Atina Panteion Üniversitesi Profesörü Maria Karamessin: Brüksel ve IMF&#
"Rüşvet, Yunan kalkınma modelinin bir parçasıydı. Vergi kaçakçılığı ise ekonomik bir gereklilik oldu. Finans Bakanlığı ülkedeki en büyük 15 bin vergi kaçakçısının listesini tutuyor. Yunan medyasına göre, bunların devlete borcu 37 milyar euro. Bu isimler açıklanmıyor. Neden? Çünkü bu 15 bin isim arasında ülkenin ekonomik ve siyasi elitine ait isimler de var" diyen Prof. Karamessini, "Bu, siyasetin büyük bir bölümünü kirleten yolsuzluğun hala devam ettiğinin göstergesi" diyor.
Avrupa Birliği'nde neredeyse her üç kişiden ikisi Yunanistan'a yardım yapılmasına karşı. Bunun nedeni, Yunanistan'ın bu yardımı hak edecek kadar çaba sarf etmediği. Bu yerinde bir suçlama mı? Yunanistan gerçekten yeterince çaba sarf etmiyor mu?
Atina Panteion Üniversitesi Sosyal ve Siyasi Bilimler Profesörü, ekonomist Maria Karamessin'e göre Yunanistan'a empoze edilen uygulamalar, ülkenin kapasitesinin üzerinde. Yunanistan hükümetinin Brüksel, Avrupa Merkez Bankası ve IMF troykasının isteklerini yerine getirdiğini kaydeden Karamessin, "Brüksel ve IMF'nin uyguladığı ilaç, bizi öldürmek üzere" diyor.
Karamessin'in Fransız Capital dergisine yaptığı açıklamalar oldukça çarpıcı:
. Diğer ülkeler, Yunanistan'ın nelere maruz bırakıldığını biliyor mu?
"Brüksel, Avrupa Merkez Bankası ve IMF troykasının bize empoze ettiği uygulamalar, tamamen Yunanistan'ın kapasitesinin üzerinde. 2009 yılında ekonomik aktivite yüzde 2 oranında geriledi. Bunun üzerine, bize empoze ettikleri politikalar yüzünden iki sene boyunca derin resesyonlar yaşamak zorunda kaldık. Ekonomik faaliyetlerimiz 2010'da yüzde 4.5; 2011'de yüzde 7-8 arası geriledi. Avrupa'daki diğer ülkeler, Yunanistan'ın nelere maruz kaldığını biliyorlar mı acaba. Kamu sektöründe maaşlar yarı yarıya indi. Emeklilik maaşları yüzde 25 geri çekildi. KDV yüzde 20'ye yükseltildi. Binlerce küçük şirket kepenk indirmek zorunda kaldı, yada indirmek üzere. Özel sektörde çalışan yüzbinlerce kişi işini kaybetti. Bu korkunç bir tablo. Son Eurostat istatistiklerine göre, küresel işsizlik oranı yüzde 17. 25 yaş altındakilerin işsizlik oranı ise yüzde 43.5. Bu şartlar altında, bize daha da sıkı politikalar impoze ediliyor. Bu uygulamaların durumu daha da kötü boyutlara getireceğini söylemek için ekonomist olmaya gerek yok. Üstüste dördüncü sene yaşanacak bir resesyon herşeyi çok daha korkunç bir boyuta getirebilir."
. İspanya, İtalya, hatta Fransa'ya bile aynı ilaca maruz kalabilir
"Ekonomiyi boğarak bir yere varamayız. Ekonomik aktivite azaldığında, vergi gelirleri de düşüyor. Bu ulaşılması gereken hedefin tam tersi. Öte yandan borç oranı artmaya devam ediyor. Piyasalar ve Avrupalıların dikkat ettiği temel konu da bu aslında. Brüksel ve IMF'nin bize uyguladığı ilaç, bizi öldürmek üzere. Sıra çok yakında İspanya'ya ve İtalya'ya gelecek. Hatta Fransa bile aynı uygulamaya maruz kalabilir."
