At Kendini Denize
Yaz geldi. Şimdi ne güzeldir Ege. Harikadır Akdeniz. Çoşkundur Karadeniz. Marmara da yakınımızdaki mavi. Şairin dediği gibi kendimizi denize atmak gerek. Yelken olmak, kürek olmak, dümen olmak, balık olmak ve su olmak gerek. Sonrasında balık sofralarında yaşamı daha da tatlandırmak gerek. Tüm bu güzelliklerin içinde bir de durup, denize atılanları da düşünmek gerek. Denizlerimize neler atılıyor?
Bizlere, bu güzelim gezegene temiz denizler gerek. Temiz deniz demek sağlıklı gezegen demektir. Gezegenimizin can damarı denizlerdir. Denizlerimize maalesef atık veriliyor. Böylece deniz taşımacılığı, turizm ve balıkçılık doğrudan etkilenerek deniz ekosistemini, başta denizsel biyoçeşitliliği koruyamıyoruz. Deniz ile insan uyumlu yaşamı bozuluyor. Sürdürülebilir kıyı ve deniz yönetimi ile deniz koruma alanları yaratılması ve bu kavramın yaygınlaştırılması sonucunda sürdürülebilir deniz ekonomisi başarılabilir. Bu ekonominin de itici gücü küçük ölçekli balıkçılar, yerel eko-taşımacılık ile eko-turizmciler olacaktır. Böylece mavide yeşil ekonomi başarılacaktır.
Denizin hem en iyi dostu hem de düşmanı insandır. Çünkü insanın gittiği her kıyıda değişim başlar. Deniz ve kıyı koruma alanında tüm doğal, tarihsel ve kültürel özellikleri insan etkisinden koruma ve kollama hedeftir. Ülkemiz bu konuda önemli bir ilk adım atmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye tarafından gerçekleştirilen büyük ölçekli “Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanlarının Güçlendirilmesi” projesi ile sürdürülebilir deniz ve kıyı alanları sürdürülebilir yönetimini için Datça-Bozburun, Fethiye-Göcek, Foça, Gökova, Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgeleri ve Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nda çalışılarak “Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Strateji ve Eylem Planı” çerçevesi hazırlandı.
Bu satırları okurken bu kıyılardan birinde olabilirsiniz. Ya da planınızda oralar vardır. Belki de bambaşka bir yerde olacaksınız. Henüz karar vermediniz. Gittiğimiz yerlerin kıymetini bilelim. Sonraki yıl gittiğimizde oralar eski oralar olmayabilir. Oralarda yerel ekonomi için, mavi için, yeşil için uğraşan sivil güce katkı vermek üzere neler yapabiliriz diye küçük bir dikkat vermek gerek. Mavide yeşil işler için emekliliği ille de beklemek gerekmez. Yerelden istihdam alıp mavide yem yeşil bir KOBİ niçin kurulmasın? Ya da yerel bir sivil güç için yaşadığımız kentten niçin uğraş vermeyelim.
Bu hafta 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlanıyor. Denizcilerimizin, 2023 yılında dünyada ilk beşe girme hedefi olan deniz eğitimcilerimizin yolu açık olsun. Deniz eğitimi başarısı ülkemize deniz ticareti başarısını da getirecek ve deniz ekonomimiz çoşacaktır. 1773'ten bu yana, Mühendishane-i Bahr-i Hümayun (İmparatorluk Deniz Mühendishanesi) zamanlarından bu güne dek İTÜ ve Deniz Harp Okulu mezunlarına, mühendislere, subaylara selam olsun.
Gününüz sürdürülebilir, yaşamınız enerji dolu ve mutlu olsun.
"İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır"