Avrupa futbolu borç ligi

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

Bu senenin mart-nisanında dünyanın en değerli ve en zengin kulübü Manchester United, 600 milyon Sterlin'e ulaşan borçlarını döndürmekte zorlanmasa ve bu nedenle uluslararası piyasalarda uzun vadeli tahvil ihraç etmemeye kalkışmamış olmasaydı  ve yine bu yılın 13 Haziran'ında Barcelona'da başkanlığı, Mavi Fil hareketi'nin lideri Laporta'dan devir alan Sandro Rosell hemen başkanlık seçimleri sonrasında, "Acil olarak 50 milyon Euro'ya ihtiyacımız var. Kulüpte maaşları ödeyemiyorum" diye gazetelere demeç vermemiş olsaydı, Avrupalı kulüplerin borçları bu kadar ilgi görmeyecekti.

Gerçekten de son zamanlarda özellikle Avrupalı kulüplerin borçlarıyla yakından ilgilenir olduk. Beş büyük ligin milyar Euro'lara ulaşan borçları doğal olarak Avrupa futbolunun da gündemini belirliyor, yön veriyor.

Gün geçmiyor ki, ekonomik ve mali krizin de etkisiyle futbol kulüplerinin borçlanmalarında yaşanılan olağanüstü artışlar ve bunların kulüplere olumsuz etkileri üzerine yazılı ve görsel medyada bir haber ile karşılaşmayalım, bir haber okumayalım, izlemeyelim…

Gerçekten de Avrupa'da ve  ülkemizde futbol kulüplerinin borçlanmaları üzerine yazılı ve görsel medyada yer alan bir çok haber, futbol kulüplerinin adeta birer borç sarmalına yakalandıklarını, içinde bulundukları bu borç batağından kurtulabilme savaşımı verdiklerini ortaya koyuyor.

Ekonomik ve mali konjonktürdeki olumsuzlukların, kulüplerin hesapsız ve kitapsız harcamalarıyla birleşmesiyle ortaya çıkan bu aşırı borçlanma durumu, kulüpleri adeta ölümün pençesine atıyor. Çoğu kulüp bu sarmaldan kurtulabilmek için taze kaynak arayışında. Giderek artan borç baskısı nedeniyle rekabetin yıkıcı etkisine maruz kalan çoğu kulüp, yaklaşan " Finansal Fair Play" uygulamaları nedeniyle de kara düşüncelere dalmış durumda.

Deloitte her yıl düzenli olarak Avrupa futbolunun en zengin 20 kulübünün yer aldığı bir sıralama yapıyor ve bunu yayınlıyor. Sadece kulüplerin gelirlerine göre yapılan bu sıralamanın adı Money League" yani "Para Ligi…

Deloitte'un bu raporuna girebilen kulüpler genel algı olarak Avrupa'nın  en zengin kulüpleri olarak kabul ediliyor. Ancak benim çoktandır üzerinde durduğum bir konu var ki, bu konuyu sizinle bu hafta paylaşmak istedim.

Deloitte sadece para ligi değil, borç ligi sıralaması da yapmalı!

Futbol kulüplerinin sadece gelirlerine göre yapılan bu sıralama, genel itibariyle doğru gibi görülse de, her zaman asıl olan gelirler ile giderler arasındaki farkın ne olduğudur. Yani bu sıralamaya giren kulüpler acaba bunca gelir elde etmelerine karşın, sezon sonunda ne yapmışlar? Ne kadar kar elde edebilmişler? Borçları ne düzeyde? Toplam gelirleri, giderlerini karşılayabiliyor mu? Tüm giderler düştükten sonra kulüp kar yapabiliyor mu? Kulüp gelirlerini futboldan mı yoksa futbol dışından mı elde ediyor? Daha buna benzer bir çok soru bu konuda sorulabilir. Bunun için aslında Deloitte'un  ayrıca bir de Avrupa kulüp futbolunun finansal yıllık raporunu yapması gerekir. Çünkü Deloitte bunu yapabilecek bilgi ve potansiyele sahip bir kurum ve her türlü olanağa da sahip görünüyor.

