Asma yaprağı ihracatına AB’den özel denetim

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Osmanlı mutfağının önemli ürünlerinden biri olan asma yaprağı sarması, günümüzde Akdeniz diyetinin beğeniyle tüketilen yemeklerinden birisidir. Türkiye'nin hemen her yerinde yaygın olarak tüketiliyor. Salamura asma yaprağı ve dolması, son yıllarda Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Avrupa'dan gelen talep üzerine aynı zamanda önemli bir ihraç ürünü oldu. Türkiye'den Avrupa Birliği'ne (AB) salamura asma yaprağı ihraç ediliyor.

AB, Türkiye'den asma yaprağı almak istiyor. Fakat aynı zamanda sağlıklı olmasını istiyor. Üzümün zarar görmemesi için zararlılara karşı kullanılan zirai ilaçlar asmanın yaprağına geçtiği için, ihracatta kalıntı sorunu yaşanıyor. Zirai ilaç kalıntısı nedeniyle hızlı alarm sistemine takılan asma yaprağı ile ilgili AB yeni önlemler alıyor. Türkiye'den AB’ye ihraç edilecek asma yaprağına özel önlem alınacak.

Ticaret Bakanlığı uyardı

Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi aracılığıyla ülke genelindeki ihracatçı birliklerine gönderdiği yazıda, AB’nin asma yaprağı ile ilgili aldığı önlemleri bildirdi. Yazıda, AB nezdinde gerçekleştirilen muhtelif mevzuat değişiklikleri kapsamında, 669/2009/EC sayılı Komisyon Tüzüğü'nü tadil eden ve 885/2014/EU sayılı Komisyon Uygulama Tüzüğü'nü yürürlükten kaldıran, pestisit kalıntılarının bulaşma riski nedeniyle hayvansal menşeli olmayan bazı gıdaların belirli üçüncü ülkelerden ithalatında özel şartların getirilişine dair 2018/1660/EU sayılı Komisyon Uygulama Tüzüğünün, AB Resmi Gazetesi'nin 8 Kasım 2018 tarihli ve L 278 sayılı nüshasında yayımlandığı bildiriliyor.

Yazının devamında, "Düzenleme ile ülkemiz menşeli asma yaprağı ithalatının özel şartlara tabi kılındığı, asma yaprağı ihracatından önce uygunluğunun onaylanması için numune alınması, analizi de içerecek şekilde resmi kontrole tabi tutulması ve tüm sevkiyatlara Tüzüğün Ek 2'sinde yer alan ve menşe ülkedeki ilgili otorite tarafından doldurulacak sağlık sertifikasının eşlik etmesi gibi hususların hükme bağlandığı" ifade ediliyor.

Uygulama 8 Aralık'ta başlayacak

Türkiye menşeli asma yaprağındaki pestisit maksimum kalıntı limiti (MRL) değerlerinin tespitine ilişkin düzenlemelere yer verilen mezkur Tüzük, 8 Aralık 2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak.

Avrupa Komisyonu'nun kabul ettiği 2018/1660 sayılı Komisyon Uygulama Tüzüğünde asma yaprağı ile ilgili bugüne kadar yapılan pestisit denetim sıklığının artırılmasına rağmen etkin bir çözüm bulunamadığına dikkat çekilerek Türkiye'den asma yaprağı ithalatı için özel şartlar oluşturulması gerektiği bilgisine yer veriliyor.

Asma yaprağı ile ilgili alınan önlemler hakkındaki değerlendirmeyi şöyle özetleyebiliriz:

Türkiye'den asma yapraklarının ithal edilmesinin sağlık açısından ciddi bir risk teşkil edeceğine ve söz konusu riskin halen yürürlükte olan önlemler tarafından tatmin edici bir şekilde karşılanamayacağına dair kanıt sağlanmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'den gelen asma yaprakları ve Vietnam'dan Pitahaya (ejderha meyvesi) için özel ithalat şartları oluşturmak gerekmektedir.
Bu kapsamda asma yaprağı Türkiye'den AB’ye ihraç edilmeden önce resmi kontrollere tabi tutulacak. Bu ürünlerin tüm sevkiyatlarına Komisyon Direktifine göre örneklendiğini belirten sağlık sertifikası şartı getiriliyor.

