Asya, Arap ekonomileri için model olabilir

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

 

Arap Baharı, sadece halkların özgürlük talebi değil, aynı zamanda yolsuzlukların sonlanması, ekonominin kalkınması, gelir dağılımının düzelmesi adına gerçekleşen bir hareketti. 2011 yılında yaşanan bu hareketler sonrasında göreve gelen hükümetler, ekonomik açıdan oldukça zor bir tablo ile karşılaştılar: Bir yanda küresel finans krizinin yarattığı etkiler; diğer yanda Arap ekonomilerinin en büyük ticaret ortaklarından AB'nin yaşadığı ekonomik resesyon.

Arap Baharı'ndan iki yıl sonra bugün, 80 milyon nüfusa sahip Mısır'da, halkın yarısından fazlası günde 2 doların altında bir gelirle yaşıyor. Tunus'ta diplomalı işsizlerin sayısı hala çok yüksek, bölgeler arasındaki eşitsizlikler sürüyor.

Genel olarak baktığımızda, Arap Baharı'nın bölgeye ekonomik bir bahar getirmediği ortada. Arap ekonomilerinin net bir kalkınma stratejisine ihtiyaçları olduğu kesin. Peki bu ekonomiler neden başarılı olamıyor?

Yükselen ekonomiler uzmanı ekonomist Alexandre Kateb, "Neden BRIC ülkeleri dünyayı değiştiriyor?"isimli kitabın yazarı. Kateb, aynı zamanda Arap ekonomilerinin neden başarısız olduğunu sorgulamış.

Arap Baharı sonrasında göreve gelen hükümetlerin, ekonomik ve sosyal yönetim açısından bir önceki hükümetlerden daha iyi olmadığını söyleyen Kateb, bu hükümetlerin ekonomi stratejilerine yönelik net bir vizyon ortaya koyamadıklarını belirtiyor.

Yaşanan olayların turistleri ve yabancı yatırımcıları bu ülkelerden kaçırdığı gerçek, ama Kateb'e göre ekonomik zorlukların temelinde daha kurumsal nedenler var.

Bu nedenleri ekonomist Kateb'ten dinleyelim:

Teşviklerde eşitsizlik

. Bölge ülkelerinin en önemli özelliği ekonomik ve finansal kaynakların oligarşinin elinde olması. Bu kesim 2011 yılından bu yana yaşanan siyasi olaylardan etkilenmedi.

. Bankalar; madencilik, enerji, ticaret, turizm, lüks emlak gibi bir çok sektörü finanse ediyor, fakat sanayi sektöründe faaliyet gösteren kobilere son derece sınırlı kredi sağlıyor. Bunun nedeni sanayi sektöründeki kobilerin riskli olarak görülmesi.

. Eğitim sistemleri kamu sektörüne personel yetiştirmeye odaklı. Profesyonel eğitim yeterince gelişmiş değil.

. Tarımda verimlilik sağlanamıyor. Bunun başlıca iki nedeni yatırım ve işgücü eksikliği.

. Aşırı değerli para birimleri ve 1980-1990'lı yıllardaki yapısal düzenleme planları kapsamında gümrük engellerinin kaldırılmış olması, sanayide her türlü farklılaşmayı engelledi. Yerel üretim yerine, ithalat desteklendi.

. Enerji ve gıda sektörlerine yönelik sübvansiyonlar, toplumsal tepkilerin en büyük nedenlerinden biri oldu. Çok uzun yıllar önce, halkı, birincil önem taşıyan bu ürünlerde meydana gelecek fiyat artışlarından korumak için uygulanan bu teşvik mekanizmaları, bugün GSYIH'nin yüzde 5 ila 10'unu temsil ediyor. Bu mekanizmalar aynı zamanda devlet bütçelerinin yüzde 20 ila 30'unu tüketiyor.

Uluslararası fonlar arasında rekabet yaratılabilir

. Genel olarak, önce Japonya, sonrasında ise Güney Kore ve Çin'in izlediği doğu Asya kalkınma modeli, devlet ve özel sektör arasında güçlü sinerjiler yaratılmasına dayanıyor. Bir tarafta özel girişimler desteklenirken, diğer yanda sanayi, ticaret ve finans politikaları belirleniyor ve bunlar sürdürülüyor.

. Arap Baharı ülkeleri, finansal açıdan, IMF, Dünya Bankası gibi geleneksel fonlar ile İslami Kalkınma Bankası, Çin Kalkınma Bankası gibi finans kurumları arasında rekabet yaratabilirler. Bunun dışında, petrol zengini Körfez ülkeleri, ikili anlaşmalar yerine, Arap para fonu gibi mekanizmalar yoluyla, daha etkin bir şekilde devreye girebilir.

Bölgesel entegrasyon geliştirilmeli

. Kurumsal mekanizmaların yanı sıra, Arap Baharı ülkeleri arasındaki alışverişlerin artması da verimlilik açısından çok önemli. Bu kapsamda Brezilya ve Hindistan'ın tarım sektöründeki uzmanlıkları; ya da Çin, Tayland ve Malezya'nın sanayi sektöründeki deneyimleri örnek alınabilir. Sonuç olarak Arap ülkelerinin bölgesel entegrasyona önem vermeleri gerekli. Güney Doğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) iyi bir ilham kaynağı olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar