Atatürk çağdaşlaşmanın yolunu açtı

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Dün 10 Kasım idi. 10 Kasım’larda Atatürk’ü anarız.

Bu yıl 90 yaşını tamamlayan Cumhuriyet döneminin ilk 15 yılı (1923-1938) Atatürk dönemidir.

Atatürk bu 15 yıllık sürede halka bir yaşam biçimi olarak Cumhuriyet'i anlattı. Neler yapılabileceğini gösterdi.

Din ve devlet işleri bu dönemde birbirinden ayrıldı. Bu dönemde Türk halkı batı alfabesi ile eğitime yöneldi. Bu dönemde kılık kıyafette çağdaşlaşma yaşandı. Bu dönemde hukuk sisteminin altyapısı kuruldu. Bu dönemde ülkenin temel altyapısına ve sanayi üstyapısına el atıldı.

Sayın okuyucularım, Cumhuriyet'in ilk on yılında yapılanları, Atatürk'ün "Onuncu Yıl Söylevinde sözünü ettiği "icraat"ı hatırlayınız. Atatürk'ün anlatımıyla "on yılda büyük işler yapılmıştır."

On yılda yapılanlar, ikinci on yılın yarısına kadar sürdü. Biz o yıllarda yapılan demiryollarının üzerinde tren işletiyor, o dönemde yapılan limanlara gemi yanaştırıyoruz.

Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı döneminde devletin kıt imkânlarıyla o dönemlerde ekonomik büyüklükte olan çok sayıda sanayi tesisi kuruldu. Üretime başladı.

Bunların başlıcaları, Gemlik Suni (Sung) İpek Fabrikası, Isparta Gülyağı Fabrikası, İzmit Kibrit Asidi Fabrikası, Zonguldak Seramik Fabrikası, Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası, Çimento Fabrikası, Karabük Demir Çelik Kombinası, İzmit Kağıt ve Selüloz Tesisleri, Keçiborlu Kükürt Tesisleri, Bakırköy Pamuklu Dokuma Fabrikası, Kayseri Pamuklu Dokuma Fabrikası, Kayseri Pamuklu Dokuma Fabrikası, Nazilli Pamuklu Dokuma Fabrikası, Malatya İplik ve Dokuma Fabrikası, Iğdır İplik Fabrikası, Bursa Merinos Kamgarn Mensucat Fabrikası, Kastamonu Kendir Sanayi Fabrikası’dır.

Bunlar devletin kıt imkânlarıyla kurulan sanayi tesisleridir. Tarım alanında da devlet üretimi artırmak, tarımı yapılandırmak için devlet üretme çiftlikleri kurdu. Devlet üretme çiftlikleri örnek tarım işletmeleri olmaları yanında tohum ve damızlık üretimini de başlattı.

Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilk onbeş yılında eğitim kuruluşlarıyla, sağlık kuruluşlarıyla, hukuk yapısı ile, meclisi ile, sanayisi ile, sanatı ile, giyimi ve kuşamı ile oluşturmaya  çalıştığı "yaşam biçimini", Atatürk'ten sonraki  sürede acaba biz daha iyiye mi götürdük? Yoksa bu yaşam biçiminden ödünler mi verdik? Acaba Cumhuriyet'in Atatürk sonrası döneminde sosyal ve ekonomik gelişmeyi aynı çizgide ve aynı  tırmanışta sürdürmek mümkün olabildi mi?

Biz Atatürk'ten sonra acaba ne yaptık?

Biz acaba Atatürk'ün bize sunduğu yaşam biçimini bir yana  bırakıp  başka  arayışlara mı girdik?

Tabii ki, önemli olan "ileri gitmektir." Tabii ki, 2013'ler ile 1923'ler arasında fark vardır. Tabii ki, Türkiye'nin yaşam biçimi bakımından 1923'lerin, 1938'lerin çok çok  ilerisinde olması gerekir.

Ama biz 2013'lerde 1923-1938 Atatürk döneminin yaşam biçimini sergileyen fotoğraflara özlem ile bakıyorsak, ama bazıları Atatürk'ten önceki karanlık dönemin özlemi ile yaşıyor, o yaşam biçimi içinde 2014'lü yıllara girmek istiyor ise, 90 yılın Atatürk'ten sonraki döneminde önemli hatalar yaptık demektir.

Bu ülkenin çağdaş toplumlar arasında yer alabilmesi, halkın çoğunluğunun Cumhuriyet'in bir yaşam biçimi olduğunu kabul etmesi ve bunu benimsemesiyle mümkün olabilecektir.

Cumhuriyet fazilettir. Fazilet insanın ahlakı olarak iyiye yönelmesi, ruhsal yetkinliktir. Cumhuriyet'in fazilet olduğuna bir yaşam biçimi olduğuna  inananlar, Atatürk Cumhuriyet'ini yaşatacaktır.

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018