Deloitte'un geleneksel olarak her yıl düzenlemiş olduğu "Annual Review of Football Finance" raporu, aslında Avrupa futbolunun genel fotografını çekmek bakımından çok anlamlı ve bizim gibi araştırmacılar açısından son derece yararlı ve önemli bir çalışma. Deloitte'un Avrupa futboluna yönelik düzenlemiş olduğu  bu rapor,  Avrupa futbol finansına makro bir bakış açısı getiriyor olmakla birlikte;  ne var ki kulüp bazına sadece Premier Lig ve Championship kulüpleri özelinde inebiliyor.  Diğer Avrupalı kulüplerin finansal verilerine bu raporda ulaşım şansı ne yazık ki yok. Oysa, Para Ligi'ne giren kulüplerin gelir bilgilerinin yanısıra diğer finansal bilgilerinin de Para Ligi raporuna eklenmesi raporu daha anlamlı kılacaktır.

Deloitte'un Para Ligi'ne giren ancak, çok önemli borç ve giderleri bulunan Para Ligi kulüplerinin bu bağlamda bir de Borç Ligi yapılmalı bizce.

Avrupa borç ligi

Barcelona'nın yeni başkanı  Sandro Rosell seçildiğinin hemen arefesinde kulübün  273 milyon Euro'ya ulaşan borcu içinde vadesi gelen 150 milyon Euro'luk borcun ve maaş ödemelerinin gerçekleştiribilmesi için acilen 50 milyon Euro'ya ihtiyaç duyduğunu beyan etmesi tüm gözlerin Barcelona'nın üzerine çevrilmesine neden olmuştu.

Bir yandan bu borçların ödenmesi, diğer taraftan transfer dayatmasının getirdiği ilave para ihtiyacı, başkanın  en çok istediği Arsenallı oyuncu Fabregas'ın transfer edilememesine sebep olmuştu. İçinde bulundukları nakit sıkışıklığını aşabilmek için  Dmytro Chygrynskiy'i 15 milyon Euro'ya Shakhtar Donestk'e, Zlatan Ibrahimovic'i 24 milyon Euro'ya, Yoann Gourcuff'u  da 22 milyon Euro'ya satmak zorunda kalan Barcelona çok parlak bir transfer sezonu geçirememiş ve sadece Valencia'dan David Villa'yı 40 milyon Euro'ya kadrosuna dahil edebilmişti.

Manchester United borç batağından kurtulabilecek mi?

Bugüne kadar kazandıkları kupalarla efsane takımlar haline gelen Manchester United ve Liverpool, bir yandan borçlarıyla başa çıkmanın yollarını araştırırken, bir yandan da taraftarlarından gelen büyük tepkiyi azaltmanın çarelerini arıyor. Şampiyonluğun en önemli adaylarından Manchester United, 716 milyon sterlinlik borcuyla en borçlu kulüp konumunda görünüyor.  Dünyanın en zengin kulüpleri arasında yer alan Manchester United'ın finansal yapısı, 2005 yılında ABD 'li Glazer ailesinin kulübü borçlanarak 828 milyon sterline satın almasının ardından giderek bozuldu. . İngiliz kulübü 2004 yılına kadar izlediği mükemmel mali ve ekonomik politikalar ile endüstriyel futbolun model kulübü olmuştu. Glazer ailesi, Manchester United'ı satın alırken Old Trafford Stadı ve takımın antrenmanlarını yaptığı Carrington'ı da banka kredisi karşılığında teminat olarak gösterdi. Glazer ailesinin kulübü borç batağı içine çekmesi ve çok yüksek maliyetle borçlanmaya gitmesi 2004 yılına kadar her yıl kar eden bu kulübü zarar eden bir kulüp haline getirdi.   Man.Utd.'ı böylesi bir borçlanmaya iten temel neden ise Glazer ailesinin kulübü satın alma döneminde kullanmış olduğu kredilerin çok yüksek faizleri… Yıllık 70 milyon Sterlin civarında bir faiz yükü altında kalan Man. Utd. bu yüksek faiz baskısından kurtulabilmek için bu yılın Nisan ayında 600 milyon Sterlin'lik tahvil ihracına gitti. Kulübün giderek artan borçlarına taraftarların tepkisi de gün geçtikçe artıyor. Taraftarlar Old Trafford Stadı'ndaki maçlarda takımlarını yalnız bırakmasa da borçlara karşı tepkilerini kulübün 1878 yılındaki ilk renkleri olan sarı-yeşil atkılar takarak gösteriyorlar.

