Aslan gibi adam halk adamı Mevlüt Aslanoğlu
Geçen cuma sabahı Umut Oran’dan vefat haberini aldığım Mevlüt Aslanoğlu’nu Cumartesi günü Ataköy Camii'nden uğurladık. Mevlüt Aslanoğlu, herkesin yardımına koşan, memleketi Malatya’nın en ücra köy okullarını bilgisayarlarla donatmak için, birçok işadamından yardım toplayıp amaçladığı sonucu hakkıyla gerçekleştiren, vefakar, dost canlısı bir halk adamıydı.
Pazar günü Vahap’ın yazısında 2001 yılında bizi Malatya’ya davet ettiğini anlattığı olayı, ben de siz okurlarımla paylaşmak isterim.
O gün ben, Vahap’la bir panel için Elezığ’a gidiyordum. Mevlüt telefon etti “Babacığım Vahap’tan öğrendim, siz Elazığ’a gidiyormuşsunuz? Panel sonrası Malatya’ya hayırlı bir iş için geleceksiniz. Ben Doğanşehir’de Polat beldesinde bir okulda bir kütüphane kurdum, bilgisayarını yerleştirdim. Bu kütüphaneye de Nezih Babanın adını verdim. Sizin Elazığ toplantısından bir gün sonra gelin birlikte açılışını yapalım. Tamam mı babacığım?” dedi.
Sonra, bizim Polat beldesine götürülmemiz için Adnan Aksoğan’lardan ricada bulunduğunu, onun Zafer otobüsleri yazıhanesinde buluşarak gelmemizin bilgisini verdi. 'Biliyorsunuz Elazığ Malatya 70 kilometre' dedi.
Nezih Bey vefat edeli birkaç ay olmuştu. Belirtilen gün Elazığ’dan Malatya’ya geçip buluşup, Polat beldesinde müzevazı okuldaki Nezih Damirkent kütüphanesinin açılış törenine katıldık. Bilgisayarı da yerleştirilmiş olan kütüphane önünde öğrencilere bir konuşma yaparak Nezih Demirkent’i anlattık.
Mevlüt , birkaç yıl sonra yine beni Malatya’ya davet etti. Dönemin valisi kentte eğitime katkısı nedeniyle bir tören düzenlemişti. Gittiğimde törende kendisine katkıları nedeniyle teşekkür eden konuşmalar yapıldı. Tören sonrası, “Mevlüt kaç okulu bilgisayarla donattın?” diye sordum. “Babacığım, donattıklarımın çetelesini tutmadım. Ama 20 kadar köy ve beldeden bana ulaşmış yeni istek var. Şimdi, İstanbul’a döner dönmez, onların bilgisayarları için zengin dostlarımdan ‘dilencilik’ yapıp, onları tamamlayacağım” dedi.
Mevlüt’ü ben, Garanti Bankası Çemberlitaş Şube Müdürü'yken şubenin mevduatını artırmak için yaptıklarının hikayesini dinledikten sonra tanımıştım.
Aylarca, kendi şubesinde hesap açtırıp, mevduat getirmesini istediği Gedikpaşa’daki spor ayakkabı satıcısı Hacı Amca'nın, kapısı önünde sabahın köründe çıkan yada Mavlüt’ün mizansen olarak çıkardığı söylenen yangına ilk müdahale eden kişi olarak, Hacı Amca'nın takdirini kazanmış. Ziraat Bankası’ndaki hesabından bir kısmını kendi şube müdürü olduğu şubeye taşıtabilmişti.
Mevlüt’ün bankacılık dönemiyle ilgili birçok benzeri ilginç hikayeyi ortak dostumuz İbrahim Betil’den ve kendisinden dinlemiştim. Aynı şekilde bankacılık sonrası siyasetçiliği döneminde bir toplum hizmetkarı olarak, zenginleri örgütleyerek Malatya’ya yaptığı ağırlıklı eğitim hizmetlerini de, siyasal yelpazenin farklı kesimlerinden birçok kişinin, övgü ile aktardığına birçok kez tanık oldum.
İki dönemi Malatya, son dönemi İstanbul milletvekilliği döneminde yaratıcı muhalefeti ve çalışkanlığı ile başardığı işlere de tanık oldum. Cenazesinde iktidar muhalefet ayrımının söz konusu olmadığı bir siyasetçi kalabalığı, çok sayıda işadamı ve binlerce hemşehrisi onu uğurlamaya geldiler. Bir sevgi seli içerisinde Ataköy Camii'nden kendisini cumartesi günü uğurladık. Mekanı cennet olsun...