At, sahibine; gemi, kaptanına göre ses verir
Olay-1
Gelibolu’dan Lapseki’ye geçecektik. Feribota bindik. Sanki bu bir “Yasakları delelim kampanyası” idi; baktım bir sürü insan gemide sigara içiyordu. Hani, otoyolda trafik sıkıştığında halkımız bir kıronun veya kıroyenin (kadın kıro) yasağı delip, emniyet şeridinden gitmesini bekler; sonra diğer kıro ve kıroyeler kervana katılır ya. Aynı şey oldu. Gemiye binip arabasından, otobüsünden ve kamyonundan inenler de hemen sigaralarını yakıp kervana katılıyordu.
Rüzgarın yönüne göre dumanın gelmediği bir yer aramaktan yorulduk. Tost makinesinden gelen yanık yağ kokusuna razı olup eşimle içeriye girdik. Bir şey dikkatimi çekti. Sigara yasağını bildiren anons da yapılmıyordu. Soluğu kaptan köşkünde aldım. İçerideki beyaz elbiseli, sırtı kapıya dönük kişi kaptan olmalıydı. İçeri girip “Kaptan, gemide sigara içiliyor. Üstelik, yasağı bildiren anons da yapılmıyor” dedim. Kaptan, elindeki sigarası ile sesin geldiği yöne döndü, “Anons sistemimiz bozuk” dedi. Ben de “Demek anons sisteminiz bozuk öyle mi” diye sitem ettim. Kaptan “Gemimizin adı da şu” dedi. Tavrında, “İstediğiniz yere şikayet edin. Hatta benden de bir gemi dolusu selam söyleyin” havası vardı. Bu, sözün bittiği yerdi. Bir şey söylemeden yerime döndüm. Eşim ne oldu diye sordu “İmam ve cemaat meselesi” dedim.
Olay-2
Başka bir gün Lapseki’den Gelibolu’ya geçiyorduk. Arabamızı park edip güverteye doğru çıkarken bir anons duyuldu: “Sayın yolcularımız, 4207 sayılı Yasa’ya göre gemimizde sigara içilmesi yasaktır”. Güverteye yerleşir yerleşmez, bir anons daha yapıldı. Ama köşedeki bir kıro sigarasını yapmakla meşguldü. Derken biraz sonra bir değişik anons geldi “Kamera sistemimizle kayıt yapılmaktadır. Sigara içenlerden 80 TL para cezası” kesilecektir. Çok şaşırdım: Demek yasa ve kuralların ciddiye alındığı gemiler de vardı. Bu anons etkili oldu. Önümüzdeki kıro, dumanlı suç aygıtını hemen denize atarak sıvıştı. Yerimden fırladım, gördüğüm bir görevliye “Bu, farklı bir gemi; kaptanından olmalı” dedim. Gemici güldü “Evet kaptanımızdan. İsterseniz sizi onun yanına götüreyim” dedi. Daveti hemen kabul ettim; kaptan köşküne çıktık. Tayfun (Olcay) Kaptan ile tanıştık. Pırıl, pırıl bir denizci idi; çok da mütevazi idi. Gösterdiği bu duyarlılığı çok normal olarak görüyordu “Yasalara ve kurallara herkes uymalı” diyordu.
Bir yorum
Bu iki olay da aynı şirketin gemilerinde geçti. Neydi asıl mesele? Ülkede bir yasa (4207) vardı ve bunun uygulanması gerekiyordu. Sağlık Bakanlığı Genelgesinde “Taksi hizmeti verenler dâhil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçlarında tütün ürünleri tüketilmeyecektir. Araçta sigara içilmesini önlemeye yönelik tedbirleri almak, o aracı kullanan, idare eden veya düzen ve emniyetinden sorumlu olan kişinin yasal yükümlülüğüdür” deniliyordu. Ama bir kaptan bu yükümlülüğü dikkate alıyor, birisi almıyordu.
Biliyorum: Tiryakilerinin sigarayı anne memesi gibi somurdukları bir ülkede, yasaları ve hukuku tanımamanın bir gelenek olmaya başladığı bir ülkede sigara yasağının uygulanması kolay değil. Ama istenirse uygulanabiliyor.
Bir kuralı uygulamak için önce inanmak gerekir. Birinci olaydaki kaptan, yasaya inanmamıştı, kuralı daha baştan kendisi ihlal ediyordu. Böyle bir kaptanın gemisinde sigara yasağının uygulanmaması normaldi. İkinci kaptan ise, kurala inanmıştı, yasalara saygılı idi, yasağı uyguluyordu.
İşletmelerde yöneticiler çok önemlidir. Birimlere atadığınız yönetici, koyduğunuz bir kuralı ya uygular, ya da uygulamaz. Boşuna dememiş atalarımız: “At, sahibine göre kişner.” Bir birimden hangi sesi duymak istiyorsanız, yöneticisini de ona göre seçiniz. Yukarıdaki iki kaptan, buna en güzel örnektir.
Not:
1- Operasyondan sorumlu üst düzey yöneticisi ile konuşunca yasayı uygulamak konusunda şirket olarak hassasiyetlerine inandım. Ancak deniz ortasında kumanda kaptanlardadır. Tayfun Kaptan’ların sayısının artması gerekir.
2- Topçular- Eskihisar gemileri ayrı bir cumhuriyete ait. Yalova’nın isminden midir bilmem, orada 4207 sayılı Yasa’yı takan yok.