Premier Lig'in bir diğer en yüksek borçlu kulübü ise 701 milyon Sterlin borcu ile Chelsea. Ancak söz konusu borç tamamıyla Anramovich'in Chelsea'ye 2003 yılından bu yana  aktardığı fonlardan oluşuyor. 

Borç liginin bir diğer kulübü 501 milyon sterlinlik borcu ile La Liga'nın güçlü ekiplerinden Valencia… Valencia içinde bulunduğu parasal krizden kurtulabilmek için bu yıl önemli oyuncularından David Villa ile David Silva'yı elinden çıkartmak zorunda kaldı.  David Villa'yı 40 milyon Euro'ya Real Madrid'e, David Silva'yı ise 32 milyon Euro'ya Manchester City'e satarak 72 milyon Euro transfer geliri elde eden Valencia ayrıca stat konusunda da sıkıntı içinde. 

Borçlarıyla başı dertte olan bir başka İngiliz kulübü ise Liverpool. 351 milyon Sterlin borcuyla listenin dördüncü sırasında yer alan Premier Lig ekibi, bu borçlarından kurtulabilmek için bir kurtarıcı bekliyor. İki Amerikalı sahibi Tom Hicks ve George Gillet'in, Royal Bank of Scotland ile Wachovia Bank'tan sağlanan krediyle kulübü satın almaları nedeniyle oluşan yıllık faiz yükü 36.5 milyon sterline ulaşmış durumda. Mali yapıdaki bu bozulma doğal olarak sportif performansı da olumsuz etkiliyor. Bu bağlamda sportif performanstaki düşüş ise hiç te tesadüf değil. Geçen sezon ligde şampiyonluk yarışından erken kopan ve UEFA Avrupa Ligi'nde başarılı olmak için mücadelen Liverpool'un taraftarları da Manchester United taraftarları gibi kulübün içinde bulunduğu mali duruma tepki gösteriyor.   

Avrupa borç ligi en yüksek 20 kulüp

Sıra Kulüp Toplam borç (milyon Sterlin)

1. Manchester United 716

2. Chelsea (Limited) 701

3. Valencia C.F 501

4. Liverpool 351

5. Real Madrid 296

6. FC Barcelona 273

7. AS Roma 271

8. Schalke 04 234

9. Arsenal 223

10. Fulham 218

11. Deportivo 214

12. Villa Real 210

13. Manchester City 187

14. Espanyol 133

15. Inter 130

16. Westham 110

17. Racing 106

18 Newcastle United 106

19 Real Zaragoza 98

20 Sevilla 96

Yukarıdaki tablo bize Avrupa'nın en borçlu 20 kulübünü gösteriyor. Belirtilen 20 kulübün toplam borçları 5.174 milyon Sterlin'e ulaşırken,  20 kulübün toplam gelirleri ise 3.5 milyar Sterlin civarında.

Listede görüldüğü üzere 9 İspanyol, 8 İngiliz, 2 İtalyan ve 1 Alman kulübü bulunuyor.

En borçlu lig Premier Lig

Kulüplerin dışında en borçlu Ligler sıralaması yaptığımızda ise karşımıza aşağıdaki tablo çıkıyor.

Yukarıdaki tabloya göre en borçlu lig olarak toplam 3.8 milyar Euro'luk borcuyla Premier Lig'i görüyoruz. Premier Lig'i ise 2.250 milyon Euro'luk borcuyla İspanyol La Liga izliyor.  Beş büyük lig içerisinde borcu olmayan tek lig ise Fransız Lig 1.