. Alışkanlıklarımız değişiyor
"Yunanistan hükümeti troykanın istediklerini yerine getiriyor. Vergileri artırdı; kamu sektöründe işe alımları azalttı; emeklilik reformunu gerçekleştirdi; sosyal güvenlik bütçesini kıstı; belediyeler ve üniversitelere ayrılan bütçeyi daralttı. Yeni kabul edilen yasa doğrultusunda, herkes gelirinin yüzde 25'ine denk gelen harcamalarına yönelik kanıt sunacak. Açıklayamadığınız harcamaların yüzde 10'unu ceza olarak ödemek zorunda kalacaksınız. Dolayısıyla, herkes fatura sunacak. Bu bizim alışkanlıklarımızı değiştiriyor. Memurlar, emekliler ve maaşlı çalışanlar dolandırıcılık yapamazlar, çünkü onların vergileri ve sosyal sigorta primleri, para ellerine geçmeden kesiliyor. Öte yandan bağımsız çalışanların büyük bir bölümü vergi kaçırmaya devam ediyor. Kayıt dışı ekonomi oranı oldukça yüksek. 2010 yılında yapılan kontrollere göre, çalışanların yüzde 25'i sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı değil."
. Rüşvet, Yunan kalkınma modelinin parçası olmuştu
"Yunanistan'da kontrol sistemi yeterince etkin değil. Kontrolleri gerçekleştiren kişilerin sayısının yetersiz olduğu gibi, bilgisayar sistemi de oldukça ilkel. Bu süreçte rüşvet hala önemli bir rol oynamaya devam ediyor. Rüşveti alanlar, birçok konuya göz yumuyorlar. Bizim ülkemizde vergi kaçakçılığına yıllar boyunca göz yumuldu. Vergi kaçakçılığı bizim kalkınma modelimizin bir parçası olmuştu adeta. Şirketlerimizin rekabet gücü olmadığından, Avrupa pazarında ayakta kalmalarını sağlamak için vergilerini ödememelerine göz yumuldu. Bu konuda bir tür ulusal konsensüs hakimdi. Bu durum, devlete finansal açıdan sorun yaratmıyordu. 2000'li yıllarda euroya geçiş bu kapsamda işleri daha da kolaylaştırdı.
Bugün ise durum çok farklı. Şartlar o derece zorlaştı ki, küçük girişimcilerin çok fazla tercih şansı kalmadı. Ya vergilerini ödüyorlar ve batma riskini göze alıyorlar. Ya da ayakta kalmak için vergi kaçırmaya devam ediyorlar."
. Vergi kaçakçılığı ekonomik bir gereklilik
"Vergi kaçakçılığı ekonomik bir gereklilik oldu. Tabii ki herkes için aynı durum söz konusu değil. Finans Bakanlığı birkaç haftadır ülkedeki en büyük 15 bin vergi kaçakçısının listesini tutuyor. Yunan medyasına göre, bu 15 bin vergi kaçakçısının devlete 37 milyar euro borcu var. Fakat bu isimler açıklanmıyor. Neden? Çünkü bu 15 bin isim arasında ülkenin ekonomik ve siyasi elitine ait isimler de var. Bu da, siyasetin büyük bir bölümünü kirleten yolsuzluğun, yandaşlığın hala devam ettiğinin bir göstergesi."
. Faturayı ödemesi gereken, krizin asıl sorumluları
"Yunanistan, gerekli yapısal reformları yapmamakla eleştiriliyor. Oysa Yunanistan bu reformları yapmaya başladı. Vergi reformu, emeklilik reformu, istihdam piyasası reformu, eğitim sistemi reformu, üniversite reformu, sağlık reformu, kamu sektörü reformunu sayabiliriz. Son 18 aydır, yasa tasarısı bombardımanına tutulmuş durumdayız. Sorun bunların büyük bir bölümünün neoliberal bir yaklaşımla yapılması ve toplumun yüzde 70'ini memnun etmemesi. Yunan halkının talebi, krizin asıl sorumlularının, yani ekonomik ve siyasi elitlerin, faturayı ödemeleri. Oysa bugün yaşanan durum böyle değil."