Askeri gücümüz ve teknolojimiz nedir?

16 Temmuz günü sabahı itibari ile yepyeni bir bakış açısıyla uyandık. Artık ne asker eski asker ne devlet eski devlet, ne siyaset eski siyaset olmayacaktı. Ülkemiz çok darbe atlatmıştı ama dünyanın hiçbir yerinde görünmeyen bir darbe anlayışı ile karşı karşıya idik. Canlı yayınla darbe girişimini seyrediyorduk. Savaş uçakları havada uçuyor, vatandaşı, meclisi, sokakları bombalıyor, boğaz köprüsü kapatılıyor, tanklar önüne geçeni ezip geçiyor, asker karşısında bulunan silahsız kişilere ateş açıyor kimin ne yaptığı belli olmayan bir darbe girişimi ortaya çıkıyordu.

Hep yıllardır konuşup söylediğimiz dünya’nın en modern en büyük ordularından birine sahibiz söylemimiz bir anda havaya uçup gidiyordu. Milletin alnının teriyle kazandığı parayla ödediği vergilerle alınan uçaklar, tanklar, helikopterler, silahlar halka ölüm kusuyordu. Bu darbe girişimi emir komuta zincirinde olmayıp, cemaat anlayışı ile ortaya çıkan ne olduğu, nereye bağlı olduğu belli olmayan bir yapı ile yapılmaya çalışıyordu.

İlk 100 firmayı incelediğimizde bu firmaların ilk 10’daki askeri amaçlı satışlarına baktığımızda yaklaşık 200 milyar dolar, sivil amaçlı ürünleri satışlarını dahil ettiğimizde 419 milyar dolar gibi devası bir endüstri kuruluşları olduklarını görüyoruz.

100. sırada yer alan firmanın cirosunun 760 milyon dolar olduğunu bir kenara not edelim. İlk 100 içine ülkemizden ASELSAN ve TAI firmaları girmiştir. İki firmamızın toplam cirosu 1 milyar 965 milyon dolar olmuştur. Bizim göz bebeğimiz olarak gördüğümüz ROKETSAN, HAVELSAN, FNNS gibi firmalar bu listeye girememektedir.

İlk 100 firmanın askeri satışlar içinde aldığımız pay %0,05 binde 5 ile ifade edilebilmektedir. Havacılık ve savunma sanayi üretimi yapan ilk 100 firmanın yaptığı ciro içindeki payımız %0,07 ile ifade edilebilmektedir. Bu satış içinde tüm firmalarımızın satışı dahil olduğunu da not etmekte fayda var.

Ülkemiz savunma ve havacılık sanayimiz son 10-15 yıl içinde çok ciddi çalışmalar yapmıştır, ama 5-10 yılda ilerleme sağlanacak bir sektörler olmadığını görüyoruz, bu alanda çalışan büyük firmalara baktığımızda yaklaşık 100 yıllık tecrübeye ve birikime sahip olduklarını havacılık tarihi ile aynı yıllarda kurulduğunu görmekteyiz.

Yaptığımız çalışmalar doğru ve yerindedir. Bu sektörler atletizmdeki maraton koşusuna benzer biz şu an bu alanda emekleme aşamasındayız. Daha çok kat edecek yolumuz var.

Kaynak: SASAD, DELOITTE, TRADEMAP, SSM, SIPRI, DEFENSE NEWS, WORLD BANK,