Atık kağıda altın çağ yaşatan tablo…
Çin’in kağıt ithalatını artırması ve dolardaki hızlı yükseliş ithal kağıt fiyatını artırırken son 5 yılda ülkemizde toplanan atık kağıttan üretim 2 milyon tondan 3.5-4 milyon tona çıkınca,haberde atık kağıdın altın çağı değerlendirilmesi yapılıyor. Gazete ve kitap yayını için kağıt üretiminin altın çağına ihtiyacımız olduğu, bu yönde yatırım gerektiği unutulmamalıdır.
Sekanın özelleştirme sonrasında kapanmasının ardından ağırlıklı olarak kağıt piyasasına ithal kağıt hakim oldu. Dolardaki hızlı artışla kağıt fiyatlarının artması, bir yandan gazetelerin sayfa azaltmalarına, bir bölümünün kağıt baskısını terk edip dijital olarak yayın yolunu seçmesine neden oldu. Bir yandan da yayıncıların kitap basmayı azaltmalarına, sırada olan yayınlanacak kitapların baskılarını ertelemeye başladıklarını, bir süre önce , “Kağıt konusunda bir şeyler yapmak gerek” başlıklı yazımda anlatmıştım.
İnsanların haber alma alanlarının daralmasına, entelektüel beslenmelerine imkan tanıyan, kitap çeşitlerinin azalmasına yol açtığının örneklerini vererek, kamunun buna dur demek için ülkemizde yeni kağıt fabrikalarının kurulması gereğine değinmiştim.
Arkadaşımız Zehra Oruç’un haberinden, atık kağıtın da altın çağ yaşandığını öğreniyoruz.
Haberde Atık Malzemeler Sanayicileri Derneği Başkanı Vedat Kılıç 5 yıl önce atık kağıttan kağıt üretiminin 2 milyon ton iken, bugün 3.5-4 milyon tona yükseldiğini bilgisini veriyor.
Haberde ambalaj ve karton üreticilerinin de şikayetleri ve destek talepleri yer alıyor. Kağıtta fiyat artışına Çin’de dengesiz talebin yanı sıra, yüksek döviz fiyatının ve ülkemizde çok az üretim yapılıyor olmasının etkili olduğunun altı çiziliyor. Türkiye’de üretici bazı kağıt üreticisi firmaların Çin’e kağıt ve kağıt mamulü ihracatına yönelmelerinin de olumsuzluğuna değiniliyor.
Türkiye SEKA’nın üretim tesislerini özelleştirilip kapatarak, hem gazete, hem kitap yayıncılarını ithal kağıda mahkum ettiler. Dolarda son yıllardaki hızlı yükseliş olmadan katlanabilinecek bir durum olan kağıt ithalatı, dolar fiyatındaki hızlı artış sonrası tahammül edilmez hal aldı. Hem gazete, hem de kitap yayıncıları bundan olumsuz etkilendiler, etkilenmeye devam ediyorlar.
Bu nedenle ülkemizdeki kağıt karton üreticileri atık kağıt toplamanın hızla artmasını ve üretime ham madde olarak sunulmasını “atık kağıtta altın çağ” diye değerlendiriyorlar.
Oysa, esas olarak ihtiyacımız toplanıp ham madde olarak sunulmasından elde edilebilecek sonuç çok sınırlıdır. Hiç vakit kaybetmeden kağıt üretimini artıracak önlemlere ihtiyaç vardır. Bunun ilk adımı Rusya ve Kanada gibi ülkelerde, satılık olan kağıt fabrikalarını satın almaları için kamunun özel sektöre destek vermesi olmalıdır. Bu belli bir kağıt ihtiyacını dengeleyecektir.
Onun ardından yurtta ihtiyaç olan kağıt üretimine cevap verebilecek ölçekle kağıt fabrikalarının kurulması gündeme alınmalıdır. Kağıdın ve kağıtla üretilen gazete ve kitabın, medeniyetin gereği olduğu unutulmamalıdır. Onun için atık kağıdın altın çağına değil, kağıt üretiminin altın çağına ihtiyacımız vardır.