Söz konusu ligler içinde gelir ve sahip oldukları assetler bakımından en öne çıkan lig ise yine İngiliz Premier Lig oluyor. Premier Lig yıllık 2.526 milyon Euro gelir yaratırken, toplam 4.450 milyon Euro'luk ta bir varlığa sahip görünüyor. Buna göre toplam varlığı borçlarının üzerinde olan Premier Lig yarattığı gelir bakımından da ilk sırada yer alıyor.  Her ne kadar borçlarının üzerinde bir varlığa sahip olsa da Dünyanın en prestijli futbol liglerinden biri olan Premier League'de mücadele eden kulüplerin borçları takımların ve ligin geleceğini tehdit edecek düzeye ulaşmış durumda görünüyor.

Finansal Lig'de toplam borç itibariyle Premier Lig'i takip eden La Liga yaklaşık 2.250 milyon Euro'luk borcu ile 1.4 milyar Euro'luk gelirinin üzerinde bir borçla sahipken, mevcut borcunun karşılığında ise 2.850 milyon Euro'luk bir varlığı bulunuyor.

Beş büyük lig yıllık toplam 7.8 milyar Euro gelir yaratırken, borçları ise neredeyse gelirlerini yakalamış durumda. Toplam 7.2 milyar Euro borcu bulunan bu liglerin sahip oldukları uzun vadeli varlıkları da borçlarından yüzde otuz daha fazla.

10.2 milyar Euro toplam asset ile borçlarının ve gelirlerinin üzerinde bir varlığa sahip olan Beş Büyük Lig'de toplam borç stokunun %52'si, varlıkların %44'ü ve toplam gelirin %32'si tek başına Premier Lig'e ait.

Süper ligimizin durumuna gelirsek, Süper Lig'in toplam borcu 500 milyon Euro'ya ulaşırken, sahip olduğumuz toplam varlık tutarı ise 390 milyon Euro'ya civarında görünüyor.  Yıllık yaratılan gelir ise 585 milyon Euro düzeyinde. Buna göre toplam varlığımız, borçlarımızı karşılamakta yetersiz kaldığından Spor Toto Süper Lig Net Borçlu durumunda görünüyor.

Beş büyük lig ve Süper Lig'de finansal durum (2008/09)

 Milyon Euro

 Yıllık  Uzun dönem Toplam

Ligler gelirleri assetleri borç

Premier Lig 2.526 4.450 3.800

Serie-A 1.450 1.500 540

La Liga 1.438 2.850 2.250

Bundesliga 1.421 980 653

Ligue 1 990 475 0

Toplam 7.825 10.255 7.243

Süper Lig 585 390 500

Biz ne durumdayız?

Beşiktaş'ın eski İkinci Başkanı Hüsnü Güreli'nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yaptığı Güreli Baker Tilly Yeminli Mali Müşavirlik'in araştırmasına göre 4 büyük kulübün borcu yaklaşık 900 milyon TL'yi (yaklaşık 450 milyon Euro) buldu.  Diğer Süper Lig ekiplerinin de toplam borçlarını eklediğimizde bu tutar 500 milyon Euro'ya ulaşıyor. Bu durum aynı trendde giderse kulüplerinizin borcu  5 yıl sonra 1.5 milyar TL'ye çıkacak.

Sonuç

Avrupalı ünlü kulüplerin sahiplik yapılarındaki değişme ile yeni sahiplerin kulüpleri borçlandırarak kendilerine fon transfer etmeleri, yaşanılan ekonomik ve mali krizin olumsuz etkileri, hesapsız kitapsız yapılan transferlere akıtılan yüz milyonlarca para kulüpleri adeta bir borç batağına sürüklemiş durumda.

Avrupa futbolunun her ne kadar varlıkları mevcut borçlarını karşılayabilecek düzeyde ise de, borçlanma eğiliminin bu şekilde devam etmesi durumunda kulüplerin ve bu liglerin gelecekleri ciddi tehdit altında görünüyor. Bu olumsuzluğa dur demek bakımından UEFA'nın 2009 yılında almış olduğu finansal fair play kararları son derece yerinde ve doğru kararlardır. Ancak başta bizim kulüplerimiz de dahil olmak üzere tüm borçlu kulüplerin 2014-15 sezonuna kadar mali ve ekonomik yapılarını bu kararlara uyumlu hale getirmeleri gerekiyor. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar