Avrupa allak bullak, Türkiye sütliman!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

AB ülkeleri eski önemini, eski ağırlığını biraz yitirmiş olsa da hala en büyük ticari ortağımız. İhracatımızın yarıya yakınını bu ülkelere yapıyoruz. Bu yılın ilk dokuz ayında AB'nin ihracatımızdaki payı yüzde 47 olarak gerçekleşti. 2003 yılında AB ülkelerinin payı yüzde 58 düzeyindeydi. Payda belirgin bir gerileme var; ancak bu biraz da diğer pazarlara ağırlık verilmesinden kaynaklanıyor. Kaldı ki, inilen yüzde 47'lik düzey bile önemli.

AB'nin payı yalnızca ihracatta azalmıyor; bu ülkelerden yaptığımız ithalatın payında da gerileme var. Yine 2003 ve bu yılı karşılaştıralım. AB ülkelerinden 2003 yılında yaptığız ithalat toplamda yüzde 50 pay alıyordu, bu yılın ilk dokuz ayındaki pay ise yüzde 38'e indi.

Gelelim dış ticaretin döviz kompozisyonuna göre gerçekleşmesine… İhracatın yüzde 48 kadarını euro cinsinden yapıyoruz. Euro cinsi ithalatın toplamdaki payı ise yüzde 33 dolayında seyrediyor.

Doların payı ise ihracatta düşük, ithalatta daha yüksek. Son yıllar ortalamasına göre ihracatın yüzde 45 kadarını, ithalatın da yüzde 62 kadarını dolar cinsinden gerçekleştiriyoruz.

Bu kadar rakamı durup dururken vermedik; rakamları bağlayacağımız bir yer var!

Euro Bölgesi ülkeleri domino taşları gibi bir bir yıkılıyor. O hale gelindi ki, Yunanistan'ın durumuna şükredilecek. Yunanistan küçük bir ekonomi, ama ya İtalya…

Yalnızca 2012 yılında 300 milyar euro gibi bir borç servisi olduğu bilinen İtalya, bu yükün altından nasıl kalkacak, kestirilemiyor. Böylesine büyük bir ekonomideki sıkıntıyı AB'nin diğer ülkelerinin omuz vererek hafifletmesini hiç kimse mümkün görmüyor. Hani, bir otomobil arıza yapsa üç beş kişi itiverir de, koskoca kamyon arıza yapıp kalmışsa kaç kişinin itmesi gerekir… İtenler bel fıtığı olur! AB'nin sağlam ekonomileri de "ortaklık uğruna", "euro uğruna" bellerini incitmeye, kendi sağlıklarını tehlikeye atmaya doğaldır ki sıcak değiller.

Şimdi AB'de böylesine önemli sorunlar varken ve daha da kötüsü mevcut sorunlar giderek daha da derinleşecek bir görüntü sergiliyorken, bunun bize yansımayacağını düşünmek fazla iyi niyet olmaz mı…

En basitinden, ihracatımızın neredeyse yarısını yaptığımız bir ülke topluluğunda işler kötüye gider, bu ülkeler tüketimlerini, dolayısıyla ithalatlarını azaltırlarsa bu bizi etkilemez mi…

Bu ülkelerin ortak para birimi olan euro dolara karşı değer yitirdiğinde, biz ihracattan elde ettiğimiz euro ile daha az dolar alabilir duruma gelmez miyiz…

Ama, Avrupa Birliği ülkelerindeki ekonomik durum allak bullak, Türkiye'deki durum ise sütliman, öyle mi…

TÜİK, bugün eylül ayının sanayi üretim endeksini açıklayacak. Sanayi üretiminin geçen yıla göre değişiminde yıla ocak ayındaki yüzde 19'luk artışla başlamıştık, ağustostaki artışın yüzde 3.8'e kadar indiğini gördük. Bugün açıklanacak oran da ağustostakinden çok çok farklı gelmeyecek herhalde.

Bir, "ekonomi fazla ısınıyor" dedik, önlem aldık; baktık gidişat tersi, "ekonomi daralıyor" dedik önlem aldık; adeta papatya falı açtık. Sanayiciyi de, ihracatçıyı da şaşkına çevirdik.

Merkez Bankası'nın döviz kuru konusunda ne yaptığını anlayamadıklarını, neye göre fiyat vermeleri gerektiğini kestiremediklerini ifade eden sanayicilerin, ihracatçıların yakınması bitmiyor.

En kötü durum yaşanıyor; yani belirsizlik. Yarın çok farklı bir politika izlenmeye başlanabileceğine dönük kaygının önü bir türlü alınamıyor.

Bugün açıklanacak sanayi üretimini çok önemsemeyebiliriz. Çünkü yılın ilk sekiz ayındaki üretim artışı ve bunun GSYH'ye olan etkisiyle bu yıl tahminlerin zaten çok üstünde bir büyüme bekliyoruz. Son çeyrekte çok küçük bir üretim artışı sağlansa bile ilk üç çeyreğin katkısı yetiyor.

Ama ya gelecek dönem, ya gelecek yıl ve yıllar… Yıllar, diyoruz; çünkü AB'deki sorunun öyle bir yıl sonra bıçakla kesilirmişçesine sona ereceğini bekleyen yok ki…

En büyük pazarımız olan AB pazarı giderek daralırken, biz üretim yapabilecek miyiz, üretimimiz giderek azaldığında halimiz ne olacak… Avrupa allak bullak, Türkiye "şimdilik" sütliman; ya yarın…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar