Avrupa bankalarının stres testi sonuçları bekleniyor

Fatma MELEK
Fatma MELEK PİYASA GÖZÜYLE [email protected]

Piyasalarda Güney Avrupa ülkelerinin borçlanmalarına ilişkin endişelerle Mayıs ayında önemli ölçüde yaşanan dalgalanma kısmen sakinleşmiş durumda.  Hisse senedi piyasaları geçtiğimiz üç ayda vermiş olduğu kayıpları bir miktar telafi ettiler.

Nisan ortasından 2 Temmuz'a kadar gelişmiş ülkelerin borsalarını izleyen MSCI World endeksindeki düşüş %15 olurken, gelişmekte olan ülkelerin hisse senetleri endeksini gösteren MSCI Emerging %11, ABD S&P 500 endeksi ise %16 geriledi.

Euro bölgesindeki yüksek kamu borçları ve zayıf büyüme beklentisi ile bu süreçte Euro/$ paritesi son 4 yılın en düşük seviyesi olan 1.1875'i test ederken, son günlerde gelen tepki alımları, ABD'den gelen olumsuz makro veriler ve AB'de bugün açıklanacak olan stres testi sonuçlarının belirsizliği bir miktar ortadan kaldıracağı beklentisi ile tekrar 1.30'lara yaklaştı. Avrupa borç krizi konusunun zirvede olduğu dönemde  ortalama %15-%20 arasında değer kaybeden Avrupa bankacılık hisseleri endeksi 23 Temmuz öncesi bir miktar toparlanırken,  2 Temmuz- 21Temmuz arası, S&P 500; %5,  MSCI Dünya; %5 ve MSCI Emerging; %6 yükseldi.

Yunanistan ile başlayan sorunlar, diğer Güney Avrupa ülkelerine uzanırken kamu borçluluğunun sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin sürmesi, finansal sektörün istikrarı için risk oluşturma potansiyelini ve yayılma riskini yükseltti.

Örneğin; BIS rakamlarına göre Fransız ve Alman bankaları Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya'da en fazla riskleri olan bankalar. 2009 sonu itibariyle bu ülkelerdeki toplam riskleri 958 milyar $ (sırasıyla 493 milyar $ ve 465 milyar $).  Bu da euro bölgesi bankalarının toplam risklerinin %60'ına tekabül ediyor. Avrupa'daki bankaların da bu ülkelerdeki risklerinin toplamı ise 1.8 trilyon $.

BIS'e göre  Alman, Fransız ve Belçika bankalarının İspanya, Yunanistan ve Portekiz devlet tahvillerine yaptıkları toplam yatırımlar ise Tier 1 sermaye rasyolarının sırasıyla %12, %8.3 ve %5.0'i seviyesinde. 

Avrupa'da sisteme güveni tesis etmek amacıyla 1 trilyon $'a ulaşan kurtarma planı açıklanırken bankalara da stres testi uygulandı.  Bugün açıklanacak stres testi 91 bankayı içeriyor. Bu da AB bankacılık sisteminin %65'ini oluşturuyor. Stres testi, "resesyon" ve "ülke riskini" içeren senaryolar altında "bankaların olası şokları karşılama güçlerini" değerlendirecek.

Bankalar, 2011 için belirlenen bir gösterge senaryo, bir olumsuz senaryo ve ülke krizi senaryosu  altında tier 1 sermaye rasyolarını yayınlayacaklar. Olumsuz senaryo  2011  sonunda  AB'nin halihazırdaki  büyüme tahmininin 3 puan aşağısını içermekte olup, ülke krizi senaryosu ise yatırım yapılan muhtelif AB ülke tahvilleri için  %17-%23'üne kadar  piyasa değeri üzerinden iskontoyu kapsıyor.

Test sonuçlarının bankacılık sektörüne güveni tekrar yerine getirme  veya sektörde kredilerde bir canlanmayı harekete geçirmesinde yeterli olmayacağı yönünde görüşler de mevcut. Bu görüşlere göre test sadece AB'nin en büyük bankalarını içeriyor ve piyasa endişelerinin belki daha yüksek olduğu geriye kalan ve  sektörün  %35'ini kapsayan bankalar konusunda ise bir bilgi olmayacak.   IIF'e göre,  piyasa analistleri stres testini potansiyel olarak başaramayacak bankaların 75 ile 90 milyar euro arasında sermayeye ihtiyaç duyabileceğini belirtiyor.

ABD'de bankaların geçtiğimiz yıl yapılan stres testlerinde kritik başarı faktörü hükümetin problemli bankalar için gerekli sermayeyi sağlayacağı taahüdüne dayanmakta idi. Böyle bir taahhüt özellikle Güney Avrupa ülkeleri için söz konusu olmayabilir.  Ayrıca bu ülkelerin Avrupa Merkez Bankası fonlamasına bağımlı olması daha riskli oldukları görüşünü sağlamlaştırıyor. Ancak İspanya hükümeti, İspanyol bankalarının yeniden sermayelendirilmesi için fon kurduğunu açıklarken, 450 milyar euro tutarındaki Avrupa Finansal İstikrar Fonu da bankaları destek için kullanılabilecek.

Piyasalarda son olarak ABD Başkanı Bernanke'nin açıklamaları etkili oldu. Bernanke ekonomik görünümü "her zamankinden daha belirsiz" olarak nitelerken, ekonominin kötüleşmesi durumunda merkez bankasının ekonomiyi canlı tutacak yeni tedbirleri almaya hazır olduğunu belirtti.

Bernanke yeni destek önlemleri konusunda bir detay vermezken,  toparlanmayı tekrar rayına oturtmak için Fed'in incelediği seçenekler arasında "bankaların Fed'de tuttukları rezervlere daha az faiz ödemesi, faiz oranlarının rekor düşük seviyede kalma taahhüdünün güçlendirilmesi ve kriz dönemi programlarının canlandırılması (konuta dayalı aktif satın alımları gibi) belirtiliyor.

Son zamanlarda ABD'den gelen makro veriler zayıf; tüketim harcamalarının temel göstergesi olan perakende satışlar son iki aydır düşmekte. Konut piyasasına ilişkin görünüm olumsuz. Nitekim Fed, ABD ekonomisi için 2010 büyüme tahminini %3.2-%3.7'den, %3.0-%3.5 aralığına düşürdü. Bernanke büyümenin negatife dönmesi ihtimalini düşük bulmakla beraber (ılımlı büyüme Fed'in temel senaryosu)  ekonominin kırılgan olduğunu belirtti.

Toparlanma zayıf olduğu sürece enflasyon da bir problem teşkil etmiyor. Fed, ABD'de yıllık enflasyonunun ortalamada %1 civarında gerçekleşeceğini, 2011 ve 2012 yıllarında düşük kalmaya devam etmesini bekliyor. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
2016 Beklentiler 07 Ocak 2016