Avrupa bankalarındaki kriz ne kadar derin?

Nazlı SARP
Nazlı SARP [email protected]

ABD orta ve küçük ölçekli bankalarında yaşanan krizin bir noktada bulaşıcı olacağı tezi Avrupa’da Credit Suisse‘le başlayarak yayılan dalgada kendini gösteriyor.

Geçtiğimiz hafta kendini Almanya’nın en büyük bankasında gösterdi: Deutsche Bank'ın hisseleri yüzde 14,9 değer kaybederek 7,95 euroya geriledi.

Önce bu krizlere konu bankalar ve dahil oldukları ülkelerden örnek verecek olursam; AB’nin toplam banka aktifleri 2022’de yaklaşık 29 trilyon Euro, Deutsche Bank’ın ait olduğu grubun konsolide bilançosundaki toplam aktifler ise 1.336 milyar Euro tutarında yani yaklaşık yüzde 5’ine karşılık geliyor.

Bu rakamları ABD’de iflas eden SVB ile karşılaştıracak olursak, SVB grubunun toplam aktifleri 211.8 milyar dolar, ABD bankacılık sektörü toplam aktifleri ise 23.6 trilyon dolar, yani ABD bankacılık sisteminin yüzde biri bile olmayan bir orana karşılık geliyor.

Merak edenler için ülkemizde 2001 krizinden sonra oluşan güçlü bir bankacılık sektörü var. (Sermaye yeterlilik rasyosu BDDK verilerine göre 17, çekirdek sermaye rasyosu 13 ve toplam aktifler 782.5 milyar dolar Ocak /2023) Her iki kıtada yaşanan krizin adı aynı olsa da meydana geliş biçimleri ve ölçek açısından ciddi farklılıkları var.

Bu duruma ışık tutabilmek için olayların gelişim zincirine bakarsak; ABD’de üç bankanın batışı esnasında Avrupa’da Credit Suisse gibi İsviçre’nin en köklü bankalarından birinin adının anılması, bankanın son birkaç yılını yönetimsel açıdan kötü de geçirmiş olmasıyla olağan gibi gözüküyordu.

“Adının anılması” lafından kastım bu tarz haber gündemine en çabuk tepki veren borsa kanalıyla, hisse düşüşünü ifade ediyor ancak söz konusu bankanın yakın geçmişinde de hisse performansının çok parlak olduğu söylenemezdi.

(Son beş yılda bu son bir aydaki düşüşü hariç yüzde 20’nin üzerinde hisse değer kaybı) İsviçre Merkez Bankası’nın 50 milyar franklık desteğine rağmen hisseleri kan kaybeden Credit Suisse, sonunda en büyük rakibi UBS ile zorunlu bir evliliğe mecbur kalarak sahnelerden çekildi ancak o esnada yaşanan bir gelişme vardı ki işte o durum Avrupa’nın bankacılık görünümünü olağandan çok riskliye sürükleyecekti…

UBS’e satış sırasında hissedarlar 3.25 milyar dolar kazanırken, tahvil sahipleri 16 milyar frank (yaklaşık 17 milyar dolar) kayıp yaşadı. Bunun nedeni ise Credit Suisse’in AT1 ek Tier1 hesabının silinmesiydi.

(AT1 ek Tier 1 tahvili Basel kriterlerine göre ortaya çıkmış ve çekirdek sermayeye dayalı bir tahvil çeşididir. ) Bu o kadar stratejik bir hataydı ki ibreyi bir anda Alman bankası Deutsche Bank’a çevirecekti.

Bu defa söz konusu olan türev ürünün adı ise (contingent convertible bonds) CoCo'lar, yani hisse senedine dönüştürülebilir şartlı tahviller olarak karşımıza çıkar ve faiz artışı ile bankanın artan borçlarını nasıl ödeyeceği Credit Suisse’in silinen AT1’leri sayesinde merak konusu olur.

Bu tahviller belli durumlarda hisse senedine dönüşebiliyor ve belli bir risk barındırıyor ancak şu aşamada Deutsche Bank’ta böyle bir risk yok çünkü çekirdek sermayesi belirlenen şartın üzerinde ve faaliyet raporuna göre 13.4. Yine faaliyet raporundan gidecek olursam; firmanın 2022’de karını iki katına çıkararak 5.7 milyar Euro kar kaydettiği görülüyor.

Banka 2016 yılında bazı soruşturmalar geçirse de mevduatlarının yüzde 70’i sigortalı ve o tarihte bile bu portföyde fazla bir hareket olmadığı görülmüştü.

Diğer taraftan bankanın iki türlü riski mevcut biri artan faizlerin bu CoCo tahvillerin kuponlarını ödemede yaratacağı fazladan maliyet, diğeri ise batan ABD bankalarından etkilenen emlak sektörü ve Deutsche Bank’ın portföyünde taşıdığı yaklaşık 17 milyar dolarlık gayrimenkul senedi…

Avrupa bankalarının yaklaşık 250 milyar Euro tutarında AT1 ve ilave Coco’lar ihraç etmiş olduğu düşünülürse yükselen faiz ortamıyla bu tarz tahvillere olan talep etkileneceği gibi bankaların hisseleri de bundan nasibini almaya devam edecektir.

Üstelik ölçek olarak bakıldığında Avrupa bankalarının çok daha büyük yapıları böylesine bir krizi çok daha kalıcı hasarlı hale sokabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar ve altın 29 Temmuz 2024