen göç ise sadece 50 bin dolayında kaldı.
. AB'nin gündemini ekonomik kriz işgal ediyor. Birliğin en önemli meselesi AB'nin kurumsal yapısındaki demokratik açık. Yunanistan'daki durum alarm veriyor ve Yunanistan'ın euro bölgesinden ayrılmak zorunda kalabilir. AB'de yaşananlar, AB projesine sorgulayanlara daha fazla malzeme vermeye başladı. Belki de AB modelinin yeniden masaya yatırılması gerekiyor. AB'de çok büyük bir güven sorunu yaşanıyor.Dolayısıyla daha az merkeziyetçi bir yapı benimsenebilir.
Rum Yönetimi Türkiye'den endişeli
Bu arada Avrupa Birliği dönem başkanlığını Temmuz ayında Kıbrıs Rum Yönetim devralıyor. Rum Yönetimi'nin dönem başkanlığı sırasında en fazla endişe duyduğu konuların Türkiye'nin takınacağı tutum ve kötü giden ekonomi olduğu ifade ediliyor.
Güney Kıbrıs'taki uzmanlar, AB Dönem Başkanlığı programını Haziran ayı içerisinde açıklayacak. 5 Temmuz'da ise Avrupa Konseyi Komiserler Koleji, Güney Kıbrıs'a gelerek, Güney Kıbrıs'ın AB Dönem Başkanlığı görevinin resmi başlangıcını temsil eden bir tören yapacak.
Rum basınında yer alan haberler ise, Rum hükümetinin siyasi düzeyde, Türkiye'nin "faaliyetleriyle" meşgul olacağına; Türkiye'nin doğalgaz ve Kıbrıs sorunuyla ilgili yeni girişimlerde bulunacağı değerlendirmesinin yapıldığına yer veriyor. Haberlerde, Rum hükümetinin Türkiye'nin tüm planlarını bilmediği ve Türkiye'nin bazı planlarının, Güney Kıbrıs'ın AB Dönem Başkanlığı sürecinde "kriz yaratabileceği" de iddia ediliyor.