Asya'da yeşil aktivistlerin sayısı artıyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

 

Vietnam gibi tek partili ülkelerden, Filipinler ve Malezya gibi demokrasinin gelişmeye başladığı ülkelerde, insanlar sadece oy vermekle sınırlı kalmayıp, siyasi sürece de katılmak istiyorlar. "Kırmızı çizgilerin" dışına çıkmayan Asyalı aktivistlerin hedefi, devlet ile toplum arasında diyalog alanı yaratmak.

"Özgürlüğe inanıyorum. İnsanlar siyasi sürece katılabilmeliler. Biz insanlara yer açıyoruz. Sokaklardaki kalabalık eğlence gibi görünse de, aslında insanların birbirine destek vermesini temsil ediyor."

Bu sözler Vietnamlı bir aktivistin sözleri ve son dönemde Asya'da bir çok ülkede yaşananları anlatıyor.

Bugün Vietnam gibi tek partili ülkelerden, Filipinler ve Malezya gibi demokrasinin gelişmeye başladığı ülkelerde, insanlar sadece oy vermekle sınırlı kalmayıp, siyasi sürece de katılmak istiyorlar.

Endonezya'da sivil aktivistlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ülkede 1998 yılında 800 olan sivil toplum kuruluşu sayısı bugün 20 bine ulaşmış durumda.

Hindistan'da hükümetin yolsuzluk gibi sorunlara çözüm üretememesi, kitlesel protestoların yaşanmasına yol açıyor.

Tayland'da açılan bir dava, Map Ta sanayi bölgesinin çevreye zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesini talep etti ve toplamda 12 milyar dolarlık yatırım yapılması öngörülen 70 fabrikanın inşaatını askıya aldı.

Malezya'da yeşil aktivistler ender metal çıkartmak için kurulması planlanan bir fabrikaya dava açtılar ve inşaatı bir sene durdurdular. Yine aynı ülkede protestocular, seçimlerin daha adil yapılması talebiyle sokaklara döküldüler. Şeffaf seçimleri savunan Bersih isimli grubun yükselmesi ile birlikte, ülkede seçimlere katılım oranı yüzde 85'lere ulaştı. Çok sayıda gönüllü, sandıkların başında görev aldı. 

Myanmar'da çevresel nedenlerden dolayı 3.7 milyar dolarlık hidroelektrik santrali inşaatı durduruldu.

Çin'de çevre ve toprak sahipliği konusunda çok sayıda protesto düzenleniyor. Çinli çevreciler geçtiğimiz sene çok sayıda projenin askıya alınmasını sağladılar. Bunlardan birisi de 1.6 milyar dolarlık çelik eritme fabrikası. 2011 yılında, çevreye zarar verdiği için 500'ün üzerinde pil fabrikasını kapatıldı.

Bangladeş'te kadın tekstil işçileri daha iyi çalışma şartları talep etmek için sokaklara döküldü.

Bu örnekleri uzatmak mümkün; çünkü Asyalı sivil aktivistler, her zamankinden daha etkili bir şekilde organize olmayı başarıyorlar. Bu süreçte teknolojinin gelişmesi de önemli bir rol oynuyor. Yani katılımcı demokrasinin yaygınlaşması ile teknolojik gelişmeler parelel bir seyir izliyor.

Asya, Avrupa ve ABD'yi geride bırakıyor

Bugüne kadar doğru dürüst işleyen bir sabit telefon sistemi olmayan ülkeler, bir anda 3G, 4G teknolojisine geçtiler. İnsanlar hem dünyada tartışılan konular hakkında bilgiye ulaşmaya, hem de kendi aralarında çok daha kolay şekilde organize olmaya başladılar.

Internet World Stats (Dünya İnternet İstatistikleri) verilerine göre, 2012'nin 2. çeyreğinde Asya'daki internet kullanıcılarının oranı 1 milyarı aştı. Bu sayı Avrupalı internet kullanıcılarının iki, ABD'li internet kullanıcılarının ise dört katına ulaşıyor.

Hindistan'da cep telefonu sayısı, tuvalet sayısından fazla. Endonezya ise, Facebook kullanıcı sayısı ile ABD, Brezilya ve Hindistan'ın ardından dördüncü sırada geliyor.

Yeşil aktivistler kök salıyor

Asya genelinde en fazla protestonun yapıldığı konular sağlık, eğitim ve yolsuzluk. Son dönemlerde en hızla yükselen protesto alanı ise çevre.

Asya ülkeleri seneler boyunca batılı şirketlerin yatırımlarına ev sahipliği yaptı. Batılı şirketlerin kendi topraklarında üretim yapmalarına izin verdiler ve böylece bölgede istihdam yaratılmış oldu. Fakat bu şirketler, çevre, işgücü hakları, çalışma şartları gibi standartları hiçe sayarak, sadece büyümeye odaklandılar. Bugün gelinen noktada ise, çevreye verdikleri zararlar gerçekten inanılmaz boyutlara ulaştı.

Asya Kalkınma Bankası tarafından kurulan Clean Air Asia grubuna göre, her yıl Asya'da otomobil ve sanayi üretiminden kaynaklanan hava kirliliğinden dolayı hayatını kaybedenlerin sayısı 800 bini buluyor. Çin'de hava kirliliğine yönelik tepkiler her geçen gün artış gösteriyor. Bu tepkilerin Avrupa'daki kadar etkili bir boyuta ne zaman ulaşabileceğini zaman gösterecek.

Kırmızı çizgileri benimsemiş durumdalar

Her ne kadar Asya genelinde sivil toplum sesini çok daha fazla duyurabiliyor olsa da, yine de hareket alanı sınırlı kalıyor. İnsan hakları, eşitlik, ayrımcılık, çevre gibi konuları gündeme getirebilen aktivistlerin, devleti suçlamaları söz konusu değil. Hatta batılı uzmanlar, Asyalı aktivistlerin kırmızı çizgilerini kendilerinin belirlediğini söylüyorlar.

Sonuç olarak, Asyalı aktivistlerin hedefi devlet ile toplum arasında diyalog alanı yaratmak.

40 yaşındaki Vietnamlı aktivist Le Quoc Binh'in yazının başında verdiğimiz sözleri, bu değişim ihtiyacını ve yaşanan süreci çok güzel özetliyor: "Özgürlüğe inanıyorum. İnsanlar siyasi sürece katılabilmeliler. Biz insanlara yer açıyoruz. Sokaklardaki kalabalık eğlence gibi görünse de, aslında insanların birbirine destek vermesi anlamına geliyor. Biz hükümetler işbirliği içinde çalışıyoruz. Hükümetle çatışmak istemiyoruz. Bunun sonucunda hükümetin 'hoşgörüsü' artış gösterdi. Zarfı biraz itiyoruz ve verecekleri tepkiyi bekliyoruz. Daha sonra zarfı biraz daha itiyoruz."

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar