Askeri harcamalar ve kalkınma

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com


Asistanlığa başladığımda ilk maaşımla aldığım kitap Paul Samuelson'un Economics'i olmuştu. Kitabın Türkçe çevirisini rahmetli Demir Demirgil hoca çok güzel yapmıştı, ben de lisans eğitimim sırasında okumuştum. Fakat kitabın İngilizce on birinci baskısını görünce epeyce bir para vererek yine de satın aldım. Kitabın ilk bölümünde iktisadın temel sorunları ele alınır. Konu tartışılırken Samuelson üretim olanakları (dönüşüm eğrisi de denilir) eğrisini kullanarak, bir  ülkenin sahip olduğu üretim olanakları ile tereyağı ya da silah (top) üretebileceğini, ülkenin bu maldan hangisini tercih ederse diğerini üretmekten vazgeçmek zorunda kalacağını çok güzel anlatır.
Size burada iktisat teorisi anlatacak değilim. Ancak ülkelerin sahip oldukları kaynakları hangi malları üretmek ya da tüketmek için kullandığının, o ülkenin kaynak etkinliğini belirlemede önemli olduğunu söylemeden de geçmek istemiyorum. Basit bir ifade ile şunu vurgulamak istiyorum: bir ülke sahip olduğu üretim imkanlarını eğer silaha ayırıyorsa enerji üretmekten ya da eğitimden vazgeçiyor demektir.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI) geçtiğimiz hafta dünya da askeri harcamalara ilişkin verileri yayınladı. Bu verilere göre 2010 yılında dünyada yapılan askeri harcamaların  %42'si ABD'ye ait. ABD'yi %7.3 ile Çin takip etmekte. En çok harcama yapan diğer ülkelerin payları ise şöyle: İngiltere %3.7,   Fransa, Rusya ve Japonya %3.6, Almanya ve Suudi Arabistan %2.8, Hindistan %2.5 ve İtalya %2.3, %25.53'de dünyanın geri kalan ülkelerine ait.
Bu harcamaları yapan ülkelerin bir çoğu 2008 krizi ile sarsılmış olan ülkeler, Çin ve Hindistan ise yakaladıkları yüksek büyüme oranlarına rağmen hala yoksulluk pençesinin altında olan ülkeler.  (Ben Suudi Arabistan'ı bağımsız bir ülke olarak görmediğim için değerlendirmeye bile almıyorum.) Yayınlanan verilerden görülen bir başka sonuç ise, krizin ateşleyici ve en çok etkilenen ülkesi olan ABD'nin buna rağmen askeri harcamalarını artırmaya devam etmesi. ABD askeri harcamalara 2008 yılında 619 milyar dolar ayırırken, 2010 yılında bu rakam 698 milyar dolara yükseliyor.
ABD'nin askeri harcamalarını artırması normal. Dünyanın jandarması rolünde. Buna karşın gelişmekte olan ülkelerin askeri harcamalara çok fazla kaynak ayırması anlamlı değil.  Asya'nın, Afrika'nın, Latin Amerikan'ın yoksul ülkelerinin   yurtdışında askeri, ekonomik ve siyasal güçleri  olmamalarına rağmen bu ülke yönetimlerinin askeri harcamaları artırmalarının altında yatan unsur,kendi yönetimlerini koruma güdüsü. Gündemde olduğu için söyleyelim. 2009 yılı verilerine göre  Suriye GSYH'sinin %4'ünü silah harcamalarına ayırmış Bu ülke geçmiş yıllarda kimi zaman (1991) GSYH'sinin %9.7'sini askeri harcamalar için kullanmış.
Türkiye'de  AKP Hükümeti Askeri Harcamaları Azalttı
Türkiye AKP hükümeti ile birlikte, askeri harcamaların GSYH'den aldığı payı azaltarak, üretim imkanlarını askeri harcamalara ayırmak yerine başka alanlara kaydırarak doğru bir tercihte bulundu. Askeri harcamalar kamu harcamasıdır. Bütçeden eğitime, sağlığa ayrılan kaynaklarda kamu harcamasıdır. Hükümetlerin görevlerin başında  kalkınma göstergelerini  iyileştirmektir. Bunun için kamu harcamalarında etkinlik önemlidir. Bunu sağlamanın yollarından biriside askeri harcamaları azaltmaktır. Mevcut hükümet bunu yapmıştır. Hocam, buna rağmen kalkınma göstergeleri iyileşmedi diyebilirsiniz. Haklısınız. Demek ki, bu olumlu gelişmeye rağmen etkinlikle ilgili sorun hala devam ediyor.


Türkiye'nin Askeri  Harcamaları (2009 Yılı ABD Doları Cinsinde Sabit Fiyatlar İle, milyar dolar)
                                               2002   2003    2004   2005   2006   2007   2008    2009   2010
Askeri Harcamalar              
8.9      17.0      15.6    14.7    15.8    13.8     15.2     16.3     15.6
Askeri Harcamalar/GSYH   3.9        3.4        2.8      2.5       2.5       2.2       2.3       2.7       2.1

Kaynak: SIPRI Database.www.sipri.org. Erişim tarihi 21.3.2011

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019