Avrupa futbolu milyonluk transferlerle S.O.S veriyor!
Jean-Marc Bosman olmasaydı transfer ekonomisi bugünkü düzeyine gelemezdi!
1990 yılında Belçika 1. Ligi takımlarından RFC Liège'de sözleşmesi biten Belçikalı futbolcu Jean-Marc Bosman, aynı yılın sonunda Fransa'nın Dunkerque takımına transfer oldu. Ancak, bu transferden ücret isteyen eski takımı RFC Liège'e transfer ücreti ödemek istemeyen Fransız Dunkerque kulübü bu transferden vazgeçip te Jean-Marc Bosman'ın transferi gerçekleşmeyince, Jean-Marc Bosman bunun üzerine Avrupa Yüksek Adalet mahkemesine dava açtı ve bu dava tam beş yıl sonra Jean-Marc Bosman lehine sonuçlandı. Bunun üzerine sözleşmesi biten her oyuncunun serbest transfer yapabileceği yüksek mahkeme tarafından karara bağlandı. Bu sayede Avrupa Birliği sınırları içinde Avrupa Birliği pasaportu taşıyan her oyuncu serbest dolaşım hakkına sahip oldu. Bu sayede transfer ekonomisi de çok önemli bir değişim ve gelişim yaşadı.
Her ne kadar Jean-Marc Bosman 1995 yılında Avrupa Adalet Divanı'na başvurarak, sözleşme sonrası futbolcuların serbest transferine ilişkin devrim niteliğinde bir karar çıkartıp transfer ekonomisinin ve endüstriyel futbolun da önünü açtıysa da kendisi ne yazık ki, bu işten çok bir şey kazanamadı. Ancak, bu karardan sonra transferler astronomik tutarlara ulaştı.
Transfer ekonomisi futbol ekonomisinin temel dinamiklerinden
Transfer ekonomisi günümüzde parasal futbolun temel dinamiklerinden birisini oluşturuyor. Futbolcunun serbest dolaşım ve değişim değeri olarak karşımıza çıkan transfer bedeli, parasal genişlemeye bağlı olarak hızla büyümeye başladı. Bugün 17.9 milyar euroya ulaşan Avrupa futbol pazarı içinde transfer ekonomisi, aşağıdaki tablodan da görülebileceği üzere önemli bir yer tutuyor.
Yıllar itibariyle transfer harcamaları Avrupa'da da çığ gibi büyüdü ve hacmi milyar eurolara ulaşan bir ekonomi oluştu. 2002/03 yılında yaklaşık 800 milyon euro büyüklüğe sahip transfer ekonomisinin boyutu 2010/11 sezonu itibariyle 3.5 milyar euroya ulaştı. Transfer harcamalarındaki bu gelişme bir yandan futbol ekonomisini parasal olarak büyütürken, diğer taraftan kendisini de büyüttü. Ancak, bu ekonomi ne var ki, kulüplerin çok büyük sorunlara girmesine neden olan bir sonucu da beraberinde getirdi. Doğru ve yerinde kullanılmadığında kulüpleri iflasa sürükleyen bu ekonomi, her iki tarafı keskin bıçağa benziyor. Transfer harcamalarında en ön plana çıkan lig olarak Premier Ligi görüyoruz.
2010/11 sezonunda İngilizler transfere 1 milyar 60 milyon euro harcarken, İtalyanlar da buna 1 milyar 30 milyon euro transfer harcaması yaparak Premier Lig'i çok yakından takip ettiler. İspanyol, Alman ve Fransız kulüplerin harcamaları ise henüz milyar euro seviyesine ulaşamamış görünüyor.
3.2 milyar euroya ulaşan tansfer ekonomisi Avrupa futbol ekonomisinin yaklaşık yüzde on sekizini oluşturuyor. Bu anlamda futbol ekonomisinin önemli girdilerinden birisini transfer ekonomisi oluşturuyor.
Yıllar itibariyle Avrupa'da büyük liglerde toplam transfer harcamaları (milyon euro)
Kaynak: www.transfermarkt.de
Yukarıda söylediklerimizin ışığında bakıldığında transfere en çok parayı harcayan kulüpler içinde başta İngiliz kulüplerini görüyoruz. Aşağıdaki tablo bize 2010-11 sezonunda transfere en çok parayı harcayan kulüpleri gösteriyor. Buna göre Manchester City 330 milyon euroya ulaşan transfer harcamasıyla başı çekiyor. Manchester City'i 300 milyon euro ile Real Madrid izliyor.
2012-13 sezonu itibariyle yapılan en yüksek transferler
Alman Transfermarkt sitesinden derlediğimiz bilgilere göre 2012-13 sezonunda en yüksek transferler ve bunlara ilişkin bilgiyi aşağıdaki tabloyla sizlerle paylaşıyoruz. Tabloya göre bu sezon yapılan en yüksek transfer, Fransız Lille takımından 40 milyon euroya Chelsea'ye transfer olan Eden Hazard'a ait görünüyor.
Avrupa transfer piyasası S.O.S veriyor
Avrupa'da yaşanılan büyük borç krizine ve iktisadi konjonktürdeki olumsuzluğa karşın, futbol pastası büyümeye devam ediyor olmasına karşın, Avrupa futbol pazarının yaklaşık yüzde on sekizlik payına sahip görünen transfer ekonomisinde işler çok da yolunda gitmiyor.
Nitekim aşağıdaki tabloya baktığımızda, transfer yapan ülke liglerinden dokuz ligin net transfer borçlusu olduğunu görüyoruz. Son yılların iktisadi, mali ve sportif anlamda önemli gelişim kaydeden ligi Rusya sahip olduğu parasal olanakların sayesinde transfer piyasasına çok hızlı girmiş bulunuyor. Rusya Ligi 2011-12 sezonunda yaptığı transfer harcamaları sonunda 149 milyon euro açık verdi. Rusya'yı 120 milyon euro ile İngiliz Premier Lig takip ederken, Türkiye Ligi 30 milyon euro açığıyla beşinci sırada bulunuyor.
Transferde Net Açık veren ülke liglerinin dışında, net alacaklı olan ligler de bulunuyor. Bu liglerden Hollanda 60 milyon euro net fazlasıyla ilk sırada yer alıyor.
2011-12 sezonu itibariyle ülkelerde net transfer açığı ve fazlası (milyon euro)
Sonuç
Avrupa futbolunda transfer ekonomisi son hız yoluna devam ediyor. Ancak, kulüplerin mali disiplinde uzak bir yaklaşım sergilemeleri sonucu Avrupa'da dokuz önemli lig transferde açık verir konuma geldi. Bu durum uzun vadeli sürdürülebilir durum olmaktan uzak görünüyor.
Avrupa futbolu ekonomik büyümesini sağlar ve transfer ekonomisi milyar eurolara ulaşırken biz ne durumdayız? Kulüplerimiz geçen sezonu nasıl bir bütçeyle kapattılar? Ülkemizde transfer ekonomisi yıllar itibariyle nasıl bir gelişim gösterdi? Ve en önemlisi UEFA olası bir transfer yasağı getirmesi durumunda kulüplerimizi ve futbol ekonomimizi nasıl bir tehlike bekliyor? Bütün bu sorulara yanıtları da gelecek hafta sizlerle paylaşıyor olacağım.