Avlanan her 3 balıktan biri çöp oluyor
Birleşmiş Milletler’in yeni raporuna göre dünya genelinde balık tüketimi tüm zamanların en yüksek seviyesinde ve okyanuslarının üçte birinde avlanma çok yüksek boyutlara ulaşmış durumda. Bu durum, dünya nüfusunun büyük bir bölümü için temel protein kaynağı olarak değerlendirilen balığın sürdürülebilirliğinin sorgulanmasına yol açıyor.
BM Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO)’nun bilgilerine göre aşırı avlanma en fazla gelişmekte olan ülkelerde meydana geliyor.
Aşırı avlanma, normalden fazla balık avlama anlamına geliyor. Daha büyük ağlar ve tarama aletleri gibi gelişmiş balık avlama imkanlarına sahip gemilerin sayısının artması, aşırı avlanmaya yol açan unsurlardan biri. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün tahminine göre, dünyadaki balık rezervlerinin yaklaşık yüzde 70'i ya "tam ve aşırı kapasiteye sahip ya da tükenmiş" durumda.
FAO Direktörü Manuel Barange, “Deniz kaynakları üzerinde çok fazla baskı var. Hükümetlerin bu konuda daha etkili düzenlemeler yapması gerekiyor” diyor.
Barange tarafından yapılan bir diğer değerlendirme ise Afrika’nın gelecekte balık ithal etmek zorunda kalacağı yönünde. Aşırı avlanma ile denizlerdeki balık miktarının azalacağı, balık fiyatlarının artacağı ve fakir halkın bu durumdan olumsuz etkileneceği ifade ediliyor. Afrika’nın su ürünleri alanında çok büyük bir potansiyelini olduğunu söyleyen Barange, kıtanın bu potansiyeli hayata geçirmesi için balık finansmanı, beslenmesi ve arzında desteğe ihtiyacı olduğunu vurguluyor.
Rapora göre balıkçılık ya da akuakültür son 40 yıl içinde en hızlı büyüyen tarım sektörü konumunda. Bu sayede dünya genelinde balık tüketimi de ciddi boyutta artmış durumda.
Açık denizde avlanma oranı azalırken, ülkelerin büyük bir bölümü balık çiftliklerini tercih etmeye başlıyor. Örneğin Cezayir hükümeti balık çiftliği sahiplerini üretimlerini artırmaları için Sahara Çölü’ne yönlendiriyor.
Sektör uzmanlarına göre bu gelişmeler çevreye ve balık türlerine zarar verecek nitelikte. Barange de, çözümün “doğru düzenleme, yasa ve kontrol”den geçtiğini ifade ediyor.
Geleneksel balıkçı ülkeler de beslenme kalitesinin artması ve açlığın sonlandırılması için balık çiftliklerini savunanlar arasında yer alıyorlar.
Tüm zamanların en yüksek balık tüketimi
Bugün dünya genelinde kişi başına düşen balık tüketimi 20.2 kilogram. Bu oran 1961’de 9 kilogramdı. Tüketicinin sağlıklı beslenme konusunda bilinçlenmesi ile birlikte bu oranın önümüzdeki dönemde artmaya devam etmesi bekleniyor.
3.2 milyar insan, ihtiyaç duyduğu hayvansal proteinin yüzde 20’sini balıklardan alıyor. Uluslararası sivil toplum kuruluşu WorldFish’in araştırma programı lideri Shakuntala Thilsted, balık avında ve tüketiminde yaşanan kayıpları ve atıkları azaltmak ve balık çiftliklerinin sürdürülebilir konuma gelmesini sağlamak için gerekli önlemler alınmalı diyor. Çünkü avlanan balıkların yüzde 35’i atılıyor. Thilshed’in sorusu önemli; “Balıkların en besleyici bölgeleri kafaları ve kemikleri. Neden bu kısımları yaratıcı bir şekilde değerlendirip, lezzetli bir besine dönüştürmüyoruz.”
En çok balık üreten, ihraç eden ve tüketen ülke Çin
Akuakültür ya da su ürünleri yetiştiriciliği dünyada en hızlı büyüyen gıda sektörü konumunda. Çin, son 20 yılda balık üretimini üç katına çıkararak dünyada en çok balık üreten, ihraç eden ve tüketen ülke haline geldi. Ülke bugün dünya balık üretiminin üçte birinden fazlasını sağlıyor. Global Pazar araştırma şirketi Technavio, Çin'in su ürünleri yetiştiriciliği endüstrisinin önümüzdeki dört yıl içerisinde 100 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Çin'in su ürünleri yetiştiriciliğinden ürettiği balıkların 2030 yılında tüm dünyanın balık tüketiminin yüzde 38'ini karşılayacağı hesaplanıyor. Nüfus artışı ve balık almaya parası yetecek orta sınıfın gelirinin artması son 50 yıl içerisinde deniz ürünlerine talebin artmasının en önemli nedeni olarak ortaya çıkıyor.
Tunuslu girişimci Sahra Çölü'ne balık çiftliği kurdu
Geçtiğimiz yıl Tunuslu girişimci Yahya et-Tunketi, Tunus’un güneyinde yer alan Sahra Çölü kumlarının kapladığı bölgeyi balık yetiştirmeye elverişli hale dönüştürdü. Sahile 120 kilometre uzaklıkta olan Tatavin vilayetine bağlı "Tunket köyü"nde balık yetiştirme projesini başlatan Tunketi, çöldeki kum tepelerini küçük havuzlara dönüştürerek bir balık üretim çiftliğine dönüştürdü. Balıkları 100x50 santimetrelik küçük havuzlarda yetiştiren Tunketi, sıcak çöl ikliminde olduklarından dolayı aşırı sıcaklara dayanıklı "Nil Sazanı" yetiştirmeyi tercih ediyor. Tunketi’nin çöl kumları üzerine kurduğu havuzların toplam alanı 150 metrekare büyüklüğünde.
Avrupa daha az balık yemeli, yerli balıkları tercih etmeli
Kiel Üniversitesi’ne yaptırılan ve WWF tarafından geçtiğimiz yıl kamuoyu ile paylaşılan "Daha iyi bir balıkçılık yönetimi ve âdil dağılım” konulu araştırma, zengin Avrupalıların hem daha az balık yemesi, hem de yerli balıkları tercih etmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Aksi takdirde güney yarımküre ülkelerinin, 2050 yılında balığı “temel gıda maddesi” olarak tüketememe tehlikesiyle karşı karşıya kalacağına dikkat çekiyor. Halihazırda 100 milyon ton civarında olan dünya genelindeki yıllık balık avı miktarının, önümüzdeki 30 yıl içinde 137 milyon tona yükseleceği tahmin edilen raporda, bu miktarın büyük bir bölümünün zengin ülkelerde yaşayanların sofralarını süsleyeceği vurgulanıyor. Rapora göre, özellikle besin kaynaklarının büyük bölümü deniz ürünlerine dayalı olan Senegal, Gine, Gana, Endonezya, Malezya, Bangladeş ve Myanmar gibi ülkeler büyük risk altında. Her yıl üreme miktarından çok daha fazla balığın avlandığına dikkat çekilen Dünya Doğayı Koruma Vakfı raporunda, sorunun çözümü için şu öneriler yer alıyor: Kontrollü avlanma, çeşitliliğin korunması, avlanma yasağı dönemlerine riayet ve âdil dağılım gibi koşulların yerine getirilmesi durumunda, 2050 yılında, dünya üzerindeki herkesin, kişi başına 12 kilo balık tüketmeye hakkı olabilir.