Avrupa kupalarında büyük liglerin egemenliği devam ediyor!
Bu hafta Şampiyonlar Ligi grup maçlarını izlemeye devam edeceğiz. Temsilcimiz Galatasaray bu sezon Şampiyonlar Ligi’nde beklenen performansı sergileyemese de, grupta maçlar tüm heyecanıyla devam ediyor. Bu hafta da, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde genel rekabet nasıl gidiyor onu mercek altına alacağız.
Kupalarda büyük liglerin egemenliği
Şampiyonlar ve Avrupa Ligi’nde son 14 senelik rekabete baktığımızda, özellikle Beş Büyük Lig’in bu kupalarda ciddi bir rekabet üstünlüğüne sahip olduğunu gözlemliyoruz. 2003-14 sezonları arasında Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde en fazla maç yapan kulüplerden oluşturulan aşağıdaki tablo, takım sayılarındaki yoğunlaşmayı göstermesi bakımından ilginç görünüyor.
Yukarıdaki tablo bize UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi’nde en fazla maç oynayan kulüplerin yer aldığı liglerin merkez ligler olduğunu gösteriyor. Şampiyonlar Ligi’nde Premier Lig ekipleri 2003-04 ile 2012-13 sezonları arasında toplam 418 maça çıkarken, ikinci sırada 381 maç sayısı ile İspanyol La Liga ekipleri geliyor. İtalyan Serie-A takımları ise 333 maç sayısı ile üçüncü sırada yer alıyor. Bu Lig’de tek fark: Hollanda ligi ekiplerinin 346 adet maç sayısı ile dördüncü sırada kendilerine yer bulmuş olmalarıdır.
UEFA Avrupa Ligi’nde de durum Şampiyonlar Ligi’nden çok farklılık göstermiyor. Kupa finallerine bakıldığında ise, UEFA Avrupa Ligi’nde yarışma ortamının, Şampiyonlar Ligi’ne göre daha demokratik olduğunu gösteriyor. Gerek Şampiyonlar Ligi, gerekse UEFA Avrupa Ligi’nde merkez liglerin diğer liglere göre ciddi rekabet üstünlükleri olduğunu görüyoruz.
Şampiyonlar Ligi’nde sürprize yer yok
Endüstriyel futbolun gözbebeği konumundaki, futbolun en değerli turnuvası olan Şampiyonlar Ligi’ne ilişkin düzenlediğimiz aşağıdaki tablo, bu kupada (tek istisna 2004 Porto Şampiyonluğu dışında) merkez liglerin dışındaki bir başka ligden bu kupayı kazanan takım bulunmadığını bize gösteriyor.
Şampiyonlar Ligi yapılanması gerek mali bütçeleri, gerekse iktisadi ve sportif yapıları itibariyle merkez ligler lehine, çevre ligler aleyhine bir ortam yaratmış durumda. Bu yapılanma içerisinde çevre ya da yarı çevre bir ligden bir takımın bu kupayı kazanma olasılığı her geçen gün daha da azalıyor. Büyükler lehine kurulan haksız rekabet süreç içinde, büyük kulüplerin (Merkez Liglerin) daha fazla gelir artışına ulaşmalarına ve servet biriktirmelerine olanak sağlıyor. Bu durum, sportif rekabette dengesiz ve demokratik olmayan bir rekabetin varlığını gösteriyor.
Tablo 2'de görülebileceği üzere son 14 yılda La Liga’dan dört kulüp Şampiyonlar Ligi’nde tam yedi kez final oynayıp kazanırken, İspanyolları İngiliz Premier Lig ekipleri izliyor. İngiliz takımları altı kez finale yükselip üç kez de kupayı kazanma başarısı göstermişler. Tablo bize, beş büyük lig dışında başka bir ligden bu kupayı kazanma olasılığının bulunmadığını gösteriyor.
UEFA Avrupa Ligi daha adil ve demokratik
Merkez dışında diğer çevre liglerden 12 takımın Avrupa Ligi’nde final oynadıklarını gözlemliyoruz. Ancak, kazananlara bakıldığında yine merkez liglerden yedi takımın (%50) bu kupayı müzelerine götürdüğünü gözlemliyoruz. Bu kapsamda bakıldığında, UEFA Avrupa Ligi’nin, Şampiyonlar Ligi’ne göre daha demokratik ve dengeli bir rekabete sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Ancak, UEFA Avrupa Ligi her ne kadar daha demokratik ve dengeli bir rekabete sahne oluyorsa da, ne yazık ki bu kupada dağıtılan parasal ödül Şampiyonlar Ligi’nin yanına yaklaşamıyor.
Kupalar arasındaki parasal ödül dengelenmeli
Tablo 1'de görülebileceği üzere Şampiyonlar Ligi her yönüyle Avrupa Ligi’ne fark atıyor. Dengesiz ve haksız rekabet Şampiyonlar Ligi’nde büyük kulüplere daha fazla gelir yaratır ve servet birikimine olanak sağlarken, Avrupa Ligi çevre liglerin yarışma alanı olarak karşımıza çıkıyor.
Rekabetin nispeten daha dengeli olduğu bu lig, Şampiyonlar Ligi’ne göre daha demokratik bir rekabete sahipse de, parasal ödül yetersiz. Futbol gelirlerinin hızla büyüdüğü son on dört yılda, bu büyüme merkez ligler (büyük takımlar) ile çevre ligler (küçük takımlar) arasındaki iktisadi, mali ve sportif fark, her geçen gün daha da açıyor. Oysa, ekonomik büyümenin tüm futbol liglerine yarar sağlaması beklenir. Aksi taktirde, bu liglerde yer alan takımların(liglerin) UEFA dışında başka arayışlara yönelmesi zaman içinde bir alternatif haline gelebilir. Bu anti demokratik ve haksız rekabetin UEFA eliyle sürdürülüyor olması, futbolda ligler arasında gelir ve servet eşitsizliklerinin artmasına ve sportif rekabetin yok olmasına neden olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Avrupa futbolunun sağlıklı geleceğinin, tamamen ligler arasındaki dengesizliğin ve eşitsizliğin giderilmesine bağlı olduğunu bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum.
Şampiyonlar Ligi, parasal ödül dağıtımında fark atıyor
Şampiyonlar Ligi, parasal ödül dağıtımında fark atıyor 2012-13 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılan 32 takıma 904.6 milyon euro parasal ödül dağıtırken, aynı sezon Avrupa Ligi’ne katılan 48 kulübe ise 209 milyon euro parasal ödül dağıtmış durumda.4 Son iki yıl içinde Şampiyonlar Ligi’nde kulüplere dağıtılan tutar ise 1 milyar 658 milyon euroya ulaşırken, Avrupa Ligi’nde parasal ödül toplamı iki yıl içinde (2011-12 ve 2012-13 sezonları) 362,3 milyon euro olarak gerçekleşmiş. Yani, son iki sene içinde Şampiyonlar Ligi’nde dağıtılan parasal ödül miktarı, Avrupa Ligi’nde dağıtılan ödül miktarının tam 3.6 katına ulaşıyor.
KAYNAK:
(1) Licensed Thrill, Benchmarking report on the clubs qualified and licensed to compete in the UEFA competition season 2013-14, September 2014 sh. 19 (2) http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_ UEFA_Champions_League_finals. (3)http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_ European_Cup_and_UEFA_Champions_ League_finals.