AB kendi tüketicisini korumak için her türlü önlemi alıyor. Asma yaprağı dolması Türkiye'de de çok yoğun tüketiliyor. Zirai ilaç kalıntısı ile ilgili herhangi bir denetim yapılıyor mu? sorusuna gönül rahatlığıyla "evet" diyemiyoruz.

İthal ürünler ne kadar denetleniyor?

AB kendi tüketicisini korumak için her türlü önlemi alırken, Türkiye'ye resmi veya kaçak yollardan her türlü gıda maddesi giriyor. Başka ülkelerden geri dönen gıda ürünleri Türkiye'deki tüketiciye satılıyor. Gümrüklerde görev yapanlar, ilgili görevliler elbette ellerinden gelen çabayı göstererek denetim yapmaya çalışıyor. Fakat tepeden emirle ürünlerin nasıl ülkeye sokulduğu da biliniyor. Kaldı ki, ülkede ithalatı destekleyen politika var. Fiyatı artan her ürün ithal ediliyor.

Kabak çekirdeği ithalatı

Üretimi yeterli olmasına rağmen çerezlik çekirdek bile ithal ediliyor. Kabak çekirdeği üreticisi okurumuz Hamza Çolak'ın gönderdiği mesaj ithalata verilen desteği gösteriyor. İşte o mesaj:
"Devlet kabak çekirdeğine stratejik ürün olarak görmediği için destek vermiyor ama ithalatına izin veriyor. Çerezlik kabak çekirdeği tarımsal ürün olarak kimsenin umurunda değil. Pahalı olsa almazsın,daha ucuz kuru yemiş alırsın. Fiyatı yükselse de düşse de pek haber de olmaz,patates soğan gibi fiyatı yükselince de kıymeti yoktur.

Yerli üretim bize yeter, dışarıdan ithalatına et gibi gerek yoktur. Buğday gibi ithal edilip un olarak ihraç de edilmez. Ayçekirdeği gibi ithal edilip sanayide yağ üretimi için de kullanamazsın. Bunlara rağmen ithalatına neden izin verilir,bilinmez.

Benim elimde 2 ton var. Komşum toptancı, benden almak yerine daha pahalı olmasına rağmen ithal alırım diyor. Geçmişte çiftçiden alıp pazarlayan toptancı ile görüştük, çiftçiden alıp eleme-sınıflandırma-nakliye-işçi vs bunlarla uğraşmak yerine ithali toplu alıp paketleyip (bir kısmını da kavurup) satıyorum diyor.

Geleceğim nokta şu, geçen yıl kabak çekirdeği para etti, fiyatlar daha yükselmesin diye ithalata izin verdiler ve 17-18 lirayı bulan fiyatlar bir anda 12-13'lere düştü. Ama sorun bu değil, ithalatla toptancılara kolaycılığı öğrettiler. Şimdi daha pahalı olsa da ithal ürün alıp paketleyip satıyor. Aradaki iş kolları ve yerli çiftçiyi bitiriyorlar: Daha sonra bize yeten ürünlerde bile ithalatçı konumunda oluyoruz. Benim ürünüm para etmiyor, dışarıdan ürün getirip başka ülkelerin çiftçisini zengin ediyoruz."

Özetle, AB ihtiyacı olan ürünü, üreticisini de tüketicisini de koruyarak ithal ediyor. Türkiye'de ihtiyaç olmasa da üreticiyi "terbiye edici" politika olarak ithalat yapılıyor. Denetimler de yetersiz.
NOT: Bugün Antalya'da Growtech Fuarı'ndayım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar