Avrupa için 6 maddelik reçete
Dünya genelinde ekonomik sıkıntılar, terör olayları, güvensizlik devam ederken, bir Davos Zirvesi daha başladı. Zirvenin bu yılki konusu "Yeni Küresel Şartlar".
Küresel şartlar hızla değişiyor. Asya, bilimsel alanda Avrupa'ya yaklaşıyor. Çin, kapitalizmi keşfetti. İran'da biliminsanlarının sayısı artıyor. Afrika'da çok iyi doktorlar yetişiyor. Gelişen pazarlar karşısında ekonomik üstünlüğünü de kaybeden batı dünyası, yeni küresel şartlara yönelik yeni stratejiler belirlemek zorunda.
İngiliz ekonomi tarihçisi Niall Ferguson, özellikle Avrupa'nın yeniden eski gücüne kavuşması için altı maddelik bir reçete öneriyor. Ferguson, 2004 yılında Time dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri olarak seçildi. Bugün hem Harvard ve Oxford Üniversitesi'nde profesörlük yapıyor.
Ferguson'a göre, Avrupa mucizesinin anahtarı altı temel kavramda odaklanıyor:
1. İnovasyon kaynağı olan rekabet, hem ulus-devletler hem de kapitalizm için bir fırlama rampası olarak görülmeli.
2. Bilimsel devrime odaklanmak önemli: Yani doğayı inceleyip, dönüştürürken; bunu askeri güce de yansıtmak gerekiyor.
3. Çatışmaları barışçıl bir şekilde çözümlendiren mülkiyet hakkı kuralının korunduğu temsilci demokrasi şart.
4. Yaşam beklentisini yükselten tıp alanına odaklanılması.
5. Sanayi devriminin motoru olan tüketim toplumunun geliştirilmesi.
6. Kurumların temelini oluşturan, iş etiğinin ön plana çıkartılması.
Sosyal devlet Avrupa için lüks
Ferguson'un dikkat çektiği birkaç önemli nokta daha var. Bunlardan birisi, "sosyal devlet"in artık Avrupa için bir lüks olduğu. "Avrupa sosyal devlet olmak yerine, sosyal devlet kavramını ihraç etmeli" diyor Ferguson.
Bu arada her ne kadar gelişen pazarlar batı dünyasını hızla yakalasalar da, geride kaldıkları alanlar da oldukça fazla. Hukukun üstünlüğü ve adil yargı bunların başında geliyor.
Gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda yolsuzluk, adam kayırmacılık ve sahtecilik sorunları çözümlenebilmiş değil.
"Soft power" yani yumuşak güç konusunda, Avrupa'nın üstünlüğü devam ediyor. Avrupa; üniversiteleri, kültürü, sanatı ve yaşam şartları ile en iyi beyinleri kendine çekmeye devam ediyor.
Herkesin düşmanı kendisi
Son olarak, Ferguson, Samuel Huntington'un savunduğu "Medeniyetler Çatışması" tezini kabul etmiyor. Ferguson'a göre, medeniyetler değil, her bir medeniyet kendi içinde, kendi kendisiyle çatışıyor. Yani herkesin düşmanı kendisi. Dolayısıyla kendi korkularımızı yenmek ve kurumlarımıza yeniden güvenebilmemiz lazım.
Belki Davos'takiler "güven" konusunu yeniden düşünürler.